Haberler

Gürsel’in ‘en iyi’ mimar torunu

Tarih: 5 Mayıs 2008 Kaynak: Akşam Yazan: Eyüp Tatlıpınar
Sınavda sıfır küsur puan az alınca mimar oldu; hayata geçmeyen bir projeyle eşiyle tanışıp işini kurdu; hayata geçmeyen başka bir projenin ‘bebeği’yle en iyiler arasına girdi...

Dördüncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in torunu Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Avrupa’da 40 yaşın altındaki en iyi 40 mimardan biri seçildi. 1970 doğumlu Tabanlıoğlu, ‘Avrupa Mimari, Sanat, Tasarım ve Şehircilik Merkezi’ ve Chicago’nun ünlü mimarlık ve tasarım müzesi Athenaeum tarafından düzenlenen ‘40 Under 40’ yarışmasına Avrupa’nın 47 ülkesinden katılan yüzlerce mimarın arasından, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Levent Loft ve Ankara Doğan Medya Center projeleriyle öne çıktı. Hayatımız birini seçmek zorunda kaldığımız şıklar arasına sıkışarak geçse de “seçiminiz ne olursa olsun kendi yolunuzu daha çok kişilik özelliklerinizle buluyorsunuz” diyen mimar, son yıllardaki projeleriyle dikkat çeken Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ortaklarından. Mimarlığını bir ‘kaza’ya, eşi ve ortağı Murat Tabanlıoğlu’yla tanışmasını hayata geçmeyen bir projeye borçlu olsa da kendi yolunu bulması tıpkı söylediği gibi, seçimlerinden çok kişilik özellikleriyle, her zaman yapmak istediklerinin peşini bırakmamasıyla mümkün olabilmiş.

Dedenizin üzerinizde etkisi oldu mu?

Ben hiç görmedim onu ama tabii insanın dedesi cumhurbaşkanı olunca evde konuşulanlar da biraz farklı oluyor. Siyaset çok konuşulurdu bizim evde. Diplomat olmayı çok istiyordum çocukluğumda ama o yıllarda bazı diplomatlara suikastler düzenlendiği için geçmiştim o sevdadan. Ama sosyal bilimlere ilgim hep devam etti.

Mimarlığı nasıl seçtiniz peki?

Mimarlığa hep ilgim vardı aslında, babam ithalat ihracat işleriyle uğraşırdı ama imar işlerine de çok meraklıydı, evimizin bir yerlerini sürekli yıkıp bozup yeniden yapardı. Yine de üniversite sınavlarına girerken ilk tercihim değildi mimarlık, ondan önce tekstil mühendisliğini yazmıştım. Bizim eğitim sistemini biliyorsunuz, insanları istediklerine, yapabileceklerine yönlendirme konusunda pek başarılı sayılmaz. Sınavda sıfır küsur puanla tekstili kaçırıp İTÜ Mimarlık’ı kazandım, yani kazara oldu bir yerde.

Murat Tabanlıoğlu’yla yaşamınızı ve işinizi birleştirmenizde de bir ‘kaza’nın rolü var galiba?

Okulda ikinci sınıftan itibaren çalışmaya başladım, mezun olduğum sırada Aydın Boysan’ın oğlu Murat Bey’in ofisinde çalışıyordum, o sırada bir hocamın tavsiyesiyle Barcelona’daki bir okula master yapmaya gittim. Döndüğümde Murat Boysan’ın ofisi, Murat Tabanlıoğlu ve babası Hayati Tabanlıoğlu’nun ofisiyle birlikte Milliyet binasının iç mimari düzenlemesini almıştı ve orada çalıştım. Ama proje hayata geçmedi çünkü oranın kullanılmasıyla ilgili karar değiştirdiler, biz de bu arada Murat Tabanlıoğlu’yla tanışmış olduk. 1995’te hem hayatımızı hem de işimizi birleştirmeye karar verdik.

Kanyon gibi birçok başka tasarımınız var, yarışma için neden bu üç projeyi seçtiniz?

Levent Loft’la Doğan Medya Center yeni projeler, İstanbul Modern’in de manevi değeri fazla benim için. Galataport projesinin parçasıydı aslında orası, İstanbul’un insanlara kapalı olan bu en güzel yerlerinden birini insanlarla nasıl buluştururuz diye düşünmüştük, projenin ana unsuru bir kültür merkeziydi ama ihale iptal edilince proje gerçekleşmedi. Daha sonra Eczacıbaşı ilgilenince hayata geçmeyen büyük projenin bebeği olarak İstanbul Modern doğdu.

Mimarlık anlayışınızı neler belirler?

Binaların insanlarla ve çevreyle ilişkilerinin sağlıklı olması lazım. Mimarlık için bu önemli. Kanyon’dan bahsettiniz mesela az önce. Orası bir alışveriş merkezi, rezidans ve ofis binasıydı ama biz öyle görmedik; şehrin parçası, sokağın devamı, insanların buluştuğu bir yer olmalıydı. Sokakta olduğu gibi; sıcakta terler soğukta üşürsünüz, korunaklı olsun ama o etkiler de hissedilsin istedik, beş duyuyla yaşanılacak bir yer. Girişteki kapılar da yoktu başlangıçta ama 11 Eylül’den sonra artan güvenlik kaygıları nedeniyle eklendiler.

Büyükdere Caddesi sokak olmalı
Büyükdere Caddesi’nde projeleriniz çok, geleceğini nasıl görüyorsunuz oranın?

Orada şu anda boş gördüğünüz her yer geleceğin yatırımları, yeni binalarla değişmeye devam edecek yani. En önemli sorunu o yol; yerel yönetimin, şehir planlamacılarının, mimarların bir araya gelip yolun nasıl kullanılması gerektiğine karar vermesi gerek. O yol eskiden fabrikalara hizmet veriyordu, şimdiyse yüksek binalar var ve daha önemlisi oralarda insanlar sadece çalışmayıp aynı zamanda yaşıyorlar, dolayısıyla orada canlı bir sokak hayatı olması lazım. Şimdiki durumu buna izin vermiyor, bebek arabasının ya da tekerlekli sandalyenin gitmesi imkansız mesela, yayalar yolun sağından soluna bile geçemiyor, oysa böyle bir işleve sahip olması gerek. Bu da arka yolların, tünellerin devreye girmesi anlamına geliyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.