Haberler

“Eskiyen Kent Dokularının Yenilenmesi”

Tarih: 22 Nisan 2005

Eskiyen kent dokularının yenilenmesi, korunması ve kullanılması hakkında 1 Mart 2005 tarihinde Başbakanlıkça TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun tasarısı üzerine Mimarlar Odası görüşlerini bildirdi. Mimarlar Odası’nın 14 Mart 2005 tarihinde ilgililere ve kamuoyuna sunulan değerlendirmesindeki başlıca çekinceler, şöyle sıralanıyor;

“• Söz konusu tasarının “tarihi kent dokularını kurtarma” gerekçesine rağmen, öngörülen maddelerin yasadışı yapılaşma bölgelerinde “imar affı” sonucu yaratabilecek “haksız rant düzenlemelerine” olanak sağlayabilecek hükümler içermesi;
• Konuyla ilgili temel yasa olan 5226/2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası’nın gözetilmemesi ve bu yasayla çelişkiler taşıması;
idi.

Bu kez incelenen ve TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nun 18.04.2005 tarihli raporu ekinde TBMM Başkanlığına “İçişleri Komisyonu’na tevdi edilmek üzere” iletilen; “Eskiyen Kent Dokularının Yenilenmesi Korunması ve Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı”nda ise gerek isim, gerekse amaç değişikliği itibariyle, yukarda özetlenen çekincelerin de dikkate alındığı görülmekte ve bu yaklaşım genelde “olumlu” bulunmaktadır. Bu nedenle aşağıdaki görüş ve öneriler, bu kez tasarının “geri çekilmesi” dileğiyle değil, “amacına uygun sonuçların alınabilmesine yönelik” katkıda bulunma amacıyla düzenlenmiştir.

Tasarı; 5226/2863 sayılı yasa kapsamında ve bu yasaya ek maddelerle düzenlenmelidir.

Tasarının başlıca maddelerine ilişkin aşağıdaki değerlendirmelerimiz ve çekincelerimize bağlı önerilerimiz dikkate alındığında, aslında bu düzenlemenin ayrı bir yasa şeklinde değil, sit alanlarının korunması ve yaşatılması konusundaki temel yasa olan 5226 sayılı kanunla değişik 2863 sayılı yasa kapsamında, gerekirse bu yasaya “yeni bir bölüm eklenmesiyle” düzenlenmesinin daha uygun olacağı görülecektir.

Böylece, tasarının amaçları arasında olan “mevcut yasal yetersizliklerin giderilmesi” doğrudan Koruma Yasası’nda çözümlenmiş olacak; ayrıca iki ayrı yasa karmaşasına olanak sağlanmayacak ve yine iki yasa arasında uyum konusu da kendiliğinden gerçekleşebilecektir.

Mimarlar Odası, tasarının öncelikle bu açıdan ele alınarak, amaç ve içeriği itibariyle doğrudan ilişkili olduğu 2863 sayılı Kanuna eklenmesini önermekte ve maddelere yönelik olarak da aşağıdaki değerlendirmelerin gözetilmesini dilemektedir.

Tasarının Temel Maddelerine Göre Değerlendirmeler
Tasarının adı; (Tasarının 5226/2863 sayılı yasada bir bölüm olarak yer alması önerimiz saklı kalmak üzere) “Amaç” maddesinin birinci paragrafındaki son ifadeye de uygun olarak: “Eskiyen Kent Dokularının Korunarak Yenilenmesi ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı” şeklinde olmalıdır.

Çünkü tarihi kent dokuları kültürel mirastır; geçmişleri ne kadar derin olursa olsun koruma söylemi açısından ve uygarlık değerleri olarak “eski”mezler, fakat yıpranmaktadırlar… “Yenileme” eyleminde de temel hedef “özgünlüklerini yitirmeden” ömürlerini uzatmak olduğundan, “korunarak yenileme” deyimi, bu konudaki olası “değiştirmeleri” de baştan önleyecek, tarihe karşı saygılı ve daha doğru bir yaklaşımı ifade etmektedir.

Benzer şekilde yine bu dokuların “müze” anlayışıyla ya da “turistik dekor” olarak değil, “kentsel ve toplumsal yaşamla bütünleşerek” korunmaları da esas olması gerektiğinden, bunun yasanın adında da “yaşatılarak” sözcüğüyle vurgulanması önerilmektedir.

