Türkiye’deki belli başlı atık su arıtma tesislerinin %50’sini kuran Sistem Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dinçer, 22 Mart Dünya Su Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada, mevcut kullanılan suların %75’inin tarımda kullanıldığı belirterek, Türkiye’de atık suların arıtılarak sulamada kullanılması durumunda susuzluk ve kuraklık tehdidine karşı çok önemli bir adım atılmış olacağına dikkat çekti.

Küresel Isınma ve yağışların azlığına bağlı olarak 2008 yılının da kurak geçeceğini ve ortaya çıkacak susuzluk ile tarım üretiminin daha da düşeceğini düşündüklerini belirten Uğur Dinçer, ülkemizin etkin bir “Su Yasası”na ihtiyacı olduğunu belirtti. Dinçer, oluşturulacak yeni su yasasıyla mevcut su kaynaklarının etkin biçimde korunması ve yönetilmesi gerektiğine işaret ederek, “Yapılan istatistikler incelendiğinde ülkemizde yıllık kullanılan su miktarı yaklaşık 40 milyar metreküp. Kişi başına ise 1400 metreküp su düşüyor. Türkiye’de harcanan suyun, %75'i tarımda, %10'u sanayide kalan %15'i ise insan ihtiyaçları için kullanıyor. Buradaki önemli nokta, tarımda kullanılan suyun %80’inin salma (vahşi sulama), %16’sınınn yağmurlama, %4’ünün damla sulama yöntemini içermesi. Vahşi sulama sonucunda, gerektiğinden en az 4 - 5 kat suyu ülke olarak doğrudan kaybediyoruz. Üstelik mevcut harcanan suyun %75’inin tarımda kullanıldığı düşünüldüğünde acı bir gerçekle de yüz yüze gelmiş oluyoruz. Oysa damla sulama ile bu kaybı önleyebiliriz. Bu çözümün ilk halkasına da atık su arıtma tesislerini dahil edip, kullanılmış/atık suları uygun teknikle arıtıp geri kazanarak tarım ve sanayide kullanabilirsek uzun yıllar susuzluğa karşı güçlü bir konumda olacağız” dedi.

Göllerimiz, Akarsularımız ve Denizlerimiz Çok Kirlendi
Sistem Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dinçer, akarsuların ve göllerin endüstriyel ve tarımsal kirlenme nedeniyle elden gittiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülke genelinde yer alan bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler dışında her gün gazete sayfalarından okuduğumuz üzere; Ergene ve Meriç Nehri, Nilüfer Çayı, Yeşilırmak, Büyük Menderes, Gediz, Manisa Karaçay ve Kars Çayı gibi çok sayıda doğal su kaynağımız sanayi tesisleri ve belediyelerin atıklarından kirleniyor. Bunların bir an önce önüne geçilmesi gerekiyor.

TÜİK, 2004 Organize Sanayi Bölgesi anketine göre, 58 organize sanayi bölgesinin sadece 9'unda atık sular arıtılarak deşarj ediliyordu. Bu durum, geçen zaman ve Türkiye geneli düşünüldüğünde çok korkunç bir tabloyu ortaya koyuyor.Yeni Çevre Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre, sanayi tesislerinden arıtma tesisleri inşaatına başlamayanlar 13 Mayıs 2009'dan itibaren Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından kesilecek cezalara maruz kalacaklar. Cezaların üst sınırı 3 milyon YTL'ye kadar dayanıyor. AB yolundaki bir ülke olarak akılcı bir su politikası izlemeliyiz. Zaten AB Kriterlerine göre 2014 yılından sonra akarsulara ve denizlere arıtma olmadan herhangi bir atık su boşaltılamayacak”.