Haberler

Ormanlarımız yanmasın diye...

Tarih: 23 Temmuz 2007 Kaynak: Evrensel Yazan: Sezai Kaya
Yaz mevsimi ne yazık ki aynı zamanda yangın mevsimi olarak belleklere kazınmıştır. Ülkemizin en değerli varlıkları olan ormanlarımızın yaz ayları ile birlikte yeniden yanmaya başlaması, tüm kamuoyunun dikkatini her zaman olduğu gibi yine orman yangınlarına çekmektedir.

Son 10 günden bu yana ülkemizin Muğla, İzmir, Antalya, Denizli, Adana illeri bünyesindeki ormanlarımızda çıkan yangınlar sonucu binlerce hektar orman alanı zarar görmüş, görmeye devam etmektedir.

Zaten yetersiz bir konumda olan ve ülke toplam alanının yüzde 25’ini kaplayan orman varlığının, her yıl yangınlarla binlerce hektarının zarar görmesi sonucunda “neden, niçin yanıyor” sorusu ile kamuoyunun gündemine oturmasına neden olmaktadır.

20.2 milyon ha (202 milyon dönüm) olan orman varlığımızın ülke yüzeyindeki dağılımının düzensizliği, iklim koşullarındaki değişmeler (özellikle son yıllardaki sıcaklık artışları), ormancılık politikaları ve uygulamaları, orman-halk ilişkilerinin niteliği ve orman yangınları ile mücadele stratejileri orman yangınlarının çıkma olasılığını artırmakta, daha az orman yanmasını ve giderek azaltılmasını tesadüflere bırakmaktadır.

Önleme ve söndürme
Orman yangınları ile mücadelenin önleme ve söndürme gibi iki ana boyutu bulunmaktadır. Orman yangınlarının kamuoyunca bilinen ve öne çıkan yönü ise sadece söndürme çalışmaları ve bu noktada neler yapıldığı ile ilgilidir.

Oysa orman yangınlarının önlenmesine yönelik çalışmalar, yangınların azaltılması açısından öncelikli ve ağırlıklı ele alınması gereken kısmını oluşturmalıdır. Hali hazırda yapılan uygulamalar bu doğrultuda mı yapılmaktadır? Üzülerek öyle olmadığını belirtmek gerekiyor.

Yüzde 97 insan kaynaklı olan orman yangınlarının (yüzde 52’sinin çıkış nedeni bilinmiyor ama çoğu insan kaynaklı, yüzde 22’si kasıt, yüzde 23’ü savsaklama) yine insan odaklı ele alınarak yürütülmesi gerekmektedir. Orman yangınlarını önleme ve söndürme çalışmalarının başarılı bir noktaya getirilmesi için ülkemiz ormanlarının ve ormancılığının mevcut durumunun tespiti ile insan etmeninin dikkate alınarak aşağıdaki gibi bir değerlendirmeye konu edilmesi gerekmektedir.

202 milyon dönüm olan ormanlarımızın yüzde 58’ini oluşturan 120 milyon dönümü, orman yangını çıkma olasılığının en yüksek olduğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunmakta ve bu ormanların çoğunluğunu, en kolay yanabilen kızılçam ve karaçam ormanları oluşturmaktadır.

Koruyanların sayısı düştü
16 bin dolayındaki drman içi ve bitişiğindeki köyde yaşayan 7-8 milyon köylü yurttaşımız, tarım ve hayvancılıkla ilgili uğraşını çevrelerindeki ormanlarda gerçekleştirmekte ve yanlış ormancılık politikalarının sonucunda ormanlara yabancılaşmakta ve orman kuruluşuna hasım olmaktadır.

Görevleri sadece “ormanları korumak” olan ve daha önceki yıllarda sayıları on binlerle ifade edilen orman muhafaza memurlarının sayısı bugünlerde 4 binlere düşürülmüş, sorumlu tutuldukları alanlar ise eskiye nazaran 15-20 kat büyüdüğü için ormanı kontrol ve denetim olanakları zayıflatılarak “orman muhafaza memurluğu” düzeni giderek tasfiye edilmekte ve “orman koruma” çalışmaları, belirli bir ücret karşılığında köy tüzel kişiliklerine devredilmektedir.

Yeni ormanların yetiştirilmesi sırasında yangınlara karşı dirençli orman yapıları oluşturma ve ormanlardaki yanıcı madde birikimini azaltma tekniklerinden gerektiğince yararlanılmamaktadır.

