Haberler

Sic Transit Gloria*

Tarih: 21 Nisan 2008 Kaynak: Lebbeus Woods Blog Yazan: Lebbeus Woods Blog Çeviren: Arif Çağatay Sükan

Jean Nouvel 2008 Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazandı. Bu bir sürpriz değildi. Sürpriz olmaması, Pritzker’in zaten iyi bir konuma sahip biri için şeref verici olarak kabul edilmesini kolaylaştırıyor. Pritzker, Nobel Ödülleri gibi, onaylanmış seçimlere güven veriyor. Nouvel’in yapıları kesinlikle yüksek kaliteli tasarım örnekleri. Kendi kıvamında güzel binalar tasarlıyor. Kim aksini söyleyebilir ki? Pritzker bize şunu hatırlatmaya çalışıyor ki; kabul edilen güzellik ölçütü sınırlarına yakınlık içinde -ya da belki durumunda- olan güzel yapıların tasarımı, mimarlığın esas amacı. İnsanlar etrafı çevrili mekanlara ihtiyaç duyuyorlar ve beden ve ruhun ihtiyaçlarını karşılayacak ya da en azından, zaten bildiğimiz şeyler hakkında bize güven verecek şekilde mekanlar tasarlamak mimarlara bağlı. Nouvel zaten bildiğimiz şeylerin sınırları içinde hakim olarak çalışıyor.

Bu durumda, bununla ilgili herhangi bir problem var mı? Kesinlikle yok. Bırakalım, zengin, her ne istiyorsa onu yakıştırsın, tanınmış, onanmış olana. Bırakalım, iktidarın gelenekleri olağan işlevlerini yerine getirsin. Bu oldukça akıl çelen bir manzaradır ve bizler de, hiçbir şey olmasa, bu bloglar üzerinden yaptığımız böyle yorumlarla bunun bir parçası oluruz.

Diğer taraftan, benim sorgulamak zorunda olduğum, Pritzker Ödülü’nün gelişen mimarlık dünyasıyla ne kadar ilintili olduğudur. Yenilikleri ödüllendirmek, müzakereleri geliştirmek iddiaları bir yana, benim fikrim, kabaca, çok ilişkili olmadığı yönündedir. Ödülün odağı, ki bu odak genellikle pahalı yapılar üzerindedir, küçük ölçekli projeler ve maalesef çoğu kez mimarın bilgisayarından çıkmaya bile fırsat bulamayan deneysel fikirler üreten genç mimarlarca gerçekleştirilmiş birçok yenilikçi işi es geçmektedir. Mimarlığın ne olduğu ve olabileceğiyle ilgili düşünce biçimlerimizi değiştirebilecek olanlar bu deneysel fikirlerdir. Bu açıdan bakıldığında Pritzker’in mesajı, mimar, “görülmeye değer” işler yaratmadığı sürece mimarlığın “şeref listesine” girmeye asla hak kazanamayacaktır, şeklinde okunabilir. Buradaki içinden çıkılmaz durum, üretmek için müşterileriniz olması zorunluluğundan doğar ve Nouvel’in yaptığı gibi üretebilmek için ise çok zengin müşteriler gerekmektedir ki onlar da gerçek yenilikçi işleri destekleme riskini nadiren göze alabilenlerdir. Böylece mesajın, "kalıpları zorlama, haddini aşma" diyen alt metninin farkına varıyoruz.

Pritzker’in varlığı, aslında, gücü elinde tutanın göründüğü kadar özgüvenli olmadığını aklımıza getiriyor. New York Times gibi, dünyanın önde gelen gazete ve dergilerinin kapaklarında yer alan "mutlu son" haberleri gibi, güçlerinin kanıtı saydıkları nice icraatla mütemadiyen meşgul olma gereksinimini duymaktadırlar. Tuhaftır, Times, entelektüel başarılar için ödüller yaratarak gelecek kuşaklardan itibar satın alan bir silah üreticisi adına verilen Nobel Ödülleri’ni, en başta bu özelliği yüzünden ısrarla eleştirmektedir. Bu yöntem işe yaramıştır ve yarar da. Alfred Nobel’in ismi Albert Einstein, Samuel Beckett, Toni Morrison, Martin Luther King gibi isimlerle anılmaktadır. Pritzker ise, tam manasıyla ölüm taciri olarak anmayacağımız Hyatt Foundation tarafından desteklenmektedir. Ancak aynı yöntem burada da işlemektedir. Başarılı mimarlarla ve yaratıcı düşünce dünyasıyla kurdukları "ortaklık", başarıyla ilişkilerini, kültürel ve tarihsel olarak geliştirir. Bu sayede etki alanlarını, dünyayı etkileme gücünü yaygınlaştırır ve pekiştirirler.

Pritzker Ödülü sahiplerinin, ödülü, çoğunlukla, ödül ve destekleyicileri için düzülen methiyeler eşliğinde kabul etmeleri anlaşılır bir durumdur. Maddi değerinin göreceli olarak önemsiz olması (Nobel’in 1.500.000 Dolarlık meblağı yanında 100.000 Dolarlık Pritzker ufak tefek kalır) bir yana, her parça işe yarar, öyleyse neden olmasın? Ne gibi bir zararı olabilir? Bugüne dek Nobel’i ilkesel olarak geri çevirmiş iki kişi var: Sartre ve Le Duc. Pritzker’i geri çevirmiş bir mimardan bahsedemiyoruz. Tabi bu olmuş olsaydı konumuzu açıklamakta yardımcı olacağı aşikardır.

Tüm bunlar, zaten bildiklerimiz. Öyleyse hakkında yazmak için neden uğraşılsın? Belki, sadece, içinden manzarayı gördüğümüz çerçeveden yeterince uzaklaşıp, onun konturunu, sınırlarını fark edebilmek için. Ancak bu yolla, onun sıralamadaki gerçek yerini anlayabilir, arkasında uzanan daha geniş bir ufku tanımlayabiliriz.

*Sic transit gloria mundi: “Dünyevi şan geçicidir.” Eski Latin deyişi.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.