Haberler

'Osmanlı Mimarisi'nde devrimci imza

Tarih: 12 Temmuz 2007 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
"Atatürk 'ün 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır' sözünü, her türlü dogmatik tutumu reddeden bir anlayışın ifadesi olarak görüyorum..." (Atatürk Konferansları, Ankara, 1970)

Askeri bir söylemin arkasındaki "devrimci" bilinci vurgulayan bu söz, Doğan Kuban 'a ait... Cumhuriyetin 47. yılında, 44 yaşındayken verdiği "Atatürkçülük ve Çağdaş Uygarlığa Katılma Sorunu" konferansında, sadece mimar değil, "Cumhuriyet aydını" olduğunu da kanıtlıyordu.

Nitekim 34 yıl sonra, Cumhuriyet gazetesindeki "aydınlanma dersleri" ne dönüşen makalelerinden birinde de şunu vurguluyor: "Bilgi ve teknoloji toplumuna dönüşemeyen Osmanlı devleti battığı zaman bize cehaleti miras bırakmıştır. 200 yıllık Osmanlı aydınlanma savaşının tek ürünü Cumhuriyettir." (Aklı Yük Gibi Taşıyanlar-13 Ağustos 2004)

Osmanlı'yı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni işte böylesine gerçekçi kıyaslayan hocamız, son günlerde yine medyanın ilgi odağı. Çünkü işte o "cehaletiyle batan" Osmanlı'nın uygarlık tarihindeki "mimarisi" ni, 720 sayfalık anıtsal bir kitapta, 1000'i aşkın belge ve fotoğraf sanatçısı Cemal Emden 'in özenli katkılarıyla Türkiye'ye armağan etti.

Kuban'ın 50 yıllık birikimleriyle yarattığı eserin, mimarlık tarihini, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşanmışlıklarla birlikte değerlendirerek yansıtması da geçmişe sadece "şovenist dayanak" lar bulmak için bakan muhafazakâr anlayışa karşı "bilimsel gerçekçiliği" belgeliyor.

Tıpkı, yine Cumhuriyetin devrimci Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel 'in tarihsel mimarimizle ilgili şu anımsatması gibi; "Geçmişin anıtları övünmek için değil, medeniyetlerini öğrenmek için korunmalıdır..."

Aydınlanma Dersi
Doğan Hasol 'un çağdaş mimarlık dünyamıza kazandırdığı Yapı Endüstri Merkezi'nin (YEM) 40. yılını taçlandıran "Osmanlı Mimarisi" (YEM Yayımları) herkeste hayranlık yaratan bir "başyapıt" ... Bundan böyle, Osmanlı'nın "özgün" mimarisinin ve bunu yaratan uygarlık serüveninin kuşaktan kuşağa "evrensel ders kitabı" olacak.

Böylesine tarihsel bir "Osmanlı dersi" nin, Osmanlı'ya öykünen "dinci siyasetler" e karşı yıllardır direnen bir bilim insanımızın imzasını taşıması, kitabın değerini ve önemini daha da artırıyor.

Çünkü Cumhuriyet düşmanlarının dillerinden düşmeyen, "Laikler Osmanlı'yı inkâr ediyor" sözünün ne denli kandırmaca olduğunu; dahası, uygarlık ve sanat tarihinin de "yaratıcı" lığın temelindeki "insan aklı" na değer verenlerce önemsendiğini kanıtlıyor.

Örneğin Kuban, yukarıda değinilen makalesinde, aklı rehber almak yerine "yük gibi taşıyanlar" ın toplumdaki "az düşünen" ler olduğunu da vurgulayarak diyor ki; "Bu nedenle de bağnazdırlar..."

Aynı bağnazların, son yıllardaki siyasal güçlenmelerine karşı da Kuban, çoğu bilim insanındaki "akademik tarafsızlık" (!) tavrının yerine "ödünsüz bir cumhuriyetçi" liği sürdürmektedir.

Örneğin İngiliz dergisi "The Economist" in, Türkiye'deki seçim sürecine ait 5 Mayıs 2007 tarihli başyazısındaki "Demokrasi laiklikten daha önemlidir" tavsiyesini şöyle eleştiriyor: "Bu makale, şeriatçı partiyi desteklemek için yazılmıştır. Bunu yazan ya da yazdıranların amacı, Türkiye'yi dinci İslam ülkeleri sürüsüne katmaktır." (Cumhuriyet-24 Mayıs 2007)

Aynı yazısında toplumu aydınlatmasını da özetle şöyle sürdürüyor: "Bu, Huntington 'un ve Amerika'nın, İslam dünyası sömürüsünü 21. yüzyılda da sürdürmek isteyen emperyalistlerin sloganıdır. Bu dayatmanın sahipleri Türkiye ya da İslam dünyası için yalancı demokrasi dersleri verirken İran'ı satın alamadıkları için savaşmayı göze aldıklarını, Suudi hükümdarları ile ortak olduklarını, Irak'a 600 bin kişi öldürerek demokrasi getirdiklerini unutan ahlak düşkünü insanlardır. Osmanlı'yı parçalayan, hatta Türkiye'yi Türklerden arındırmak isteyen bu adamlar değil miydi?.."

Şehircilik Dersi
İşte "Osmanlı Mimarisi" ni de yaratan bu devrimci düşünce, son yıllarda doruğa çıkan kültür yoksunu şehircilik politikalarını da sorgulamakta.

Örneğin mimarlık ve kentsel planlamanın, AKP yasalarıyla birbirlerinden tümüyle ayrıştırılmak istenmesini destekleyen ya da suskun kalan şehirci ve mimarları uyarıyor.

Kübalı mimar Isabel Léon 'un geçen haziranda Türkiye ziyaretinde düzenlenen söyleşide, Le Corbusier, Costa, Niemeyer gibi 20. yüzyılın ünlü dünya mimarlarının aynı zamanda şehir plancısı olduklarını da anımsatan Kuban, şunları söylüyor: "Şimdi ise plancılar mimarlıktan anlamadan yetişiyor. Amerikalılar bu işin karakterini değiştirdiler, ikisini ayırdılar ve şehir planlama bölümünü yarattılar...''

Kuban'ın mimarlık kültüründen uzaklaşan şehircilik politikalarındaki "otomobile bağımlı ulaşım" (!) ve "gökdelenli çağdaşlaşma" ya(!) karşı görüşleri de bakın nasıl: "ABD üç bomba icat etti: Atom bombası, araba ve gökdelen. Bunlardan kurtulmadıkça iyi bir kent olmayacak... Uluslararası teknolojinin, emperyalizmin, her türlü aptalca şeyin işareti, simgesi olan olgular bunlar..." (Küba Postası)

Sözün kısası, son zamanlarda medyada haklı övgülerle tanıtılan "Osmanlı Mimarisi" , Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'nin temelidir" dediği "kültürel birikimler" imize, laikliğin akla dayalı bilimselliğiyle sahip çıkan bir çağdaşlığın ürünü.

Bu nedenle belki de en anlamlı işlevini, Cumhuriyet Devrimi'ni "yadsıyan" lara bile "Osmanlı'nın mimarisini öğretmek" le üstlenecek.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.