Haberler

Çevre bilincinin kaçınılmazlığı...

Tarih: 16 Temmuz 2007 Kaynak: Dünya Yazan: Feridun Andaç
Hiç yaşamadığınız kentleri düşündüğünüz oldu mu?

Peki ya düşlerine yattığınız, haritada yerini arayıp bulduktan sonra fotoğraflarıyla bakışlarınızı avuttuğunuz kentlerinize doğru içsel yolculuklara da çıktığınız oldu mu?

Yaşadığımız bir yerin varlığını bize kavratan nedense başka gözler, bakışlar, sözler olmuştur. Özlenen öte yerse hep düşlerde kalmıştır.

Bir sürükleniş içinde akıp gideriz. Güne, ana, yaşanan zamana bakmadan üstelik. İsteriz ki, her şey yerli yerinde olsun; sular aksın, yollar araç yığıntısına dönüşmesin, sokağımız temiz olsun, gürültü ve kirlenme yanımıza yaklaşmasın. Daha nice şey..

Bir yerde, kentte yaşarken bunlar gibi birçok şeyi dert etmeden yaşamanın yolunu seçeriz. Oysa bilmeyiz ki, bunları yaratanlar da bizleriz.

Kendi engelini sürekli kendi yaratan insanın tahrip ederek yaşama yolculuğu her gün daha çok şeyi içine alıp tüketerek sürüyor.

Yaşayan canlı bir organizmaya benzetebileceğimiz kentlerin bu yanlarını ne yazık ki görmüyor, görsek de umursamıyoruz. Kıyıcı, yıkıcı olanlara karşı bir duruşumuz, tepkimiz, yaptırımımız da yok. Başka seslerin, sözlerin çağrısını bekler, yapmasını isteriz.

Yol mu tıkandı, gelip biri açmalı; su mu akmıyor, mutlaka başkası el atmalı; çöp yığıntısı mı birikti, gelip kaldırmalılar;çevreyi mi kirletiyorlar, nasılsa bana ulaşmıyorÖ gibisinden bakışlar eylemsizlikleri de getiriyor ardından.

Gelip ya da içinde doğup yaşadığımız yerin biçimlenmesi, düzenlenmesine katılmadan yaşamak nasıl bir yaşamak sizce?

Lester R. Brown, "Dünyayı Nasıl Tükettik?" adlı kitabında da (*) adım adım nasıl tükeniş bilincini yaşadığımızı hatırlatır, birçok örnek olayla da bunu açımlar.

"Bir zamanlar bir kenteÖ" diye başlayacağımız öyküleri anlatmamıza az bir zaman kaldı. Doğayı tahrip edip, tüketerek yaşamamızın bağışlayıcı yanı yok. Kentler adım adım bu tüketiş bilinciyle biçimden biçime giriyor.

Brown, konunun tarım ve gıda yanını ele alıp irdelerken, dünyadaki bu tür tükenişin nasıl dönüşüme uğradığını gözler önüne serer.

Yaşadığımız kentlerin çevresindeki tarım alanları, ekilebilir arazilerin yapılarla kaplanması, büyüme adına akıl almaz çarpıklıkların varolmasına göz yumulması toplumun geleceğini yok ediyor. Tarım toplumunu tarımsal sanayi toplumuna dönüştürmek yerine açılan kentlerin kapılarıyla gelen göç dalgalarının yarattığı ortamlar yalnızca toplumun demografik yapısını bozmuyor, tarımsal çevrenin verimliliğini ortadan kaldırdığı gibi üretilebilir alanların terk edilişine de kapı aralıyor.

Yaşarken görüyoruz ki; kent insanı her zaman çağırmaz. Yaşadığı yerde iş ortamı bulamayıp güven duygusunu yitiren insan çareyi gitmekte buluyor. İlk adım kenttir. En yakınında olana döner yüzünü, o da olmazsa büyük kentin kapısına gider dayanır.

Toplumsal yaşamımızdaki birçok çözülmenin kaynağında bu anaforun yattığını söyleyebiliriz.

1980 sonrası kentlerin yüzü iyice değişiyor. Yerel dokular bozulduğu gibi aşırı tüketimle gelen çevre tahribatı da giderek etkisini göstermektedir.

Çevre sorununun gündemimize girmesini yabana atmamak gerek.

Çevresini yaratıp koruyamayan, buna özen göstermeyen bir toplumun geleceğine güvenle bakmasının olanağı yok.

Nüfus artışıyla birlikte insanoğlunun talepleri de çoğalıyor, bunları karşılayabilecek kaynaklar ise gün be gün azalmakta ya da tahribata uğramaktadır.

Dönüp baktığımızda toplumun her alanında çevre bilincinden yoksunluğumuz, tüketim kültürünün ne anlama gelebileceğini bilememe gerçeğiyle yüzleşiyoruz.

Böylesine bir düşüşün ileride düşkünlük yaratabileceğini de görmek gerek. Çevre bilincinin kaçınılmazlığı derken, konunun bu boyutlarına da bakmanın gerekliliğini vurgulamak isterimÖ

(*) Dünyayı Nasıl Tükettik?, Lester R. Brown, Çev.: M. Fehmi İmre, 2006, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 230 s.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.