Haberler

Kahire: Park, Surlar, Evler

Tarih: 12 Temmuz 2007 Kaynak: Domus Çeviren: Yasemin Aslan


Fotoğraflar; Kareem Ibrahim

On yıl önce, Ağa Han Kültür Vakfı Mısır’ın başkentinin göbeğinde bir kentsel rehabilitasyon programı düzenledi. Tarihi Kentler Destek Programı’nın Proje Yöneticisi Francesco Siravo, müdahele şekilleri ve projede uygulanan stratejiler hakkında konuşuyor. Francesco Siravo ile röpörtajı yapan Rita Capezzuta. Fofoğraflar Christian Richters’e ait.

Ağa Han Kültür Vakfı, İslami ülkelerdeki kültürel mirasın korunması, eğitim ve kültrel alanlardaki girişimleri desteklemek amacıyla 1988’de kurulmuş merkezi Cenevre’de yer alan bir Sivil Toplum Örgütüdür (STK). Dinsel bir karakter taşımayan Vakıf, faaliyet gösterdiği ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerine odaklanmakta, hem kendi öz kaynakları hem de bağış yapanlardan oluşturulan vakıf fonları ile kendini finanse etmektedir. Vakıf üç bölümde örgütlenmiştir: Ağa Han Mimarlık Ödülleri, İslam Mimarisi Ağa Han Programı ve Tarihi Kentler Destek Programı. Kahire’nin merkezinde şu an yapılmakta olan müdaheleler bu son bölümün bir parçası. Programın desteklediği faaliyetler sadece planlama ve koruma müdaheleleri ile sınırlı değil; aynı zamanda mikro-kredi şirketleri kurarak, küçük sanat üretimleri için teşvikler sağlayarak ve eski alanların gelecekteki rehabilitasyonları için özerk yönetim yapıları ve gerekli becerileri geliştirebilmeleri amacıyla mesleki eğitimler sunarak, yerel toplulukların çevresel koşullarını, konutlarını ve ekonomilerini geliştirme konularına da eğiliyor.

Kahire’deki uygulama alanı, Al-Azhar’da - eski bir çöp alanının yerinde- büyük bir kamu parkı yaratılmasından, ortaçağ kent surlarının restorasyonuna ve Darb al-Ahmar’ın sosyal olarak canlı, yoğun nüfuslu tarihi bölgesinin yakın çevresinin kentsel rehabilitasyonuna kadar adım adım uzuyor.


Bab Al-Mahruq’de yenileştirme çalışmaları

Rita Capezzuto: Bu büyük kentsel operasyon, bir parkın tasarımını, Ortaçağ kent surlarının bir kısmının restorasyonunu ve harap olmuş, çökmüş yapıların rehabilitasyonunu gerçekleştirdi. Kahire’nin merkezindeki bu proje ne zaman başladı?

Francesco Siravo:
Proje, (HH) Prens Ağa Han’ın 1980’lerin başında, şehre bağışlama kararı verdiği yeni park düşüncesi ile başladı ve aşama aşama gelişti. Bölge, yaklaşık 33 hektar civarında ve seçilmiş eski ortaçağ kent surlarının kenarında. Alan, uzunca süre bir çöp yatağı olarak kullanılmış ve yüzyıllar geçtikçe bir tepelik araziye dönüşmüş. Park yapım çalışmaları, kazı çalışmalarını ve eski kent surlarının açığa çıkarılmasına neden oldu. Bir yıl öncesine kadar Tarihi Kentler Destek Programı Direktörü olan Mimar Stefano Bianca, uygulamaların kentin planlamasıyla ilişkilerini daha geniş bir bakış açısıyla incelemek üzere sürekli büyük bir dikkat ve özen gösterdi ve müdahelenin içerdiği risklerin ve olasılıkların ne olduğunu anında ortaya koydu. Park kesinlikle, hem fiziksel hem de sosyo-ekonomik açıdan ağır bir şekilde boşulmuş olan kentsel alanın kalitesinde çok büyük bir düzelme yarattı. Ancak aynı zamanda, antik yapıların ve surların tahrip olmasına sebep olan yeni kontrolsüz kentsel gelişmeleri de teşvik etti. Surlar, Mısır’ın hükümdarları olarak Fatimilerin yerine geçen Eyyübi Hanedanı’nın kurucusu olan Selahaddin Eyyübi tarafından 1176’da inşa edilen büyük kale sisteminin bir parçasıdır. Haçlıların, Filistin ve Orta Doğu’nun diğer bölgelerindeki varlığını bir tehdit olarak hisseden Selahaddin ivedilikle bütün kent için büyük bir kale yapımına başladı. Hala varlığını sürdüren güçlendirilmiş kalenin çevresinde odaklanmış yeni surlar, Kahire’nin iki eski yerleşiminin çevresini dönüyor: Fatimi kenti - şu anki al-Azhar Parkı ile sınırlı olan bölge- ve Fustat – daha güneye doğru uzayan ve şu an Eski Kahire olarak bilinen bölge.

