Haberler

Çaresizliğin sulu gösterisi…

Tarih: 19 Haziran 2008 Kaynak: Evrensel Yazan: Necati Uyar
Türkiye’ye özgü bir yönetici hastalığıdır, çaresiz kalındığında şov yaparak inandırıcı olma arayışı. Yöneticilerin, daha basit yöntemler kullanarak yaşananları ve gerçekleri halka anlatmak yerine gösteriye yönelmesi, inandırıcılıklarının büsbütün yitirilmesine neden olur aslında. Ancak gün geçmiyor ki bir yönetici kendini kurban edercesine şova yönelmesin.
Ankara’nın içme suyu ile ilgili son aylarda yaşanan gelişmeler de, belediye başkanının şov yaparak, basın önünde “cesurca” musluk suyu içmesi evresine kadar ulaştı. Barajlarında içecek suyu kalmayan Ankara kentinin, sağlıklı su kaynaklarının kente ulaştırılması için gerekli çalışmaları zamanında yapmayan, kentin su gereksiniminin karşılanmasını Allah’a havale eden, ancak dualarına da gerekli cevabı alamayınca, kentin su sorununu yüzlerce kentin kanalizasyonu ile beslenen Kızılırmak suyu ile çözmeye çalışan başkanı Melih Gökçek, geçtiğimiz hafta içinde, elde bir sürahi su ile musluk önünde basının karşısına çıktı.

Başlangıçta suyun temiz olduğuna halkı ikna etmek için basının karşısında elinde salladığı raporların ODTÜ tarafından yalanlanması sonrasında yeni ikna arayışlarına giren Melih Gökçek’in son şovu, tam da bizim yöneticilerimizin geleneksel şov anlayışına uygundu. Geçtiği yüzlerce kilometrelik alanda her tür kirliliğe açık olan ve Ankara kentine verilmeden önceki tarihlerde düzenlenmiş “içilemez” raporları bulunan Kızılırmak suyunu, hiç haber vermeden 21 gün süreyle halka içiren başkan Gökçek, musluktan doldurduğu “berrak” bir bardak suyu kameralar önünde afiyetle içti.

Oysa ki, Melih Gökçek yönetiminde Ankaralıların musluklarına taşınan Kızılırmak suyu, doğduğu Sivas’ın İmranlı ilçesinden Kesikköprü Barajı’nın bulunduğu Ankara’nın Bala ilçesine ulaşıncaya kadar; sırasıyla Sivas’ın Zara, Hafik, Merkez, Yıldızeli, Şarkışla ve Gemerek ilçelerini; Kayseri’nin Sarıoğlan, Özvatan ve Felahiye ilçelerini, Kayseri merkezi; Nevşehir’in Ürgüp, Avanos ve Gülşehir ilçelerini, Kırşehir’in de Kaman ilçesini geçerek, yüzlerce belde ve köyün, bu alanda bulunan yüzlerce sanayi tesisinin arıtılmayan atık suları ile kirleniyor. Yüzlerce kilometreye ulaşan geniş havzada sürdürülen kontrolsüz tarımsal ilaçlama da cabası.

Bu nedenle, Başkan Gökçek tarafından kameralar önünde yapılan şov, hiç de boşa atılacak, önemsenmeyecek bir gösteri değil. İçilen suyun nasıl bir su olduğunu bilenler, evlerinde kullanmak zorunda kalanlar açısından bakıldığında, yapılan şov “çaresizliğin sulu gösterisi”nden başka bir şey değil.

Ülke olarak benzer cesaret gösterilerine geçmişte de tanık olmuştuk. Geçmiş yıllarda da bazı cesur yöneticilerimiz, bakanlarımız, ne zaman halkın sağlığı ile ilgili ciddi kuşkulara neden olan bir gelişme yaşansa, yaşanan kuşkuları gidermek, olası tepkilerin büyümesini engellemek, halkı rahatlatmak amacıyla fedakarca ortaya atılıp, kendilerini denek olarak bilimin emrine sunmuşlardı.

Örneğin; Çernobil’de yaşanan nükleer kaza sonrasında, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan radyoaktif kirlenmenin tartışıldığı günlerde, zamanın Sanayi ve Ticaret bakanı, televizyon ekranlarında çay içerek, “Tehlike yok, rahatlıkla içebilirsiniz” derken, bir başka bakan gemi söküm tesislerine getirilerek sökümüne başlanan ve yoğun asbest kullanılmış bir gemiye ilişkin tartışmalarda, asbestli parçaları eline yüzüne sürerek asbestin zararlı olmadığını ispatlamaya çalışmıştı.

Çok değil, üç yıl önce 2005 yılında, kuş gribinin tüm ülkeye yayıldığı günlerde AKP’li Tarım Bakanı Mehdi Eker, basın önünde tavuk yeme gösterisine soyunmuştu.

Bakanlar tarafından yapılan bu gösterilerin halk üzerinde çok etkili olduğu, halkın televizyon ekranlarından izledikleri sayın bakanların gösterileri sonrasında tüm endişelerinden arındığı düşünülüyor olsa gerek; pek çok belediye başkanı da beldelerinde yaşanan çevre sorunlarında halkı ikna için benzer yöntemlere başvurdu.

2005 yılında yüzlerce vatandaşın su yüzünden hastanelere taşındığı Malatya’da, Belediye Başkanı Cemal Akın, televizyon kameraları önünde su içerek ‘suyumuz temiz’ mesajı vermeye çalışırken, başkanın eşinin de tifoya yakalandığı basına yansıyan haberler arasında yer almıştı.

Geçtiğimiz mayıs ayında ise Aksaray ve Şereflikoçhisar’da içme suyundan kaynaklanan salgın sonucu, yüzlerce kişinin rahatsızlanarak hastanelere başvurması sonrasında, Sağlık Bakanlığı bile kentin içme suyunda kirlenmenin varlığını kabul ederken, iktidar partisinden seçilmiş Aksaray belediye başkanı ısrarla “Bizim suyumuz temiz” diyerek basın önüne çıkarken, fedakar yardımcısı ise basın önünde bardak bardak su içme gösterisine girişiyordu.

Ülkemiz kentlerinde var olan altyapı yetersizliklerinin yanı sıra, Anadolu topraklarında giderek artan kirlenme ve kuraklık, kentlerde yaşamı giderek daha riskli hale getirirken, belediye başkanlarımızın sıkıştıkça çaresiz biçimde başvurdukları su içme şovlarının gelecekte de kaçınılmaz biçimde süreceği anlaşılıyor.

Kendisinden önce pek çok yöneticinin başvurduğu ikna yöntemine, su içme şovuna girişen sayın Melih Gökçek’in bu gösterisine görev süresi boyunca, kentin değişik bölgelerindeki musluk başlarında devam etmesi, Ankaralıların en büyük dileği. Böylelikle musluklarından akan, el yıkamaya korktukları, sararmış, bulanık ve kokulu suyun, aslında ne kadar temiz ve berrak olduğuna, insan sağlığına en küçük bir zararı olmadığına ancak ikna olacaklar.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.