Klaus Töpfer, önemli bir siyaset ve bilim adamı. Almanya eski Çevre Bakanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Vekili Töpfer, aslında hayatını hep çevre konularına adamış. Nairobi’deki su sorununa çözüm arayan da, Asya’da tsunami felaketinde kilit rol oynayan da hep Töpfer olmuş. Şimdi 16-22 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek 5. Dünya Su Forumu’nun başelçişi. Görevi; dünyanın su sorununa İstanbul’da çözüm aramak. Töpfer’le İstanbul’da buluştuk ve hem su sorununu hem de 5. Dünya Su Forumu’nu konuştuk.
Bilim adamları su savaşlarının kapımızda olduğunu söylüyor. O noktaya doğru gidiyor muyuz?
Yeterli suyumuz var, ancak sınırsız değil. Dünyadaki asıl sorun zaten suyun yetersizliği değil, su konusunda yatırım yapılmaması. Eğer altyapı konusuna eğilmezsek, su kaynaklarını tüketeceğiz. O nedenle suyun geri dönüşümünü sağlamamız şart. Ayrıca suyu dağıtırken yarısının kaybolmasını önlemeliyiz. En önemli sorun ise suyu yanlış kullanmamız. Dünyada suyun yüzde 75’i tarım için kullanılıyor. Bu kadar çok suyun bu alanda kullanılması büyük hata! Oysa doğru teknolojiler kullanarak su kaynakları artırılabilir. Yani her şey bizim elimizde. O noktaya gitmeyi engelleyebiliriz.
İstanbul’un su sorunu çözmenin formülü nedir?
Ben Türk politikacı değilim ama Türkiye’nin su sorunlarından haberdarım. Şunu çok iyi biliyorum ki, siyasetçiler isterse su sorunları çözülür. Çünkü su sorunu sadece para ve teknolojiyle çözülmez. Bunların arkasında siyasi bir kararlılık olmalı. Yani para, teknoloji, bilinç ve siyasi kararlılık su sorununu çözmenin formülüdür. Bu sadece İstanbul için değil, Ankara ve tüm dünya için geçerli bir kural.
20 Dakikada 1 Kişi Suyla İlgili Bir Sebepten Ölüyor
5. Dünya Su Forumu’nun başelçisisiniz. Bir başelçi ne yapar?
Yeterli teknolojimiz ve kaynağımız olmasına rağmen, dünyada 1.5 milyon kişi temiz içme suyu içemiyor, 2.6 milyon kişi sanitasyon hakkına sahip değil ve her 20 dakikada bir kişi, her gün 5 bin kişi suyla alakalı nedenlerden ölüyor. Forum’da bu sorunlarına farklı çözümler bulmak için ve dünyada bir farkındalık yaratmak için çalışacağım.
Türkiye Kyoto Protokolü’nü bile imzalamamış bir ülke. 5. Dünya Su Forumu ise dünyanın en büyük çevre organizasyonlarından biri. Ortada bir çelişki yok mu?
Su ve iklim değişikliği arasında önemli bir bağ var. Ancak su sorunları sadece iklim değişikliğine bağlı değil. Biz Forum’da iklim değişikliğine bağlı olmayan su sorunlarına da eğileceğiz. Yani İstanbul’da oluşturulacak su gündemi, Kyoto Protokolü ile çok alakalı değil. Zaten Kyoto Protokolü de 2009’da Kopenhag’da tamamlanacak. O nedenle 5. Dünya Su Forumu’nun sonuçlarının Kyoto Protokolü’ne çok faydası olacağına inanıyorum. Ben ortada bir çelişki değil, uyum görüyorum.