RC: Peki, az önce tanımlamış olduğunuz endişelere dayanarak nasıl bir yol izlediniz?

FS:
Şu an park olan yerde birikmiş yıkıntılar büyük oranda taşındı. Bununla birlikte bir toprak kirliliği problemi vardı, bu yüzden arazinin bir kısmı sonradan ekilebilir alan yaratılması için değiştirilmek zorunda kaldı. Aynı zamanda yapım çalışmalarını ertelemek durumunda bırakan bir başka güçlükle de karşı karşıya bulduk kendimizi. 1980’lerin sonunda tüm kent alanının ihtiyacını karşılamak için su biriktiren oldukça büyük üç su tankı, çöp alanının içine yerleştirilmişti. Bu ağırlıkça hafif ancak hacmi çok büyük altyapı elemanları, başlangıçta negatif bir özellik olarak ele alındı, ancak sonradan, tasarım açısından ioldukça lginç olduğu açığa çıkarıldı, o derce ki peyzaj tasarımı ile bütünleştirildiler. Park 2004’de tamamlandı ve yaklaşık 30 milyon Dolara mal oldu, büyük bir başarıydı. Bugün, ortalama 3.000 ziyaretçi kabul ediyor, bu Ramazan ayında 17.000’e yükseliyor. Çoğunlukla Kahireli sakinler tarafından kullanılıyor - turistler çok küçük bir azınlığa sahip-, ekonomik ve sınıfsal ayrımların olmadığı gerçek bir sosyal toplanma mekanı haline geliyor. Başlangıç projesi Boston’dan bir Amerikan grup olan Sasaki Associates Inc.’e aitti. Fiili tasarım çalışması, yine de, inşaat alanının denetiminin de yanısıra, Sites International’dan Mısırlı bir mimar olan Maher Stino tarafından yapıldı. Parkın yanısıra uzayan kent surlarının ötesinde eski Al-Darb Al-Ahmar bölgesi, rehabilitasyon için belirlenmiş üç alan.


Kent surları boyunca eski Darb Shoughlan Okulu; kütüphanesi ve konferans salonu ile bölgeyi bir hizmet merkezine dönüştürüyor.

RC: Alan ne büyüklükte ve nüfus yoğunluğu nedir?

FS:
Alan, hektar başına 1.400 kişilik bir yoğunlukla yaklaşık 110 hektar ve toplam nufüs büyüklüğü 160.000 civarında. Küçük bir tarihi merkez büyüklüğünde. Uygulamalardan biri, Selahattin’in kalesinin yakınlarında tamamlandı. Kahire’nin yeniden inşa edilmesi, onun korunaklı mevkiini kurduğu yerde, Darb Al-Ahmar olarak anılan ana yolun yaratılmasıyla Fatimi kentinin hisar ile bağlanmasıydı. Kahire’deki en önemli camilerin, sarayların ve ticari binaların bazıları bu güzergah boyunca yapıldı. Kentin çekirdeği, sonradan Darb al-Ahmar bölgesi haline gelen bu alanın çevresinde, Memlük ve Osmanlı dönemleri esnasında oluşmuştur.

