Haberler

'Üvey' sarayın fahri annesi

Tarih: 7 Nisan 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Ekin Kadir Selçuk

Mimar Hande Tözün, 1996'da Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü'nü bitirdi ve hemen Çırağan Sarayı'nın otel kısmında işe başladı. Otelin yenilenmesi çalışmalarında görev aldı, mesleğine sekiz yıllık otel işletmeciliği tecrübesini ekledi. 2004'te sarayın süitlerden başlayarak yeniden dekore edilmesi kararı verildiğinde 'şef' koltuğuna oturmaması için hiçbir neden yoktu artık. Oldukça kalabalık bir ekiple dört yıl boyunca didindi ve Çırağan'ı tarihsel özelliklerine göre baştan aşağı yeniledi. Tözün, 1985'te yeniden yapılan sarayın her defasında tasarımcıların kendi seçimleri doğrultusunda dekore edildiğini, mazisinin göz önüne alınmadığını söylüyor. Bu, aslında bir bakıma Çırağan'ın kaderi de. Her padişah başa geldiğinde sanki kendi zevklerine göre 'onu baştan yaratmayı' görev edinmiş. 1910'daki yangından sonra da kaderine terk etmişler. Tözün'le dönemin saray mimarisini ve yaptığı 'sihirli' dokunuşu konuştuk.

Çırağan Sarayı'nın dekorasyonunu yeniden yaratma görevi size verilince nasıl bir çalışma sürecine girdiniz?
Bu tür tarihi binaların yenilenmesi normal bir projeyi hazırlamaktan tamamen farklıdır. Ciddi bir tarihsel sorumluluk var. Bundan önceki dönemde tasarımcılar nasıl hoşlarına gidiyorsa Saray'ı öyle yenilemişler, aslıyla bir bağlantı kurmaya çalışmamışlar. Bu bağlamda danışmanım Prof. Nurhan Atasoy'la birlikte çalıştım. 19. yüzyılda hem İstanbul'da hem de Avrupa ülkelerinde yapılan sarayları gezdim. Tatillerim o sarayları gezmekle geçti, ama çok keyifliydi benim için. Konula ilgili Nurhan hocanın da önerisiyle düzinelerce kitap okudum.

Bundan önce yapılan yenilemelerde tasarımcıların kendi beğenisine göre hareket ettiğini söylediniz. Bu, biraz Çırağan'ın kaderi galiba...
Evet, maalesef. Saray birkaç defa yıktırılıp yeniden yaptırılıyor. Geçmişi Lale Devri'ne kadar uzanıyor aslında. Son olarak Abdülmecit, İkinci Mahmut'un yaptırdığı sarayı yıktırıp yeni bir saray yaptırmaya karar veriyor, ama tamamlamak Abdülaziz'e nasip oluyor. Abdülaziz oryantalizm meraklısı, onun döneminde her şey oryantalist üslupla yapılıyor. Çırağan da onun istediği şekilde dekore ediliyor. 1985'te yeniden yapılmaya başlandığında saraydan geriye sadece dört duvar ve bodrum kattaki kemerler kalmış. O dört duvarın içine yeni bir çelik bina yapılmış. Dekorasyonu, sarayla benzeşmeyen bir konsepte göre düzenlemişler.

Peki siz ne gibi değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Önce süitlerden başladık. 19. yüzyıl sonu tarza uygun olarak Osmanlı kumaş desenleri, İznik çinileri, Uşak, Hereke ve İran'dan el dokuması halılar, Avrupa'dan antika şömine ve mobilya, kristal avizeler yerleştirildi. Duvarlar ve tavanlar, dönemin geleneksel Osmanlı tarzında motiflerle bezendi. Sarayın görkemini yeniden canlandırmak için, 19. yüzyılda Osmanlı saraylarında verilen davetleri resmeden tablolar seçildi, yeniden yapıldı. Kolonların renklerini asli hallerine getirdik.

