Haberler

"Yağdır Mevlam su"

Tarih: 1 Ağustos 2007 Kaynak: Hürriyet Yazan: Yalçın Bayer
"Fırat ve Dicle dahil 12 nehir özelleştiriliyor... Nehirlerimiz de satılıyor" diye yazmıştık geçen 7 Temmuz’da... İktidarın, Türkiye’deki nehirleri 29 yıllığına 3.1 milyar dolar karşılığında ’deviral-işlet’ yöntemiyle uluslararası firmalara satmasının arkasında acaba İsrail ve Kuzey Irak’a su satmak da var mı diye sormuştuk.

Dünkü Milliyet’te bu haberin ayrıntıları daha geniş olarak yer aldı; hükümetin su krizi için çözüm paketi olarak akarsuların özelleştirileceği tamamen ortaya çıktı.

Haber, böylelikle esastan doğrulanmış oldu.

Yani, akarsu ve göletlerin kullanım hakkı özel sektöre satılacak. İhale değil yarışmayla seçilecek yatırımcı, barajdan elde edilen suyu işletme süresi boyunca satarak hem yatırım maliyetini çıkaracak hem de kár edecek...

Akla hemen, Yüce Divan’da yargılanan eski Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’in bakanlığı döneminde yaratılan ’elektrik ve doğalgaz krizleri’ geliyor.

Bu krizlerin hemen ardından mobil santralları ve alım garantili doğalgaz santralları devreye girdi.

Çünkü Rusya ile ’al ve öde’ anlaşması vardı; oysa doğalgaza kimse yatırım yapmıyordu.

Kriz (!) çıkınca haliyle yatırımlar başladı ve sorun da çözüldü!

Halbuki bazı uzmanlara göre ortada enerji sıkıntısı falan yoktu.

Şimdi suda da aynı yöntem mi izleniyor...

Günün en ’sıcak’ sorusu bu; küresel ısınma gibi...

Sorunun ciddi dayanak noktaları var.

Öncelikle ’küresel ısınma’ ve Türkiye’nin yaşadığı kuraklık bu sene mi ortaya çıktı?

Yeni mi farkına varılıyor?

Sular bir anda bu kadar çabuk çekilir mi?

Uyarılar dikkate alınmadı
Halbuki ciddi önlemler alınıp bir kriz yönetimi oluşturulabilirdi.

Bu yazın en sıcak yaz olacağı, başta Prof. Mikdat Kadıoğlu ve Ömer Madra olmak üzere bu konuda duyarlı birçok isim tarafından dile getirildi.

Türkiye, kurak bir kuşakta yer alıyor ve su zengini bir ülke sayılmıyordu.

Çölleşme tehlikesine en yakın ülkelerden biriydi.

Nitekim, geçen sonbahardan beri olan oldu; en başta İstanbul ve Ankara ciddi bir kuraklık yaşamaya başladı...

Özellikle, Türkiye coğrafyasının %3’ünü oluşturan İstanbul’un Avrupa yakasında temin edilen su da belli, tüketilen su da belli. Bu yetmedi; Istranca’nın suyu Terkos’a getirildi; Bolu’nun suları da getirilmeye çalışılıyor. Su kaynakları daha da sınırlı olan Ankara ise İstanbul’dan önce su kesintilerine başlamak zorunda kaldı.

Oysa, Prof. Nurettin Sözen döneminde yaşanan sıkıntılardan sonra İstanbul’un yerel yönetimine gelen RP/FP/SP ve AKP kadrolarının en büyük övünç kaynağı "İstanbul’un 40 yıllık suyunu temin ettik, aslında su sıkıntısını yaşatanlar, daha önceki beceriksiz belediyelerdir" diye bas bas bağırmışlardı.

İstanbul ekonomisi imar rantına dayalı
Şimdi olanlar oldu.

Manzara şu:

İstanbul’un nüfus artış hızı aynı hızla devam ediyor.

Türkiye’nin nüfusunun neredeyse beşte biri batıda yaşamaya başladı.

Ama su sorununu çözdük diyenlerin bilmediği bir şey değildi bu.

İstanbul’un ekonomisi giderek ’imar rantı’ üzerine oturtuldu.

Beş yıl içinde 500 bin konutun yapılması hedef alındı; İstanbul ’dana’ gibi şişmeye başladı.

Büyükşehir Belediye Meclisi marifetiyle yeşil alanlar imara açıldı, yoğunluklar inanılmaz boyutlara vardı; dağ-taş, konut, villa ve iş merkezine dönüştürüldü.

'Tasarruf'tan korkuldu
İstanbul, Avrupa’nın yeşil alan bakımından en fakir kentine dönüşmeye başladı.

Araçların egzoz gazları ile ısınan beton ve asfalt yollar, küresel ısınmaya katkı sağladı.

Bunun sonucunda da karşılığı olmayan ’çek’ gibi biz de suyu daha çok tüketmeye başladık.

Özellikle de Avrupa’nın kapı dışarı ettiği ’yıkamaya’ dayalı tekstil sanayiinin üzerine atladık.

İşte bugünkü fatura ortada.

Suyumuz bitti!...

Bundan bütün siyasi iktidarlar kadar AKP yönetimi de sorumlu... Çünkü, seçim öncesinde ’tasarruf’ sözcüğünü ağızlarının kenarıyla telaffuz ettiler.

Sonunda hepimiz bidon peşine düştük.

Küresel ısınma ve kuraklık, daha geçen yıldan belliydi.

Ama şu oy kaygısı yok mu? Hiç kimsenin gıkı çıkmadı.

Çünkü daha önceki yönetimleri de su kesintisi nedeniyle ’beceriksiz’ diye suçlamışlardı.

Bugün felaket göz göre göre geldi.

Su konusunda en çok yazan birisi olarak bundan sonra söyleyeceğimiz şu:

Allah hepimizin yardımcısı olsun.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.