Haberler

Antalya turizmine betonlaşma tehdidi

Tarih: 12 Eylül 2007 Kaynak: Akşam
Deniz kıyılarının turizm yatırımlarına tahsis edilmesi, tarım alanlarının imara açılmasının ardından turizmin başkenti olarak kabul edilen Antalya, betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Cumhuriyetin kuruluşunda çoğu ahşap evlerden oluşan 12 bin nüfuslu bir kent olan Antalya, doğal güzellikleri ve tarihsel zenginliklerinin yanı sıra yıllık 300 günü bulan güneşli gün sayısı, kışın 17 derece olan deniz suyu sıcaklığı ve ortalama 10 derece hava sıcaklığıyla 1960’lardan sonra turizmin cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliklerinin tarihi yapıları ve buluntularının yanı sıra kıyıları, doğal kumul plajları ve turkuaz renkli denizi ile 1970’li yıllarda başlayan planlı turizm hareketleri ve yatırımları, 1980’li yılların sonuna doğru yoğunlaşarak hizmete açılmaya başlandı. İklim özellikleri nedeniyle emeklilerin de tercih ettiği ve yurt dışında çalışan işçilerin vazgeçemediği Antalya, özellikle 1985’te yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Yasası ile imar yetkilerinin yerel yönetimlere verilmesinin ardından hızla kentleşmeye başladı. Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu Başkanı Recep Esengil, turizmin gelir getirdiğini ve bu nedenle gelişme sağlandığını, ancak kontrol edilemeyen gelişmenin kentte ciddi olumsuzluğa neden olduğunu dile getirdi. 1950’den itibaren başlayan kentleşme sürecinin Antalya’yı betonlaşmaya götürdüğünü savunan Esengil, “Antalya’da 1985’ten sonraki yapılarda yüzde 70 yasal, ruhsatlı bir kaçak alan var” dedi. Esengil, tarım alanlarının da özellikle kooperatifler vasıtasıyla konut amaçlı imara açıldığını kaydetti.

Falezler Yok Oldu
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın ise, kıyılarda tesisleşmenin yanı sıra Antalya’da Antalyalıların denize girebilecekleri yerlerin de yok denecek kadar azaldığını savundu. Kentteki iki plato halinde gelişen ve denize dik inen, 7 milyon yılda oluşmuş doğa harikası falezlerin, 1980 jeomorfolojisi, koruma-kullanma dengesi ve kamu yararı ilkeleri dikkate alınarak yapılan imar planı ile koruma altında bulunduğunu belirten Aydın, 1983’de Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca, doğal SİT sınırının denize paralel olarak 35 metreye indirilmesi ve özellikle kıyıların turizm tesisleri olarak planlanmasıyla dünyada örnekleri olmayan falezlerin kaybedildiğini ileri sürdü.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.