Sarayda kaç süit bulunuyor?
11 tane. Bir de 'kral dairesi' diyebileceğimiz Sultan Süit var.

Devlet adamlarından ya da dünyaca bilinen isimlerden kimler kaldı Sultan Süit'te?
En son Kuveyt Şeyhi kaldı. Daha önce Suudi Arabistan Kralı konaklamıştı. Kralla ilgili şöyle bir olay yaşadık: Odasını düzenlemek için sürekli kralla birlikte gezen bir baş danışmanı var. Kralın bütün isteklerini önceden yerine getiriyor. Kendilerine göre bir oturma düzenleri var mesela. Kral yanında gelenleri etrafında görebileceği bir düzende oturmak istiyor. Eşyalar tek tek duvar dibine diziliyor filan. Danışmanı odayı gördükten sonra bana "Biz dünyanın en iyi adreslerinde kalıyoruz. Genelde bu tip dekorasyonlarda çok fazla şey olur, ama burada bir sadelik var. İçerideki az sayıdaki eşyanın her birinin çok kıymetli olduğunu hissediyorsunuz" dedi. Hatta krala da benden bahsetmiş. "Çok güzel bir odada kalacaksınız, yapan mimarı da görmeniz gerek, ufak tefek bir hanım" demiş. Kralla görüşmek mümkün olmadı...

Bu verdiğiniz örnek 'Arapların gösteriş meraklısı olduğu' şeklindeki yargıyla da pek uyuşmuyor aslında...
Gösterişte abartıyı sevdikleri doğru ama Ruslar da öyle mesela, ya da biz de öyle değil miyiz biraz! Mesela Ruslar altına boyanmış her şeyi severler.

Avrupa'da döneme özgü sarayları gezdiğinizi söylediniz. Oradakilerle buradakiler arasında bir kıyas yapmanızı istesek...
Mesela Dolmabahçe dışarıdan bakıldığında kendi dönem saraylarına göre ufak bir binadır. İçine girdiğinizde de Rusya'daki saraylar kadar şaşaa yoktur. Oradaki saraylarda her yer altındır. Dolmabahçe'de de var ama onlara göre daha dengeli. Bütün Avrupa'yla kıyasladığımızda da aşırı bir gösteriş olduğunu söyleyemeyiz.

Eserlerin sonradan korunması bakımından nasıl görüyorsunuz vaziyeti?
Batıda o sarayları korumak için çok ciddi bütçeler ayrılıyor. Buna rağmen bizde de çok kötü bakıldığını söyleyemeyiz. Ben Hereke fabrikasına da gittim; Dolmabahçe, Yıldız, Beylerbeyi sarayları için orijinaline uygun olarak kumaş dokumaya devam ediyorlar. Bezeme ekipleri de oldukça nitelikli ve gayretli.

Bundan sonra size başka bir tarihi yapıyı onarma fırsatı verseler hangisini tercih edersiniz?
Aslında şu an yine böyle bir yapıyla uğraşmaktayım. Mimar Kemalettin Bey'in Laleli'de yaptığı Tayyare apartmanlarını tarihini yansıtacak bir dekorasyonla yeniden yapıyoruz. Bu apartmanlar 1918'de İstanbul'da çıkan bir yangında evlerini kaybedenler için yaptırılmış ve İstanbul'un ilk toplu konutları olarak tarihe geçmiş. Dört bloktan oluşuyor, her birinin içindeki küçük apartman daireleri bir iç avluya bakıyor.

O güne dek hiç düşünülmemiş ortak kullanım alanları vardır. Şimdi orası tarihi geçmişini yansıtacak beş yıldızlı bir otel oluyor. Ben de oteldeki genel mekanların tasarımından sorumluyum. 1900'lerin İstanbul sokaklarına benzetmeye çalışıyoruz. Bir de elimde olsaydı yine Mimar Kemalettin Bey'in Bahçekapı'da yaptığı 4'üncü Vakıf Hanı binası var. Orayı bir yaptılar ama mahvettiler yani! Onu kurtarmak istiyorum.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.