Adana'dan Cabbar Ağa, Adana'nın 'su' gerçeğini önce bir fıkrayla anlatıyor:

"Paris'te aynı caddede bulunan üç berber birbirleriyle rekabet halindeler...

Sokağın başındaki berber Frank, tabelasını yeniler ve 'Paris'in en büyük berberi' diye yazarak asar. Onu gören sokağın diğer ucundaki berber Mişon da hemen tabela ismini değiştirir. 'Fransa'nın en büyük berberi' der ve asar. Sokağın ortasındaki berber Danyal da tabelasını 'Bu sokağın en iyi berberi' diyerek asar.

Paris'teki berberler misali birkaç gündür basınımızda Eskişehir ile Ankara büyükşehir belediye başkanlarının atışmalarını görmekteyiz.

Biri diyor ki: "Benim gölüm 3.5 milyon metreküp."

Öbürü diyor ki: "Benim gölüm senin gölünden 15 kat daha büyük, 52 milyon metreküp..." Yahu ağam, bu benim kanıma dokunuyor. Bizimkisi milyar metreküp, milyon değil. 2.5 km uzunluğunda köprüler, devasa borular, gölün en derin yerine inen su alma aparatları ve Çatalan havzamızda 2 milyar metreküp su.

Hiç yağmur yağmasa dahi 1.5 milyonluk Adanamıza 15 yıl yeterli... 8.5 km'lik tünel ve su alma yapılarımız 100 yıl sonrasına da cevap verecek çapta. En modern arıtma tesisleriyle birlikte Adana Çatalan İçmesuyu Projemizin maliyeti sadece 100 milyon dolar.

Bizlere akıl vermeye çalışan İngiliz Thames Water firmasının yaptığı İzmit Yuvacık Projesi'nden (2.5 milyar dolar) 25 kat daha ucuz.

İzmit Projesi'nde su yok.

Adana'da 5 yıldır su kesintisi yok.

Ha... Size bir şey daha söyleyeyim.

Bu yaz sıcağının güneşinde ısınan barajdaki suyumuz, şehrimizdeki bütün çeşmelerden buz gibi akmaktadır. Barajda 30 derece ısınan su Adana'daki çeşmelerde 14 derece. İnanmıyorsan 0.322 kod numarasıyla başlayan Adana telefonlarından birkaçını çevirebilirsiniz.

Ha... Bu işin sırrı mı?

Söyleyemem...

Ancak, başkanımız iyi bir mühendistir. DSİ'nin eski başmühendislerindendir."