Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı Kaz Dağları’nda altın madenciliği için atağa kalktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kaz Dağı Milli Parkı ve mücavirindeki (civarındaki, komşu sahasındaki) altın arama sahaların dosyalarına ‘Kaz Dağı Milli Parkı içinde yer almaktadır, üretim yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı gerekmektedir’ şerhinin düşülmesini istedi.
Altın madenciliğine karşı 24 belediye birleşerek platform kurduklarını söyleyen Çanakkale Bayramiç Belediye Başkan yardımcısı Reşit Tümer ise ‘Mücadeleye devam’ mesajı verdi. Tümer, “24 belediyenin 24’ü de kendi mücavir alanlarında hiçbir biçimde altın madenciliği yapılmasını istemiyor. Bakanlar Kurulu kararıyla altın madenciliği yapılması zorlaşmış olabilir. Ama bu bizim için yeterli değil” dedi.
Bakanlık ayrıca bölgenin içme suyunun kirlenmesine karşı altın arayan şirketlerin uyarılmasına, “Çokuluslu şirketlerin altını alıp gideceğini, vereceklerin zararın kendilerine kalacağını” düşünen yöre halkınınsa ‘aydınlatılmasına’ karar verdi.
Kaz Dağları’nın sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği, bölge altın madencilerinin ilgi alanına girince büyük tartışma kopartmıştı. 258 bin hektara yayılan Kaz Dağları kütlesinin, Balıkesir Edremit sınırları içinde kalan 21 bin hektarı, 1993 yılında milli park ilan edildi. Bakanlık, milli park alanı içinde maden arama ruhsatı verilirken zaten var olan prosedür gereği, azami dikkatin gösterildiğini öne sürerken, çevreciler ‘milli park içinde olsun olmasın’, tüm Kaz Dağları’nın ekolojik bir bütün olduğunu, altıncılığın da bu bütüne zarar vereceğini söyleyerek itiraz ediyordu. Son olarak İTÜ Orman Fakültesi, Kaz Dağları’nda madencilik çalışmalarının 258 bin hektarın 258 bin hektarını da etkileyeceğine dair rapor hazırlamıştı.
Sondajların çoğunu Kanadalılar yaptı
Çevreciler ve yerel yönetimler Kaz Dağları’nın tamamen milli park kapsamına alınması için kampanyalar yürütürken Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı bir altın raporu hazırlayarak Enerji Bakanı Hilmi Güler’e sundu. Rapor, 10 Nisan 2008’de Bakan tarafından onaylanıp ‘gereğinin yapılmasıiçin’ Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildi. Anka haber ajansının ulaştığı rapora göre Kaz Dağı bölgesinde toplam 1501 sondaj yapıldı. Şirketlerle toplam sondaj sayıları şöyle: Teck Cominco (362), Kuzey Truva (209), Doğu Truva (66), Tüprag Metal (22), Global Mad. (8), Yeni Anadolu (8), Park Enerji (4), Koza Altın İşletmeleri (372).
Raporda Teck Cominco, Kuzey Truva, Doğu Truva yüzde 100 Kanada sermayeli, Tüprag yüzde 99.6 Hollanda, Koza Altın yüzde 60, Yeni Anadolu’nun yüzde 99.5 ABD sermayeli olduğu belirtildi.
Milli park içinde ve çevresinde 26 ruhsat
Ekim 2007 itibarıyla verilmiş ruhsatlı projelere göre, ‘Kazdağı ve uzantılarında’ 36 bin 662 ton metal altın, 18 bin 145 ton metal gümüş rezervi bulundu. ‘Milli parkta ve mücavirinde’ 26 ruhsat var. Raporda, “Milli parkı ve mücavirinde ihalelik sahalarda Bakanlar Kurulu Kararı alınmadan çalışılması mümkün olmadığından, bu sahaların dosyalarına ‘Kaz Dağı Milli Parkı içinde yer almaktadır, üretim için Bakanlar Kurulu Kararı gerekmektedir” şerhinin düşülmesi sonuç ve kanaatine varıldı” denildi.
Halk aydınlatılacak!
Raporda ‘halkın aydınlatılması’ ve güvenlerinin kazanılması gerektiği de şöyle anlatıldı:
“Altın madenciliğinin diğer madencilik faaliyetlerinden bir farkı olmadığı, ancak altının işletilmesinin son aşamasında kullanılacak olan siyanür kimyasalı ile ilgili olarak bölgede büyük bir korku ve endişenin hâkim olduğu görülmüştür. Kaz Dağı bölgesinde altın madenciliği ile uğraşan firmaların çoğunun yabancı ve çokuluslu firmalar olmasının da, yöre halkı üzerinde çokuluslu firmaların bölgedeki altını alıp gidecekleri, verecekleri zararın kendilerine kalacağı şeklinde bir düşüncenin oluşmasına yol açtığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla da sorunun ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarının denetim mekanizmalarının, faaliyetlerin her aşamasında çalıştırılarak ve de bölge halkı aydınlatılıp, gerekli güven sağlanıp, desteği alınarak çözüme kavuşturulmasının yerinde olacağı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.”