Haberler

‘Ağaçları da Vururlar’

Tarih: 14 Temmuz 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Hüseyin Baş
Mersin’de tutuşan gülnar ormanlarının henüz dumanları tüterken yurdun çeşitli yörelerinde ormanlar alev alev. Turizm için, golf sahaları için, yoI genişletmek için akla gelen tek çözüm ‘binilen dalın kesilmesi’. Orman yangını doğa cinayetidir. İhmal, yetersiz ve zamanında yapılmayan müdahale, orman vasfını kaybetmiş alanları ranta çevirmek için kuyruğa girenler, B2 yasaları çıkararak onların işlerini kolaylaştıran siyasetçiler de kuşkusuz, ağaç katliamının, orman soykırımının önde gelen sorumluları arasında. Giderek küçülen tarım alanlarının, aslında kıtlığa, açlığa davetiye çıkarmak anlamına geldiği kimin umurunda. Kimse salt ülkemizde değil, gezegenin hemen tümünde önümüzdeki on yıl boyunca gıdanın giderek pahalılaşacağının ayırdında değil. Uzmanlar bunun yirmi yıldan bu yana lMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından gelişmekte olan ülkelerin tarımlarını çökerten uyum yasalarından kaynaklandığı görüşünde. Yine uzmanlara göre tarımsal ürünlerdeki yüzde 80’lere varan fiyat artışları ABD’deki ‘taşınmaz krizinden’ büyük zararlara uğrayan dev fonların spekülatif kazanç amacıyla tarım ürünlerine el koymalarından ileri gelmektedir. Beş yüz bin ağaç kesip golf sahası yapanlar, dileriz, kıtlık kapıya dayandığında golf toplarını yemek zorunda kalmazlar. Yol genişletmek için ağaç devirenler de arabalarıyla geniş yolların keyfini sürerken açlıktan yakınmazlar!

NTV’nin bir süredir ‘Yeşil Ekran’ adıyla gerçekleştirdiği mükemmel çevre programlarına göre son elli yılda 48 Gökçeada büyüklüğünde orman kül olmuş.Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada’nın (İmroz) yüzölçümü 279 kilometrekare. Sakın bu rakamı 48’le çarpmaya kalkmayın, aksi halde fena halde üzülürsünüz!

İşte bütün bunları düşünürken geçen yıl Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Anne Frank Müzesi’nin bahçesinde bulunan 150 yaşındaki 27 tonluk dev kestane ağacının devrilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerekçesiyle belediye tarafından kesilmek istenmesinin mahkeme kararıyla önlenmesini anımsadım. Küçük Yahudi kız Anne Frank’ın 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerden gizlenirken yazdığı anılarında yer alan ağacın kesilmek istenmesi, çevrecilerin ve halkın tepkisine yol açmış, böylece de ağaç kurtulmuştu. Ağacın kesilmek yerine ‘tedavi’ edilmesine karar verilmiş ve bunun için de 2008 yılı başına kadar süre tanınmıştı. Şu anda kestane ağacının ne olduğunu bilmiyorum. Dileğim bütün görkemiyle ayakta kalmaya devam etmesidir.

