Haberler

Arşimed’i coşturan kütüphane İskenderiye!

Tarih: 15 Ekim 2007 Kaynak: Zaman Yazan: Cumali Önal
Bazı araştırmacılara göre kütüphane adeta üniversitenin ana unsuru haline geliyor. Arşimed, suyun kaldırma kuvvetini bu kütüphanede yaptığı çalışmalar sonunda keşfederken, Eratosthenes dünyanın çapını, Öklit ise geometrinin kurallarını İskenderiye ve kütüphanede yaptığı araştırmalarla ortaya koyuyor.

İskenderiye sahil şeridinde Memlüklerin kudretli sultanı Kayıtbay’ın inşa ettiği kaleye doğru ilerlerken aniden tarihî bir yolculuğun içinde buluyoruz kendimizi. Arkasını İskenderiye Üniversitesi’ne yaslayan, yüzünü mavi Akdeniz’e çeviren, yarısı yere saplanmış bir daire görüntüsündeki İskenderiye Kütüphanesi, sanki 2.300 yıl öncesinin esintilerini günümüze taşıyor. Tıpkı Keops, Kefren, Mikerinos piramitlerinin tarih sayfalarından fışkırırcasına Giza’da 5.500 yıldır ayakta durması gibi.

160 metre çapında, 40 dönümlük bir alan üzerinde kurulu bu modern mimarinin alüminyum ve camdan yapılan çatısı, gün doğumundan batımına kütüphanenin içini aydınlatacak şekilde tasarlanmış. Bilgisayar mikroçipinden esinlenerek inşa edilen kütüphanenin yalıtımı, tıpkı uçaklarda olduğu gibi güneşin en şiddetli ışınlarını bile rahatlıkla engelleyebiliyor.

İskenderiye, daha önce küçük bir balıkçı köyü iken Avrupa’nın ortalarından Afganistan’a kadar büyük bir imparatorluk kuran Büyük İskender tarafından inşa ediliyor ve daha sonra Mısır’ın başkenti yapılarak adeta firavunların gözdeleri Kahire ve Luksor gibi kentleri gölgede bırakmaya başlıyor.

M.Ö. 3. yüzyıl başlarında Büyük İskender’in yerine Mısır’da hükümranlıklarını Ptolemy hanedanlarından 2. Ptolemy tarafından inşa edildiği tahmin edilen kütüphane, dönemin bilim merkezi haline geliyor. Dünyanın dört bir yanına gönderdikleri araştırmacıların Asur, Çin, Yunan, Roma ve pek çok yerden getirdiği orijinal kitapların yekününün 500 bini bulduğu öne sürülüyor. Hatta bazı efsanelere göre Ptolemaik krallar, İskenderiye Limanı’na yanaşan her gemiden ellerindeki tüm kitapları kütüphaneye bağışlamalarını istermiş.

Öyle ki, Yunanlı Herodot’un dünyanın yedi harikası arasında yer verdiği İskenderiye Feneri’ni bile gölgede bırakan kütüphanede günümüz biliminin bazı temellerini atan pek çok felsefeci ve bilim adamı da ya burada araştırma yapmış ya da araştırmalarıyla kütüphaneyi zenginleştirmiş. Bu isimlerin başında Yunan felsefesinin iki önemli ismi Plato ve Socrates geliyor.

Arşimed, İskenderiye’de ‘buldum, buldum’ demişDünyanın ilk üniversitesinin bu şehirde kurulduğunu öne süren bazı araştırmacılara göre, kütüphane adeta üniversitenin ana unsuru haline geliyor. Arşimed, suyun kaldırma kuvvetini bu kütüphanede yaptığı çalışmalar sonunda keşfederken, Eratosthenes dünyanın çapını, Euclid ise geometrinin kurallarını İskenderiye ve kütüphanede yaptığı araştırmalarla ortaya koyuyor. Ptolemy ise yazdığı Almagest’i ile kâinatın oluşumu konusunda bilimsel bir çığır açıyor. Dünyada önde gelen 11 alfabeden harflerin granitten yapılan dış duvarlarına işlendiği İskenderiye Kütüphanesi’nin içi ise teras şeklinde tasarlanmış. 3.500 kişinin aynı anda araştırma yapıp kitap okuyabileceği kütüphane 10 milyon kitap alabilecek kapasitede. Ancak şu anda ancak 700 bin kitap ve elyazmasının bulunduğu ifade ediliyor.

