İhale bu kadar uzun sürünce de katılımcılara tavuk şiş ve salatadan oluşan bir öğle yemeği verilmiş ki doğru bir seçim. O kadar parası olan çok sayıdaki erkek konuğun sağlıklarını korumaya özen gösterecekleri düşünülmüş belli ki.
Yemek molasında salonda Zekai Tunca’dan Türk Sanat Müziği şarkıları çalınmış.
Ki bu da Hindistanlı ve Malezyalı yatırımcıların ihalede neden bu kadar çok para verdiklerini açıklıyor olabilir.
Ben kişisel olarak Zekai Bey’in sesini ve yorum tarzını beğenirim, Türk Sanat Müziği’nden de hoşlanırım ama bu müziğe yabancı kulakların bu işten hazzettiklerine hiç rastlamadım.
Bence bu şarkılar sayesinde yabancılar ikinci bir yemeği göze alamadılar ve fiyatı bir an önce artırıp ihaleyi bitirdiler diye tahmin ediyorum.
Eğer işin Alman ortaklı konsorsiyum tarafından alınması istenseydi şöyle en ağırından bir Mahler senfonisi uygun düşerdi. Öteki konuklar uykuya dalacakları için Frankfurtlular ihalenin sahibi olabilirdi ama o zaman fiyat bu kadar yüksek olmazdı tabii.
Fiyatı iyice yükseltmek için de ihaleyi kazanan Limak’ın patronu Nihat Özdemir’i gaza getirecek bir Diyarbakır türküsü daha doğru olurdu. Mesela, "Bir mumdur, iki mumdur" türküsü, açık artırmanın ruhuna da uygun olurdu. Mum başına 500 milyon dolarlık bir artırmadan söz ediyorum ki türküde mumların sayısı biliyorsunuz 14’e kadar çıkıyor!
Cep telefonuma ihalenin bittiğine ilişkin mesaj geldiğinde ise ilginç bir tesadüf eseri Cahide’de "Armut dalda, kız balkonda sallanır" çalıyordu!
Acaba bundan sonra her ihalenin bitişinde bu türkü çalınsa nasıl olur?
Türküdeki "Şimdiki kızlar ne hoş olur kucakta vay vay" nakaratı bütün özelleştirme sürecimiz açısından bana çok anlamlı geldi.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamış
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!