Kadrolaşma ve sürgün
Yangın önleme ve söndürme çalışmalarını yürüten orman işletme müdürlükleri bünyesinde yeterli sayıda ve nitelikte teknik personel ve uzman, yangın söndürme işçileri işlendirilmemekte ve yeterli eğitim verilmemekte, tazminat hakkından yoksun, üstelik keyfi ve partizanca uygulamalarla yangın konusunda deneyimi olmayanlar, yangınların yoğun olduğu yerlere veya tam tersi uygulamalarla bir yerden başka bir yere sürülebilmektedir.

Orman yangınlarını söndürme çalışmalarının yönetiminde “çok başlılık”, eşgüdüm sorunları çözümlenememiş olup orman yangınları ile ilgili veri tabanı ve araştırmalar yetersizdir.

Orman yangınlarının çıkma nedenlerinin hem tarihsel hem de yersel olarak büyük ölçüde değişmesine karşın, yangın önleme ve söndürme çalışmalarında geleneksel yaklaşımlar sürdürülmekte, gelişkin teknoloji ve tekniklerden yeterince yararlanılmamaktadır. (Risk taşımalarına karşın tek motorlu keşif ve su atar uçakları hâlâ kullanılmakta, bu çalışmalarda sürekli görev alan ormancı çalışanlara hiçbir tazminat ödenmemektedir.)

Kitle iletişim araçlarının orman yangınlarıyla ilgili bilgilenmeleri çoğunlukla son derece yüzeysel kalmakta, ilgilenme biçimleri de yurttaşlarımızı bilinçlendirici doğrultuda olmamaktadır; bakan, vali vb. konumdaki yöneticilerin açıklamaları ise çoğunlukla yanıltıcıdır.

Çok önemli bir konu olarak; önceki iktidarlardan daha pervasızca bir uygulama içinde olan AKP’nin 4.5 yıllık hükümeti süresince ormanların para kaynağı olarak görülmesi, Anayasa ve yasal değişiklikler yoluyla satışa konu edilmesi girişimleri, özellikle kıyıların turizme tahsis edilmesi ve betonlaştırılması, yüzlerce hektar orman alanının yok edilerek golf alanları açılması, orman alanlarının, her türlü maden ve taş ocağı izni verilmesiyle delik deşik edilmesi vb. olumsuz uygulamalar yanında kamuoyunun geçmiş yıllarda yakından izlediği 2B alanlarının satışa konu edilmesi, orman alanlarının kapanın elinde kalan ve işgal edilerek ileride tapuya konu edilmesi olası alanlar olarak özendirilmesi, ormanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır.

Yapılması gerekenler
Orman yangınlarının çıkma veya çıkarılma olasılığını en aza indirgemek için mücadelenin ağırlığını ve önceliğini yangın önleme çalışmalarına vermek gerekmektedir.

Aynı zamanda; çıkan veya çıkarılan orman yangınlarının en az zararla ve hızla söndürülmesi esas alınarak, ona göre donanımlı olunmalı ve yeni teknolojik gelişmelerin dışında kalınmamalıdır.

Orman yangınlarına neden olan ve yukarıda tespiti yapılan temel sorunlar ve olumsuzlukların aşılmasına yönelik öneriler ise şöyle sıralanabilir: 

- Orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesine yönelik yeterli nitelik ve nicelikte, kolay ulaşılabilir bir veri tabanı ile araştırmaların yapılması programlanmalıdır. 

- Ormancılık örgütlenmesinin değiştirilerek ormancı personelin insanca yaşayabileceği yeterli bir standart sağlanmalı, orman yangınlarında görevli çalışanlar fiili hizmet kapsamına alınmalıdır. 

- Orman yetiştirme çalışmalarında yangın çıkma olasılığını azaltacak ormancılık uygulamaları esas alınmalı, yangına dirençli ormanlar kurulmalıdır. 

- Orman içi ve bitişiğinde yaşayan yurttaşların ormancılığımız ile barışması sağlanmalı, orman köylüsünün yaşam düzeyini yükselten projeler geliştirilmeli, orman söndürme çalışmalarına katılma yükümlülüğünü orman köylüsü ile birlikte toplumun değişik kesimlerine yaymalı, halkın eğitimi ve bilgilendirilmesi artırılmalıdır.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.