Alan, mimari açıdan gerçekten çok ilginç özellikler gösteriyor. Eski Eserler Yüksek Kurulu [Supreme Council of Antiquities (SCA)] tarafından korunmuş 152 tane anıt var. Alandaki detaylı çalışmalardan sonra SCA’ya, hem ticari hem de konuta ayrılmış, tarihsel-mimari özellikler taşıyan 200 yapının daha olduğunu bildirdik. Bu miras alandaki bozulma büyük ölçülerdeydi ve 1992’de bir depremle yıkılarak daha da kötü hale gelmişti. 1992’den önce bile, her nasılsa, nufusta zaten sürekli bir düşüş kaydediliyordu. Çalışmalarımız, mevcut binaların sökülmesi ve binalar çöktükten sonra terkedilen parseller üzerinde yeniden inşa edilmesi üzerine imkan ve olasılıkların araştırılması üzerinde odaklandı. Kentsel entegrasyon uygulamaları için kullanılabilecek yapılaşmış dokunun yaklaşık %16 olduğunu hesapladık. Esas hedef, bölgenin ekonomisini besleyen ve destekleyebilen, dengeli, istikrarlı bir nufus seviyesini yaratmak ve bunu sürdürmekti. Spesifik faaliyetler için, farklı karakteristikler ve kamusal alanlar, ikinci derece önemli yapı grupları ya da anıtlar gibi ilginç unsurların bulunmasına bağlı olarak seçilen üç bölge belirledik. 1990’ların sonlarına doğru çok feci bir durumu farkettik. Mısır’daki en yoksul insanlar burada yaşıyordu, ailelerin aylık geliri ortalama 100 Dolar civarındaydı. Buna karşın, Darb Al-Ahmar imalatçıların ve esnafın çokluğu ile birlikte ve bunların daha kuzeyde konumlanmış ve Kahire’nin en önemli turistik yerlerinden biri olarak ele alınan Khan al-Khalili Çarşısında olanlara nazaran önemleri düşmüş olmasına rağmen, bir çok sosyal ve ekonomik aktivitenin olduğu bir bölgeydi. Bir çok küçük dükkan/tezgah sahibi Darb Al-Ahmar’dan mobilya, metal obje, kakma sanatı işleri, nakış işleri ve mefruşat gibi mallar alır. Bununla birlikte ana turist güzergahının dışında olduğu için, Darb Al-Ahmar geleneksel karakterini korumuştur. Bölge civarında negatif ve pozitif meselelerle ilgili olarak artan endişe, kentsel dokunun fiziksel kalıntılarını ortaya koymayı hedefleyen bir müdahele stratejisinin oluşmasına yol açtı ve bölgenin sosyal rehabilitasyonu ve ekonomik yeniden canlanması üzerine odaklandı. Ağa Han Vakfı’na bağlı bulunan kuruluşlardan biri, AKAM (Aga Khan Agency for Microfinance) bölge sakinleri için bir mikro-kredi programı kurdu. Aynı zamanda bazı temel sağlık ve eğitim hizmetleri sunuldu ve rehabilitasyon sürecine kamusal kurumlar dahil edilerek ve sakinlerin doğrudan katılımına olanak tanınarak çalışmalar yürütüldü ve tamamlandı. Son olarak, restorasyon işlerini, yapıların tamir edilmesini, kamusal alanların yeniden inşasını ve küçük ölçekli altyapı sistemlerinin (su tesisatı, drenaj, döşeme) iyileştirilmesini içeren bütünleşik kentsel yenileme programında istihdam edilmeleri amacıyla, çoğu bölgeden olan inşaatçılar, marangozlar, tesisatçılar, elektrikçiler ve uzamanlaşmış esnaf için bir eğitim programı geliştirdik.

RC: Surlarda ne gibi işler yapıldı? Yapı katmanları gibi arkeolojik özelliklere rastladınız mı hiç?