Bu arada yazar Laurent Grellsomer’in konuyla ilgili olarak kaleme aldığı ve 9 Ekim 2007’de Le Monde gazetesinde ‘Ağaçlar da Ağlar’ başlığıyla yayımlanan yazısını kesip saklamıştım. Bugün ağaca, ormana övgünün seçkin örneklerinden biri olan bu ilginç yazının çevirisini sunmak istiyorum: “Nedir bir ağaç? Bunu tam olarak bilemeyiz. Çoğunca bakışımız kayar çaprazdaki ağaçtan habersiz. Oysa ağaçlar bir bütünün parçasıdır. Onları görmezden geliriz, önlerinden geçip gideriz. Tam olarak onları görünüm içinde eritiriz. Ama bazen bir ağacın dikkatimizi çektiği de olur; bakışımız yakalanmıştır. Elimiz bir atın boynunu okşar gibi ağacın gövdesinin üzerindedir... Bir ağaca hayranlık duyulabilir, dahası âşık olunabilir. Ağaç enerjinin, yaşamın ve güzelliğin kaynağıdır. Anne Frank’ın avlusundaki ağacın, kestane ağacının yok edilmek için gün saydığını öğrendiğimizde düşündük bütün bunları. Çünkü bu ağaç tam olarak bir başka ağaca benzemiyordu. 2. Dünya Savaşı sırasında iki yıl süreyle sığındığı Amsterdam’daki evin eşya deposunda düşler kurarak baktığı, doğanın az rastlanır bir parçası, seyretmeyi en çok sevdiği görünümüydü. 23 Şubat 1944’te Peter’le birlikte olduğu bir sırada ‘günlüğüne’ şunları not etmişti: ‘İkimiz de gökyüzünün muhteşem maviliğine bakıyorduk. Kestane ağacı çırılçıplaktı. Dallarındaki küçük su damlaları parıldıyordu. Uçuşan martılar ve başka kuşlar gümüş rengindeydi. Ve bütün bunlar bizi öylesine heyecanlandırıyor, öylesine etkiliyordu ki, konuşamıyorduk bile.’

13 Mayıs 1944’te ise günlüklerde şu satırlara rastlıyoruz: ‘Kestane ağacımız dipten uca çiçek açtı. Yapraklara büründü. Geçen yıldan daha güzeldi, 150 yaşındaki bu ağaç bugün kesilmesi gerekecek derecede hastaydı. Aslında, o mahpus kalmanın ve özgürlüğün simgesi değil miydi? Büyük bir ağabey, bir sırdaş bir teselli eden değil miydi? O gün şunları not etmişti günlüğüne: Bunun olabildiğince uzun zaman sürüp gitmesini, güneşin ışıltısını, bulutsuz gökyüzünün tadını çıkarmak istıyorum. Üzüntülü olmam imkânsız.’ (...)

Nedir bir ağaç? Şimdi bunu daha iyi değerlendiriyoruz. Durağan bir kitleden çok daha fazlasıdır ağaç. Bir mıknatıstır, bir aynadır. Tarihin ve umudun parçasıdır. Yaşlı çınar bilgedir. Akasya narin, Kavak zariftir. Servi ağırbaşlıdır. Ağaç bir soluktur, yaşamdır.

Louisiana’da, Jena Lisesi’nin bahçesindeki görkemli çınar teneffüslerde genç beyazları güneşin yakıcı ışınlarından koruyordu. 2006 yılında genç siyahlar da çınarın gölgesinden yararlanmak istediler. Ertesi gün ağacın bir dalına üç idam ipi asılmıştı. Derin Güney’de bu simgenin ne anlama geldiği iyi bilinirdi: ‘Pis zenciler, çekip gidin buradan!’ Annick Cojean bu öyküyü 18 Temmuz’da Le Monde’da anlatmıştı. Cojean sözü edilen yazısında olay sonrasında yaşanan inanılmaz gerilimi ayrıntılı bir biçimde yansıtmıştı. 2 Ekim’de kaleme aldığı ikinci yazısında genç siyah öğrenci Mychal Bell’in komplo tertipleme ve yaralama suçlamasıyla tutuklandığı, ardından da suçsuzluğu anlaşılarak serbest bırakıldığı anlatılıyordu.

Sonuçta lise yönetimi bu öfke ağacının kesilmesine karar verdi. Irkçılığın bu iğrenç yarasının üstünü örtmek için çınar gömülecekti. Dimdik duran bu görkemli çınar, ırkçılığa tek başına karşı çıkıyordu. Bir çığlık ve bir anımsatmaydı!”

Umarız, Mecidiyeköy’de kalan tek yeşil alan Likör Fabrikası ve bahçesi de ticaret erbabına haraç mezat satılmaktan, bahçedeki ceviz ağacı da kilere kapatılmaktan kurtulur!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.