Haberler

Avrupa’nın en güzel şehirleri

Tarih: 25 Temmuz 2007 Kaynak: Vatan Yazan: Haşmet Babaoğlu
İnsan içinde yaşadığı şehirde turist olabilir mi? İnsan kendi şehrine böyle “sorumsuz bir haz avcısı” gibi ya da hafif şapşal ve meraklı bir yabancı gibi yaklaşabilir mi?

Hayır.

Ama bir oyun olabilir bu.

Zevkli ve “hayali” bir oyun olabilir.

Diyelim ki öyle...

Ne beklerdim İstanbul’dan?

Bir kere şundan eminim: Haldır haldır oradan oraya koşuşturarak dolaşmaya kalkışmazdım. Japonlar gibi dönüşte fotoğraflara bakmak üzere elde kamera, ölesiye taban tepmeyi göze alan “turist” tipi hiç uymuyor bana.

Önce “durup bakma noktaları” seçerdim. Orada öylece oturup çevreye bakarak şehrin atmosferini içime çekebileceğim; gördüklerimi zihnimde dondurabileceğim noktalar bulunsun isterdim...

Bunu gittiğim her şehirde yapıyorum. Sonuç iyiyse, o şehre tekrar tekrar gitmek istiyorum. Ve nicedir bu bakımdan harika bir şehir İstanbul!

Hele İstanbul Modern’in kafesi ve o harika balkonunun manzarası aklıma geliyor da!.. Sarayları, camileriyle tarih; Boğaz’ı, Haliç’i ve Marmara’sıyla doğa ve denizde vızır vızır gidip gelen tekneleri, gemileriyle şehrin gündelik yaşamı!..

Hani Çetin Altan’a orada otururken biri yaklaşıp kafenin bulunduğu modern sanatlar müzesini kastederek “üstad içerdeki tablolara bakmayacak mısınız?” diye sorunca sinirlenip “be hey aklıevvel, dünyanın en güzel tablosu karşımda duruyor, görmüyor musun!” demiş ya, turist olsam, bir öğleden sonramı orada geçirsem yeterince tatmin olmuş halde dönüş yoluna düşerdim.

Hiç abartmıyorum.

Bütün bunları; mesela Süleymaniye’nin içinde serin ve kuytu bir köşeye diz çöküp uzun uzun oturmanın farklı hislerini; Tünel’de House Café’nin dışarı attığı masalardan birinde naneli limonata içerek gelen geçeni seyretmenin keyfini düşünüyordum ki...

Ajansların geçtiği bir haber dikkatimi çekti.

Dünyanın en ünlü ve güçlü seyahat dergilerinden, tirajı bir buçuk milyona kadar ulaşan Travel+Leisure’ın “2007’nin En Güzel Şehirleri” listesi açıklanmış. İstanbul Avrupa’nın en güzel üçüncü şehri seçilmiş. (2005’te de üçüncüydü.)

Sonuca hiç şaşırmadım.

Malum, bu listenin önemi jürinin dergi okurları olmasından kaynaklanıyor. Derginin çok gezen okurlarınca Floransa’nın birinci, Roma’nın ikinci seçilmesine, bu iki şehri de çok yakında tekrar görüp tadını çıkarmış biri olarak hiç yadırgamadım.

İnternetten derginin eski sayılarını karıştırdım.

İlginç. 2006’da Venedik üçüncü sıradaymış. 2007’de altıncı sıraya düşmüş.

İlk beş şöyle...

1. Floransa.
2. Roma.
3. İstanbul.
4. Paris.
5. Barselona.

Bana ilginç gelen bir başka nokta Barselona’nın durumu. Son yıllardaki en gözde turistik “destinasyon”ların başında geliyor bu güzel Katalan şehri.

Zaten ben dahil, çevremde tek bir kişi yok ki Barselona’yı görmüş olup da bu şehirden coşkusuz söz etsin! Ama “müşteri memnuniyeti” başka bir şey işte! Bir şehri sevmekle o şehirde turist olmayı sevmek, o şehirden memnun ayrılmak, o şehirde aradıklarını bulmak çok farklı şeyler!

Barselona, Travel+Leisure’ın ilk üçüne yaklaşmakta bile zorlanıyor. Dergi okurlarına göre 2005’te yedinciydi Barselona; geçen yıl onuncuydu, bu yıl bir sıçrama yapmış ve beşinci olmuş.

Peki İstanbul’un turizm alanında dünyanın gözde şehirleri arasına girmesi nasıl oldu?

Nasıl oldu da bütün dünyanın gözü İstanbul’a odaklanmaya başladı?

Bu biraz siyasal-sosyal konjonktürle ilgili elbette.

Asıl olarak da İstanbul’un “şiş kebap-rakı-balık-halı-Boğaziçi” sarmalından paçasını kurtarmasıyla bağlantılı bu gelişme. Çünkü modern turist klişe zevkler değil “iyi yaşamak” peşinde! İyi turist iyi yemek, iyi eğlence, gerçek sanat ve dolgun kültürel atmosfer istiyor.

Ama bana sorarsanız, o “durup bakma noktaları”nın varlığını ve katkısını da hiç hafife almamalı.

Floransa ve Roma’da da öyledir. Bir piazza’da saatlerce oturursunuz, dünyalar sizin olur!

Baksanıza, Paris hâlâ bitmiyor, gidile gidile tükenmiyor! Çünkü tek bir kafede kıpırdamadan günü geçirirsiniz; dönüşte göğsünüzü gere gere ve haklı olarak “Paris’teydim” dersiniz...

Not Defteri
Bir kentte hayran kaldığın onun yetmiş yedi harikası değil, ona sorduğun sorulara şehrin verdiği cevaplardır. Italo Calvino
(Görünmez Kentler)
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.