FS: Parkın yanında uzanan kent surlarının 1,5 km uzunluğundaki kısmında çalıştık. Bugün kalenin bu kısmının 2 ve 12 m arasında farklılaşan yüksekliği var ve 15 savunma kulesini, bölgeyle park arasındaki kentsel bağlantı olarak yenileştirilmiş ve açığa çıkarılmış cok önemli 3 şehir kapısını da içine alıyor. Arazinin büyük bir bölümü işgal edilmiş ve yağmalanmışken dolayısıyla büyük bir arkeolojik ilgi de uyandırmamıştı; özellikle de eski şehir kapılarına denk düşen, surlara yakın bazı yerlerde birbirini izleyen katmanlar ortaya çıktı. 19. ve 20. yüzyıllar arasında yapılan tarihsel araştırmalar ve fotoğraflar dışında, surlar hakkında çok az bilgi var. Surlarda yapilan çalışmalar arkeolojik kazıları, incelemeleri-ölçümleri, yaşanan tahribatın belgelenmesini, materyellerin ve anıtların durumunun fiziksel-yapısal analizini ve korumacı bir yaklaşımla ele alınan şimdiki restorasyon işlerini kapsıyordu. Taşların degiştirilmesinin kaçınılmaz oldugu yerlerde, orjinalleriyle ayni kimyevi-fiziki ve estetik yapıya sahip taş bloklar kullanıldı. Yüzyıllar boyunca yapılan önceki restorasyon ve değişikliklerle karşılaştığımız zaman, bunlar - Osmanlı dönemi boyunca konut ve el sanatları atölyeleri olarak kullanılan surların iç kısımları gibi - korundu ve yeni restorasyonlarla bütünleştirildi. Surların, kısmen ziyaretçiler için tesislerle donatılmış, yürüyüş yolu olarak tekrar halka açılabilecek %80’lik bölümü olan bir patika yol çalışması yapıldı. Son olarak çok önemli bir ekleme de, kalıntıların ziyaretçilere sergilenmesi ve bazı iç alanların müzeye dönüştürülmesi fikri oldu. Şehrin ilk haritası yapıldığı zaman, surlarla evler arasındaki etkileşim, surlarn engel ve işgalinin bereberinde Napolyonik Çağ boyunca bile görülebilirdi. Evler kalenin bir kısmını kaplar fakat Memluk Dönemi itibariyle birikmeye başlayan yıkıntılar yüzünden ötesine gidilemez. Bu süreç günümüze kadar sürdü ve sadece anıtlara değil, onlara birleşik olan evlere de müdaheleyi gerekli kıldı. Bloklar üzerinde çalıştık ve her yapıyı 190 metre kare civarındaki 3 ile 4 arası değişen bina katı üniteleri olarak belirledik. Elimizdeki kullanılabilir fonlarla, 2009’a kadar 134 yapıyı yenileştirebileceğimizi hesapladık. Şu ana kadar 65’i tamamlandı. Kayıp kentsel doku veya yıkıntıları tamamlayan yeni yapılar bu hesaplamaya dahil değil. Her bir unite başina ortaya çıkan ortalama maliyet 25.000 Dolar civarında ya da metrekare başına 130 Dolar. Ortalama olarak kredinin sonuçlanması ve bina kontratları 4 ay, calışmalar 6 ay alır. Çalışmalar sırasında buralarda ikamet edenler geçici olarak taşınır, akrabaları ya da arkadaşlarında kalırlar.



RC: Kent, önerilerinize nasıl bir reaksiyon gösterdi? Kurumlar ve bölge sakinleriyle konsensüs saglayabildiniz mi?