1) Amaç Maddesinde:
Yukardaki nedenlerle, amaç maddesindeki “eskiyen” sözcüğünün
yerine de “yıpranan” sözcüğü kullanılmalıdır.

Bu maddedeki “kentin gelişimine uygun” vurgulamasının amacı anlaşılamamıştır. Çünkü, tarihi dokuların kurtarılmasıyla “çelişebilecek” bir kentsel gelişme söz konusu olamaz. Tam tersine, kentsel koruma her zaman kentsel gelişmenin ön koşuludur; “kimlikli gelişme” için olmazsa olmaz bir önceliktir; esasen ülkemizde yıllardır bu sağlanamadığı için de kentlerimiz sağlıksız ve karakterlerini yitirerek gelişmektedirler. Bu nedenle, “olumsuz gidişe uyarlanmayı” da çağrıştıran bu ifade çıkartılmalı; gerekirse yerine “kentin kimlikli gelişmesini sağlamak üzere” şeklinde bir vurgulama yeğlenmelidir.

Korunması Gereken “Köy”ler de var: Tasarının sadece “belediye sınırları” içinde geçerli olması da ülkemizdeki “kentsel sit”ler açısından gerçekçi değildir. Çünkü, belediye olmamalarına rağmen, sit kararlarıyla korunan ya da korunması gereken, özgün ve geleneksel mimari dokulara sahip “köy”lerimiz vardır. (Örneğin Karadeniz yaylalarındaki geleneksel yerleşmeler, antik kentlerle bütünleşmiş köyler vb. )

Bu tarihsel nitelikli ve yöresel mimari geleneklere ait örneklerin yoğun olduğu köylerimiz de yıpranmakta, değerlerini yitirmektedirler. Kırsal alanlardaki bu gibi yerleşmelerimizin de korunarak yenilenmesi ve kendi sakinlerinin burada yaşamlarını sürdürmeleri, yanısıra kültür turizmine yönelik yaşatılarak kullanılmaları için de yasa düzenlemesinde “il özel idareleri”ne de bu görevler verilmeli, aynı olanaklar sağlanmalıdır.

2)”Yenileme Alanlarının Belirlenmesi” konusunda tasarıdaki düzenleme; “amaç dışı beklentilere” karşı ve özel çıkarlara önemler içeren, daha “demokratik” ve ilgili diğer yasalarla “uyumlu” bir niteliğe getirilmelidir.

Bu alanlar için öncelikli koşulun “yıpranmışlık düzeyi”, “metrukluk”, “tescilli bina yoğunluğu”, “sahipsiz kalma” vb. gibi durumlar olacağı vurgulanmalıdır.

Belediye meclisi (ve köyler için il genel meclisi) kararı alınmadan önce; “amaç, işlev ve sınırlar” konusunda ilgili meslek odalarının, üniversitelerin, TÜRSAB vb. gibi turizm amaçlı sivil toplum kuruluşlarının görüşleri ve önerileri de alınmalıdır. Bunun sağlanabilmesi için de 5226/2863 sayılı yasa ile sit alanlarıyla ilgili katılımcı süreçleri öngören ve daha geçen yıl yürürlüğe giren “yönetim alanları” kavramının bu maddede gözetilmesi uygun olacaktır.

Aynı nedenle, yenileme alanları için ölçütün “büyüklük sınırlaması” yerine (tasarıdaki 10 bin m2 sınırı, daha küçük alanlarda uygulamayı engellemektedir) öncelikle “sit alanı sınırları” olması; sit ilan edilmeyen ancak korunması gerekli tarihi ve geleneksel mimari dokuları nedeniyle yasa kapsamına alınabilecek alanlar için de öncelikle “sit kararının” oluşturulması; böylece 2 ayrı yasa ile farklı ve çelişkili uygulamalara olanak sağlanmaması; aynı bağlamda korunması gereken alanlarda yeni bir yetki karmaşası da yaratılmaması; onay sürecinde Koruma Kurulları denetiminde boşluk oluşturulmaması ve tüm bu alanlarda “Koruma Amaçlı Planlama” ilkesinin sürdürülerek, (gerekçedeki “zaman kaybına fırsat vermemek” adına) yeni bir planlama tanımı ve kavramıyla yeni bir kaosa neden olunmaması yönünde de 2.madde yeniden düzenlenmeli ve bu eksikler, çelişkiler, uyumsuzluklar giderilmelidir.

