Geçtiğimiz hafta Yapı-Endüstri Merkezi, konuşmacı olarak Ken Yeang’ın davet edildiği “Yeşil Tasarım ve Planlama” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Bioklimatik Yapılar üzerinde uzun yıllardır çalışmakta olan Malezyalı mimar, izleyicilere projelerini ve “Yeşil Tasarım” ilkelerini anlattı.
Yeang, gerek yapı gerekse kent ölçeğinde en çok önem verdikleri konunun “süreklilik” olduğunu belirterek yapmaya çalıştıklarını hem yatayda hem düşeyde “yeşil”in sürekliliğini sağlamak olarak özetledi. Bugün gerçekleştirilmekte olan kimi ekolojik yapı ve kentleri bu doğrultuda değerlendirdiğinde – Arup’un Çin’de gerçekleştirmekte olduğu Dongtan kenti örneğinde olduğu gibi- bu sürekliliği göremediğini, “yeşil”in projede birbiriyle ilişkisiz kopuk parçalar halinde bulunduğunu söyleyen Yeang, herşeyden önce ekosistemlerin bağlantısı açısından bu sürekliliğin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Mimarlar, Bir Nevi Çevre Doktorudur
Yeşil planlamanın aynı zamanda “onaran sistemler” olarak kabul edilebileceğini söyleyen Yeang, mimarları da bir nevi çevre doktoru olarak tanımladı. Özellikle de doğal ortamların giderek azaldığı kentlerimizde yeşil altyapının sağlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Örneğin Japonya’da yeşil çatılar uygulamaya konduktan sonra, kaybolduğu düşünülen bazı bitki ve hayvan türlerinin yeniden ortaya çıktığını söyleyen Yeang, kentte yeşil alanların çoğalması gerektiğinin bir kez daha altını çizdi.
Zorlu Center
Ekolojik Hassasiyet Haritaları
Yeang, tasarımda geri dönüşü olmayan kararlar vermeden önce mutlaka o yere ait “ekolojik hassasiyet haritaları”nın çıkarılması gerektiğini söyledi. Ekologlar ve çevre uzmanlarınca uzun yıllara varabilen çalışmalarla yapılan analizlerin o yeri tanımak için büyük önem taşıdığını söyleyen Yeang, mimarinin bu kadar zamanı olmayabileceğini ancak yine de hassas bölgelerin, sınırlayıcı ve öncelikli faktörlerin mutlaka önceden saptanması gerektiğini belirtti. Söz konusu haritaların çıkarılması ve üzerinde etraflıca çalışılmasından sonraki tasarım ve planlama faaliyetlerini ise doğayı taklit etmeye çalışmak olarak özetledi.
Yapılar, “Biyosfere Yapay Eklenti”lerdir
Biyosferi insan bedenine benzeten Yeang, -lüzumu halinde- yapay kol, bacak vb. organların yaşayan organizmaya eklemlenmesi gibi yapılacak yapının da biyosfere eklemlendiğini söyledi. Yapıyı “biyosfere yapay bir eklenti” olarak tarifleyen Yeang, dikkat edilmesi gereken noktanın “iyi entegrasyon” olduğunun altını çizdi.
Hoşumuza Gitsin ya da Gitmesin Yüksek Yapılar Yapılacak
Konferansın sonunda, Yeang’a yapılarının yüksekliği konusundaki düşüncesi soruldu.Yeang, aslında bu derece yükselmenin ekolojik ilkelerle çeliştiğini ancak toprak değeri, nüfus artışı vb. gerekçelerle bugün yüksek yapıların kentlerimizin kalıcı bir parçası olduğunu söyledi. Dolayısıyla yaptığının yüksek yapıları elinden geldiğince “yeşil”e dönüştürmeye çalışmak olduğunu belirtti.
Binalarını “tüylü bina” olarak adlandıran Yeang, gelecekte binaların çok daha “tüylü” olacağını düşündüğünü sözlerine ekledi.
Takip