Şehirlerin en gösterişli mekanları sahip olduğu meydanlardır. Çünkü... Meydanlar, o şehrin özelliklerini de taşırlar çoğu kez...

2006'da Tianenmen Meydanı'nı görmüştük. Çin'in sembol meydanı uçsuz buçaksız ova gibiydi. Bir ucunda Yasak Şehir vardı. Bir ucunda Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mao'nun mumyalanmış anıt mezarı... Pekin'e gelenlerin Çin Seddi'nden bile önce uğradığı yerdi burası... Turist kaynıyordu.

Gidip gördüğümüz birçok ülkede de benzer durumlarla karşılaştık. Oysa... Türkiye'de böyle meydanlar yok. Son dönemde Bursa bu yönde atak geliştirmek istiyor ama ne yazık ki atılan adımlar doğru sonuçlar vermiyor. Halbuki... Elindeki fırsatları iyi değerlendiremiş olsa da şansı var yine de... Eğer istenirse Bursa böyle bir şansı yakalayabilir. Üstelik... Herkes için de iyi olur bu...

Mesela... Son günlerde Atatürk Stadyum'u var, gündemde... Büyükşehir burasını yıkıp, yerine başka şeyler yapmak istiyor. Buna karşılık da Bursaspor'a yeni bir stat sözü veriyor. Kabul görmeyen bu önerinin karşısında olanlar ise stadyumun şehir dışına çıkarılmasına karşı değil. Ancak... Yeri konusunda başka bir öneriyle gündem oluşturuyor. Stadyumun Kültürpark'a yeşil alan olarak dahil edilmesini istiyorlar.

Atina'ya yolu düşmüş olanlar, Yunanlıların o sıkışık kentte olimpiyatların doğuşunu da simgeleyen Maraton Stadı'nı nasıl koruduklarını görmüşlerdir. Acaba, Bursa'da da benzer bir durum söz konusu olabilir mi?.. Atatürk Stadı'nı yıkmadan, sadece üç dört noktasından dışa açılacak koridorlarla hem yeşil alan hem de Bursa'ya ilgi çekici bir 'Stadyum Meydanı' kazandırılamaz mı?.. Böyle bir proje hayata geçtiğinde siyasi parti mitingleri için Şehreküstü kapanmaz, dev konserler için Bursa'ya sağlam bir mekan kazandırılmış olmaz mı?..

Ayrıca... İsteyen herkes gidip stadyumda spor yapma şansı da elde edebilir. Hem yeşil alan... Hem meydan... Hem dev konser alanı... Birçok işlevi olan çok amaçlı bir stadyum... Bursa için betonlaşmış bir alandan çok daha fazla şey ifade etmez mi bu?..

Bakan Çelik'in sözleri
Davutpaşa'daki patlama kayıt dışı gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi. Geçim derdiyle sigortasız, kötü koşullarda çalışan insanlar yaşamlarını yitirdi. Kimi yaralandı. Dün, Olay'ın birinci sayfasında İstanbul Davutpaşa'da yaşanan patlama sonrası hastanede yaralıları ziyaret eden AKP Bursa Milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in yıllar önce söylense, çok büyük gürültü kopartacak sözleri yer alıyordu.

Çelik, 'Çözüm sendika' diyordu. Yani, işyerlerinde örgütlenmenin önünü açmak gerektiğini, böylece hem 11 milyona yaklaşan kayıt dışı çalışanın kayıt altına alınacağını, hem de kayıt dışı iş yapan yerlerde denetimin etkin hale getirileceğini vurguluyor. Yıllardır, Türk ekonomisi üzerine söz söyleyenler hep aynı vurguyla çıktıklar ortaya... Kayıt dışı dediler öncelikli olarak.

Kayıt dışı, artan enerji maliyetleri ve girdiler nedeniyle her işini yasal çerçevede halleden işverenlere de zarar verdiği için istihdam artışında hep olumsuz tablo yarattı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için sendikalaşmayı öneriyor şimdi... Daha en başından bu adımlar atılsa, acaba Türk ekonomisinin durumu bugün nasıl olurdu?..

Tanıma uyan tek yer Yıldırım'da...
Trafik kavşaklarını meydan olarak nitelendiriyoruz. Oysa... Sadece gelişmiş ülkelerde değil, eski doğu bloku ülkelerinde de meydan dediğinizde trafik kavşakları asla akla gelmez. Çünkü, oralardaki meydanlar araç trafiğine kapalıdır. Sadece yayalar vardır. Onlara açıktır. Türkiye'de böyle bir meydan var mıdır acaba?.. Aslında Bursa'da var. Popüler bir noktada olmadığı için ilgi çekmiyor ama Ramazan Altunöz döneminde yapılan, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin ile de korunan Ahmet Taner Kışlalı Meydanı bu tanıma uyuyor. Araç trafiğine kapalı... Geniş... Hatta... İzleme platformuyla ayrı bir havası var. Ama işte... Popüler bir alanda değil. Büyük mitingler, büyük konserler için arka plan tasarımı eksik bırakılmış. Yoksa, bugün anlam olarak meydan tanımına Bursa'da uyan tek yer, Ahmet Taner Kışlalı'lıdır.