Haberler

Sedad Hakkı Eldem I: Gençlik Yılları

Tarih: 30 Nisan 2008

Kaynak: Edhem Eldem Arşivi
Mendelsohn Üslubunda Eskiz: “Millet Meclisi”

20. yüzyıl Türk mimarisinin önemli ustalarından Sedad Hakkı Eldem, doğumunun 100., ölümünün 20. yılında, 2 sergi ve 2 kitap aracılığıyla Osmanlı Bankası Müzesi’nde (OBM), anılıyor. 30 Nisan - 30 Ağustos 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilenen “Sedad Hakkı Eldem I: Gençlik Yılları” başlıklı ilk sergi, ünlü mimarın yaşamının ilk 24 yılına odaklanıyor. Uğur Tanyeli, Bülent Tanju ve Edhem Eldem’in küratörlüğünde hazırlanan serginin ve kitabın tasarımı ise Bülent Erkmen’e ait.

Sergi, Sedad Hakkı Eldem’in çocukluk ve erken gençlik yıllarını, istisnai nitelikteki görsel ve yazılı, özgün kişisel belgeler eşliğinde sunuyor. Bu yıllar ünlü mimarın, Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki hocalık döneminin öncesini, yetişme evresini ve henüz mimar olmuş halini tanımlıyor. Söz konusu dönem aynı zamanda, ülkeler, diller, kültürler arasında adım adım yürütülen bir kimlik inşasını konu alıyor. Sergide, önce bir çocuğun, sonra mimarlık heveslisi bir gencin, ardından mimarlık öğrencisinin ve nihayet Avrupa’da uzun bir bilgilenme turu atan genç mimarın gelişimi, zengin bir görsellik içinde izlenebiliyor.

Ekim ayında açılacak “Sedad Hakkı Eldem II: Olgunluk Yılları” başlıklı ikinci sergi ise Eldem’in, Türkiye gündemini belirleyici hale geldiği dönemini ve yapıtlarını eksen alacak. Hoca ve tasarımcı olarak Türkiye’deki mimarlık ortamını yönlendiren, aynı zamanda belirgin ve çarpıcı bireyselliğiyle tepki çeken ünlü mimarın hayatı, sergiler aracılığıyla sunulacak.


Kaynak: Edhem Eldem Arşivi
Mimarlık Öğrenimi Öncesine Ait Bir Salon Çizimi

Proje Ekibinin Kaleminden
Uğur Tanyeli

Sedad Hakkı Eldem kim? O, cumhuriyet döneminin yetiştirdiği en karmaşık kimlikli mimar. 1931’den 1988’deki ölümüne dek aralıksız sürdürdüğü kariyeriyle, Türkiye’de yarım yüzyılı aşkın süre mimarlık iktidarının merkezinde konumlanmış tek tasarımcı. 50 yıllık hocalık yaşamı boyunca alanı doğrudan etkilemiş bir öğretim üyesi. Özellikle Osmanlı konut geleneği hakkında yazdığı kitaplarla ortamı hâlâ etkileyen bir yazar. Mesleğe ilk başladığı andan itibaren etkili olmuş, ancak erişilmez bir rol modeli. Hep merkezi tanımladığı halde, yanına hiç ulaşılamazmış gibi gözüken bir “uzak” kişilik. Yerine yenisini kendisi yapacaksa, Süleymaniye’yi yıkmaktan kaçınmayacağına inanılan adam. Bir gün bile kaba konuşmadığı halde, yıkıcı mizah duygusuyla düşmanlar edinmiş bir beyefendi. En az bildiği dilin Türkçe olduğu iddia edilen, ama en uzun ömürlü ulusalcı argümanları icat eden mimar. Uluslararası ortamda adı en çok bilinen çağdaş Türk tasarımcısı. Kırılganlığını küstahlık zırhıyla örten yapayalnız bir utangaç. Kısacası, bir birey. Çelişik, zor, özellikle trajik, ama çok çekici bir birey. İşte bu ilginç insanı, doğumunun 100. yılında, birincisi gençlik, ikincisi olgunluk dönemine odaklanan iki sergi ve iki kapsamlı kitapla anıyoruz.

Edhem Eldem
Sedad Hakkı Eldem’in ailesinin neredeyse tamamı ressam, arkeolog, müzeci, nümizmat, maden mühendisi, jeolog, kimyager, sanat tarihiçisi, yazar, çevirmen, müzisyen, besteci, mimar ve diplomatlardan oluşurken, aynı aileden tek bir askerin veya girişimcinin çıkmamış olması bir tesadüf müdür? Dedesinin nümizmat Galip Bey, büyük dayılarından birinin ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey diğerinin jeolog ve arkeolog Halil Edhem Bey, dayısının Hars (Kültür) Müdürü ve nümizmat Mübarek Bey, kuzeninin mimar Edhem Hamdi Bey, diğer kuzenlerinin besteci Ekrem ve Cemal Reşit Rey kardeşler oluşu ne kadar manidardır? Babasının edebiyata ve özellikle Fransız edebiyatına düşkün, Voltaire, Baudelaire, Verlaine çevirmeni bir diplomat; annesinin ise Fransızca yazıp hesap tutan ve kocasına soyadını verebilecek güçte bir kadın olması neye işaret eder? Kısa aralıklar dışında 1 yaşından 16 yaşına kadar yurtdışında yaşamış ve öğrenim görmüş olması, uzun bir süre Fransızca ve Almancaya Türkçeden daha hakim olmuş olmasıyla kendi kariyeri arasında bir bağlantı kurmak gerekir mi?

Sedad Eldem’i başarılı bir mimar yapanın her şeyden çok kendi istidat ve kabiliyeti olduğu muhakkak olmakla birlikte, içinden çıkmış olduğu son dönem Osmanlı “kültür aristokrasisi”nin bu kabiliyetin kendini ifade edebileceği bir ortamı bulmasında payı büyüktür. Genç mimar adayı Sedad Hakkı’yı anlamak için kendini Batı kültürüne adamış ve bu sayede kendine ülkesinin bilim ve sanat dünyasında neredeyse bir tekel oluşturmuş olan bir ailenin üçüncü nesline ait olduğunu unutmamak gerekir.



Bülent Erkmen
Bu sergide Sedad Hakkı Eldem’in 16-24 yaş arasındaki, henüz mimar olmadığı, mimar olmaya hazırlandığı döneme ait çalışmalar yer alıyor. Bir başka deyişle, sergi Sedad Hakkı Eldem’in mimar olarak “kullanıma” girmediği döneme ait. Bu dönem Sedad Hakkı Eldem’in “under construction” dönemi, bir tür “inşaat” dönemi.

Bu nedenlerle sergileme tasarımının temel malzemesi olarak; mimarın mimar olma halinin “şantiye” dönemini simgeleyecek ondüle levhalar kullanılmıştır. Yazılı bilgiler doğrudan bu ondüle levhalardan oluşan sergi yüzeylerinin üstünde, orijinal fotoğrafların, belgelerin ve kitapların kendileri koruyucu bir şeffaf malzemenin arkasında, çizimler ise defter sayfalarından çekilen ve büyütülerek basılan röprodüksiyonlar halinde ondüle sergi yüzeylerinin önünde yer alır.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.