FS:
Bazı durumlarda yaklaşım tarzı ve restorasyon metodlarında ayrı fikirlerde olsak bile, her zaman kurumlarla koordinasyon halinde çalıştık. Az önce söz ettiğimiz örnekte, Mısırlı meslektaşlarımız tarafından sunulan öneriler, evlerin yıkımını ve eski kent surlarının etrafında boş bir alanın yaratılmasını gerektirirdi. Anıtların izole edilmesi fikri, aslında 19. yüzyıla ait bir düşüncedir. Günümüzde restorasyon karşı yönde, anıtın kendi tarihsel bağlamında hasardan korunması yönünde ilerliyor. Çizimler ve benzetimlerle evleri yıkmanın, surların yeniden bütünleştirilmesi süreci açısından cok önemli sorunlar yaratacağını göstermeye çalıştık. Bu daha güncel yaklaşım, aynı zamanda restorasyondaki uluslarası belgeler tarafından da tasdik gördü, en sonunda kurumsal meslektaşlarımızın da onayını aldı. Sonuç olarak anıtların restorasyonu ve evlerin yeniden inşası elbirliğiyle devam etti. Nüfusa gelince, onlarıla işbirliği yapmadan hareket edemezdik. Nitekim, toplam bedelin %30’unu bağışta bulundular. Geri kalan %70’lik kısım, özellikle Almanya olmak üzere Avrupa’daki devletlerinden borç olarak alınabilen çevrilmiş fonları kullanmakta olan devlet kontrollü Mısırlı bir kuruluştan ve Soyal Gelişme Vakfı’ndan geldi.

RC: Apartmanlar nasıl değiştirildi? Rahabilitasyon için hangi tarzda metaryaller kullanıldı?

FS: Sokak planları ve alanın paylaşımı aynı kaldı. Darb al-Ahmar, ilk olarak büyük oranda Memlük Dönemi’nde (1250-1500) gelişmiş bir bölgedir. Evlerin yapıları genellikle taştır ve bazı yapılar da bütünüyle bozulmadan kalmıştır. 19. ve 20. yüzyıl boyunca kendini gösteren çökmeler ya da binaların dönüşümlerinden sonra yapılan yeni eklemeler, bu taş yapıların üzerine inşa edilmiştir. Küçük binalar uzun ince parseller üzerindedir. Diğer örneklerde, iç avluları olan, önemli tüccar aileler tarafından yaptırılmış bir çok önemli yapı mevcuttur. Yapı tipleri ile ilgili bir çalışma, restorasyon yöntemlerini ve müdahale biçimlerini ortaya koymayı mümkün kılmıştır. Genel olarak, tüm tipolojiye ve konutların planlarına riayet edildi. Değişiklikler, sakinlerin en acil isteklerine cevap vermek için genellikle diğer ailelerle ortak kullanımı zorunlu olan banyo ve mutfak girişlerinde yapıldı. Bu tarz bir yapı rehabilitasyonu programı Mısır’da bir ilk. Başlangıçta, şu an aşılmış olan, büyük çapta bir direniş ile karşı karşıya kaldık. Şimdi Kahire Valiliği’nin teknik ofisleri de, başlangıçta yıkım ve sakinlerin başka bir yere yerleştirilmesini öngören hipotezlere karşı, daha iyi ve sosyal olarak daha uygun bir alternatif olarak düşünülen programı destekliyorlar. Çalışmaya, binada oturanların aynı zamanda mülk sahibi olduğu en basit örneklerle başladık. Sonrasında, bakımına güç yetirilemeyen, 1950’den daha geri tarihli kiralık bloklar için, hem kiracıların beklentilerine hem de mülk sahibinin taleplerine cevap vermeye çalışarak kiralık evlerle ilgilenmeye başladık. Yenileme için geleneksel yöntemler kullanıldı. Bazı örneklerde, özellikle büyük değişim geçiren binalarda, ahşap yerine prefabrike olarak güçlendirilmiş beton kirişler kullanıldı.

RC: Sizce, tahminen programın sonuçlandırılması ne kadar sürer?

FS:
Bu ölçekte bir rehabilitasyon işi en az 20 yıl sürer. Niyetimiz, birşekilde, devam eden yatırımlardan ve tarihi kentin yenileştirilmesi yönünde alınan sorumluluktan emin olarak, bazı yerel kurumlar ve gruplarda, kapasite ve ekonomiyi, karar verme ve yapı özerkliğini geliştirecek koşullar yaratmak.

Söyleşi, 27 Nisan 2007 tarihinde Roma’da gerçekleştirilmiştir.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.