Kütüphanede M.Ö. kalma yaklaşık 10 bin eser bulunuyor. Kütüphanenin inşa edilmesiyle birlikte başta İspanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler kütüphanelerinde bulunan pek çok eserin ya kopyasını ya da mikroçiplerini bağışlıyor. Kütüphaneye eser bağışlayan ülkeler arasında Türkiye de ön sıralarda. Özellikle Osmanlı dönemine ait çok sayıda eser Türkiye’den Mısır’a gönderiliyor. Kütüphanedeki eserler arasında Roma, Bizans, Büyük İskender, Araplar ve Türklerin dönemine ait elyazması kitaplar, heykeller, haritalar, fotoğraflar bulunuyor. İskenderiye Üniversitesi’nin hemen ön tarafında yer alan kütüphanenin yanına inşa edilen planetaryum (yıldız evi), havuz ve büyük bir plaza da kütüphanenin modern yapısını tamamlıyor.

Mısır hükümeti ve UNESCO tarafından 200 milyon dolardan fazla bir maliyetle yaklaşık on yılda inşa edilen kütüphane, 2002 yılında aralarında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve Yunanistan Cumhurbaşkanı Costas Stefanopoulos’un da bulunduğu dünyanın önde gelen pek çok liderinin de yer aldığı bir törenle hizmete giriyor.

Hz. Ömer’e iftira!
Günümüzde kütüphanenin varlığı ile ilgili farklı tartışmalar olduğu gibi nasıl yok olduğu da büyük bir muamma. Ancak tarihçilerin önemli bir bölümü Roma İmparatoru Sezar’ın kütüphaneyi istemeden yaktığını düşünüyor. Mısır’da tahtını korumaya çalışan Kleopatra’ya yardıma gelen dönemin ihtişamlı imparatoru Sezar, İskenderiye’ye vardığında limanda büyük bir direnişle karşılaşıyor. Sezar da direnişi kırmak için düşmanlarının gemilerini ateşe veriyor. Ateş hızla denizin yanıbaşında yükselen şehre sıçrıyor ve şehrin büyük bir bölümüyle birlikte kütüphane de yanıyor.

En ilginç iddia İslam düşmanlığıyla bilinen Papaz Gregory Bar Hebraus’un, kütüphanenin Hz. Ömer’in emriyle yakıldığı iddiasıdır. Amr bin As komutasındaki İslam ordusunun 639 yılından itibaren Mısır’ı fethetmesiyle birlikte İskenderiye de Müslümanların eline geçiyor. Ancak Mısır’ın Müslümanların eline geçmesinden tam üç yüz yıl sonra kütüphanenin Müslümanlar tarafından yakıldığını iddia eden Hebraus, bu iddiasını da Hz. Ömer’e atfen şu şekilde destekliyor: ‘Amr bin As, İskenderiye’yi alınca Halife Ömer’e mektup göndererek kütüphanenin akıbetini soruyor. Ömer de cevabında ‘Eğer bu Grek yazmaları Allah’ın kitabı ile uyumlu ise karışmayın, yok eğer Allah’ın kitabına ters iseler yakın.’ demiş ve kitapların yüzü dahi açılmadan hepsi altı ayda yakılmış.

Çok iddialı bir yapı olmasına rağmen kütüphane, açıldığı günlerdeki popülaritesinin çok gerisinde bulunuyor. Buna bir çözüm olarak 1822 yılında Mehmet Ali Paşa tarafından Kahire Bulak’ta kurulan tarihî matbaayı kütüphaneye taşımakta bulan İsmail Serageldin yönetimi bu şekilde gelen ziyaretçilerin dikkatini daha fazla çekmeyi başarmış. İnşa ettiği ilk Arapça matbaa ile Osmanlı’ya adeta kafa tutmaya başlayan Mehmet Ali Paşa, ilk olarak Arapça-İtalyanca sözlük bastırıyor. Daha sonra pek çok dergi ve kitap burada basılıyor. Bulakta basılan ilk Türkçe eser ise Almanca’dan çevrilmiş Vesâyânâme-i Seferiyye adlı Prusya Kralı II. Frederich’in seferlerini anlatan bir kitap.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.