Ankara’daki alışveriş merkezlerinin dağılımının planlı yapılmadığını ifade eden Mesa Mesken Sanayi Yönetim Kurulu üyesi Can Aynagöz, "Henüz, toplam metrekare olarak doygunluk noktasına gelinmedi. Alışveriş merkezleri, yatırımı yapanlar açısından ciddi ve sabit bir kira geliri demek. Çok sayıda alışveriş merkezi inşa edilmesinde bunların da etkisi olduğunu düşünüyorum" dedi.

Son dönemde Başkent’te sayıları hızla artan alışveriş merkezlerinin planlı bir biçimde dağılmadığını söyleyen Mesa Mesken Sanayi Yönetim Kurulu üyesi Can Aynagöz, "Henüz, toplam metrekare olarak doygunluk noktasına gelinmedi" dedi.
İnsanların artık daha çok şey talep ettiğine işaret eden Aynagöz, "Sosyal düzen yavaş yavaş değişiyor ve farklı şeyler talep ediliyor. Türkiye, Avrupa ve Amerika’nın 50 yıl önce giriştiği alışveriş merkezi trendini çok uzun süre görmezden gelemedi. Ankara’da sayısal olarak çok fazla alışveriş merkezi olduğunu söyleyemem ama yerleşim noktaları olarak hatalar olduğunu düşünüyorum" dedi. Aynagöz, inşaat sektörünün gelişimini, alışveriş merkezi trendini ve Başkentli’nin tercihlerini Ankara Hürriyet’e anlattı:

Doygunluk Noktasına Gelindi: Alışveriş merkezleri çok sayıda hizmeti bir arada sunarak insanları cezbediyor, bu sebeple de sayılarının artması doğal. Ancak bu artış planlı bir şekilde yapılmıyor. Yan yana iki üç merkezin açılmasının bir anlamı yok. Henüz toplam metrekare olarak bir doygunluk noktasına gelinmedi. Alışveriş merkezleri, yatırımı yapanlar açısından ciddi ve sabit bir kira geliri demek. Her an iyi bir fiyata satabilme olanağı var. Peş peşe bu kadar çok alışveriş merkezi inşa edilmesinde bunların da etkisi olduğunu düşünüyorum. Alışveriş merkezi sahibi olmak, onu kiraya vermek yatırdığınız paranın en hızlı döndüğü sektörlerden biri.

55 Bin Konut: Bugüne kadar 55 bin konut, 6 milyon 500 bin metrekare civarında da inşaat yaptık. Yıllık 2 bin 500 ila 3 bin konut arasında kapasitemiz var. Yönetim anlayışı ve çalışan kalitesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. 39 yıldır bu işi yapıyoruz. Niteliksel bir işgücüne sahibiz. İnşaat sektörü, hem yurtiçinde hem yurtdışında çok sıkı rekabetin olduğu bir piyasadır. Ayakta durmak veya bir adım öne çıkmak için bazı özelliklerinizin olması lazım. Söz verdiğiniz kaliteyi yerine getirmeli ve her işi söz verdiğiniz bedelle bitirmelisiniz. Mal sahibine veya müşterinize, yaptığınız ürünü teslim ettikten sonra da onun arkasında durmalı ve sorunları varsa çözmelisiniz. Bizim farklılığımızı yaratan da bu. İnşaat sektöründeki temel unsur insan gücüdür. Kaliteli, deneyimli, yeterli bir işgücünüz varsa problemin yarısını çözmüş olursunuz. Bu kadar sayıda insanın aynı anda çalışması gereken çok az sektör vardır. En küçük bir şantiyede bile birkaç yüz kişi bir arada çalışır. Bunların iyi organize ediliyor olması lazım.

Piyasanın Nabzını Tutuyoruz: Kimi zaman Türkiye’de inşaat sektörünün yavaşladığı dönemler oluyor. O noktada yurtdışında ağırlık kazanıyorsunuz. Yurtdışında çalışmalar yavaşladığında da, yurtiçinde ağırlık kazanabiliyorsunuz. İhtiyaç olan yerde bulunmak zorundasınız. Bu sebeple pek çok ülkede bağlantı ofisimiz var. Bazen hiçbir şey olmayabilir ama piyasanın içinde olup, piyasanın nabzını sürekli takip etmek zorundasınız. Bir grup mimar ve mühendis tarafından 1969 yılında kurulan Mesa Mesken Sanayi olarak, 39 yıldır inşaat sektöründeyiz. Gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında çeşitli yatırımlar yapıyoruz. Konut açığını karşılamak ve konut üretiminde farklılık getirmek üzere kurulmuş bir şirketiz. Bunu sürdürmeye çalışıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 5 bin 500 çalışanımız var.

İnşaatta Ankara mütevazı ölçüde
Ankara’da ağırlıklı olarak konut ve ofis alanları ile alışveriş merkezleri inşa ediliyor. Ankara inşaat sektöründe Türkiye’nin ikinci sırasında yer alıyor. Buna rağmen çok büyük bir pazara sahip değil. İstanbul’un büyüklüğü düşünüldüğünde, Ankara oldukça mütevazı ölçülere sahiptir. Başkent’te sanayi yapıları çok fazla inşa edilmez. Yoğunluk kamu yapılarındadır. Bu, ekonomik faaliyetlerin büyüklüğüyle de ilgili bir olay. İhtiyaç her zaman vardır. Önemli olan bu ihtiyacın talebe dönüşmesi. İhtiyacı talebe çeviren şey paradır. Para yoksa talep ortaya çıkmaz.

Her sosyal grubun beklentisi farklı
Başkent’te ne kadar sosyal grup varsa, her birinin farklı beklentileri var. İnsanlar daha iyiye doğru gitmek ve standartlarını yükseltmek istiyor. Bu yönüyle inşaat sektörü, diğer sektörlerden ve pazar şartlarından farklılık göstermiyor. İnsanlar ceplerindeki paradan biraz daha fazlasını istiyor. 1985’lerden itibaren site kavramı gelişmeye başladı. Bu, güvenlik ihtiyacından ve insanların benzer sosyal çevrelerle beraber yaşamak istemesinden kaynaklanıyor. Sitelerle beraber sadece güvenlik değil, birtakım sosyal altyapılar da gelişmeye başladı. Türkiye’de site yapıp çevre düzenini de geliştiren ilk şirketiz. 1980 başlarından beri çevre düzeniyle de ilgileniyoruz.