Uygulamanın kentsel ölçek ya da önem yerine özel çıkarlara dönük gerçekleşmesi olasılığına karşı önlem olarak ise yine sit alanları içinde “en az bir yapı adası”, “koruma planında öngörülen alanlar” vb. gibi kriterler de getirilebilir.

Bu açıdan, 2.maddenin sonuna eklenen ve önceki “Kentsel Dönüşüm Yasası Tasarısı”ndan alınan, ayrıca bu yeni tasarıda “dönüşüm” kavramından vazgeçildiği halde yine aynı deyimin kullanıldığı bölüm de genel yaklaşımla uygunsuzluğu nedeniyle maddeden çıkartılmalıdır.

3) Tasarının “Uygulama” başlıklı 3. maddesinin de yukardaki çekince ve önerilere göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Özellikle maddedeki “uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip işlemleri” şeklinde tanımlanan görev ve yükümlülükler konusunda, yine 5226/2863 sayılı yasa ile yeni getirilen ve kültür varlıklarıyla ilgili yerel yönetim yetkilerinin kullanılmasında, “bu konuda uzman birimlerini kurmuş belediyelerin ve il özel idarelerinin” yetkili olabileceklerini öngören hükümler bu yasada da gözetilmelidir.

Bunun yerine, belediyelerin bu hizmetleri “özel firmalara yaptırmaları” ise konunun içeriği ve kültürel mirasa karşı kamusal sorumluluklar açısından uygun değildir.

Tarihi kent dokularının korunması ve yaşatılması konusunda, kültürel mirasın özgünlüğünün ve değerlerinin yitirilmemesi için bilimselliğin ve uzmanlığın hassasiyetle aranması evrensel kural olduğundan, ancak buna uygun kadrolarını ve uzman birimlerini oluşturmuş belediyelerin ve il özel idarelerinin böyle bir görevi ve sorumluluğu da üstlenebilecekleri, 5226/2863 sayılı yasayla da uyumlu bir yaklaşımla bu yasanın temel ilkeleri arasında yer almalıdır.

Yine tasarının 3. maddesinde, “söz konusu alanlar için” ifadesiyle birlikte sadece bu yasaya göre belirlenecek yenileme alanlarından sorumlu yeni ve adeta “özel görevli” Koruma Kurulları oluşturulmasının öngörülmesi de çok sakıncalıdır. Yenileme bölgesi hangi Koruma Kurulunun yetki alanına giriyorsa, o Kurulun bu yasadaki bilimsel denetim hedefi için görevli olması mümkündür, yasalar arası uyum açısından da öyle olması gerekir ve yeterlidir.

4) Tasarının “tasarrufların kısıtlanması ve kamulaştırma”ları düzenleyen 4. maddesinde de bu uygulamalar için öncelikle Koruma Amaçlı Plan hedeflerine göre hareket edilmesi kuralı açıkça yer almalıdır.

Ayrıca, yenileme alanlarındaki temel hedefin; “tescilli ve tescil edilecek kültür varlığı niteliğindeki yapıların öncelikle kendi sahiplerince kullanılmalarının sağlanması” olması, bu maddede öne çıkmalıdır. Bu mümkün olamadığı taktirde, “kültürel mirasa kamusal sahiplenme” olarak kamulaştırmanın devreye girebilmesine yönelik bir anlayışın da aynı maddede egemen kılınması gerekmektedir.

Sonuç
Mimarlar Odası, “yıpranmış” eski kent dokularının belediyeler ve il özel idareleri eliyle “ Korunarak Yenilenmesi ve Yaşatılarak Kullanılması”nı amaçlayan bir yasa düzenlemesini ilkesel olarak desteklemektedir.

Ancak bunun ayrı bir yasa şeklinde değil, 5226/2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma yasası kapsamında ele alınmasının da mümkün ve zorunlu olduğu yönündeki görüşünü yinelemektedir.

Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanları, Odamız, ilgili diğer odalar ve üniversitelerden katılımla oluşacak bir danışma kurulundan katkı, görüş ve öneri alınmadan, tasarının bu şekliyle ayrı bir yasa olarak TBMM’ne sunulmamasını diliyor, ilgililerin ve kamuoyunun bilgi ve değerlendirmelerine sunuyoruz.
Saygılarımızla,
Mimarlar Odası.”

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.