Haberler

Yüksek Yoğunluklu Kentsel Barındırma Çözümleri

Tarih: 17 Temmuz 2008 Kaynak: Urban Land Yazan: Ron Nyren Çeviren: Cansu Cürgen

Kompakt yaşamın, toprak kullanımında daha fazla verimlilik, toplu taşıma ve mahalle içi ticareti destekleyecek yeterli bir nüfus, açık alanlar için daha büyük şeritler ve daha pahalı bir kamusal alan yaratmak gibi pek çok yararı var. Özellikle Birleşik Devletler gibi kompakt yaşam geleneği güçlü olmayan ve nüfusunun geniş bir kısmının banliyölerde yaşamayı seçtiği ülkelerde, yüksek yoğunluğu daha çekici kılmak için yüksek kaliteli tasarımlar gerekiyor. Otomobile olan bağımlılığı azaltmak için çeşitli transit seçeneklerine ulaşım mutlaka rahat ve kullanışlı, yaya yolları ise yeterli ve memnun edici olmalı. Bununla birlikte, yüksek yoğunluklu barındırma, her gelir grubundan bireylerin ihtiyaçlarını karşılamalı ve işgücünün temel aktörlerini -itfaiyecileri, polisleri, öğretmenleri ve hizmet sektörü çalışanlarını- dışlamaktan kaçınmalı. Nitelikli ve herkese açık yaşam alanları, parklar, bahçeler, sosyal konfor ve eğlence alanlarına yakınlık, kolaylık sağladığı kadar, bir bölge halkı oluşturacak alanlar yaratmada da kendine özgü bir duyarlılık taşıyor. Yükselen kule trendinin dışında form bulan aşağıdaki 10 yenilikçi geliştirme örneği, geniş master planlarla olduğu kadar, küçük boşlukları dolduran projelerle de bizlere bazı yüksek yaşam olanaklarını gösteriyor.

1. Borneo Sporenburg, Amsterdam - Hollanda


Amsterdam’daki yeniden geliştirme politikasının bir parçası olarak Doğu Dokları'nda yer alan ve iki yarımada üzerinde konumlanan, bisikletle şehir merkezine 15 dakikada ulaşılabilen Borneo Sporenburg’ün 2.500 ünitelik projesi, geniş ölçeğe uygulanmış yüksek yoğunluklu bir örnek olarak eşsiz bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Master planı 2000’de tamamlanan Borneo Sporenburg, az katlı ve tek ailelik sıra evlerden oluşmakla beraber, her biri kendi zemin kat girişine sahip. Ayrıca üç geniş apartman bloğunun da tasarım aşamasında heykelsi bir kent elemanı olarak kurgulandığı görülüyor. Projenin tasarımında toplam 100 mimar çalışmış. Halka açık yeşil alanlar kısıtlı olsa da apartman bloklarının içlerine avlu ve bahçeler dahil edilmiş ve tek ailelik parsellerin %30 ila %50’si teras gibi açık iç mekanlara ayrılmış. Park sorunları da etkin bir şekilde çözümlenmiş. Sıraevlerde üstü kapalı küçük garajlar bulunurken, apartman bloklarında yeraltı garajı çözümüne gidilmiş. Ünitelerin %30’u subvanse edilmiş ve kalanı ise piyasa faiz oranına bırakılmış.

2. Chapel, Southampton - İngiltere
II. Dünya Savaşı’nda bombalanarak zarar gören Southampton’ın Chapel Bölgesi önce kamyon park alanı, sonrasında ise kırmızı fener mahallesi olmuştu. Konut geliştirme ve rejenerasyon ihtiyacının farkında olan Southampton Şehir Konseyi’nin önde gelen geliştiricilerden Swaythling Barındırma Cemiyeti, Persimmon Homes ve Londralı mimarlık ofisi Chetwood Associates ile çalışarak 2 hektarlık bir alanı, karma gelir gruplarını kapsayan ve çevredeki caddelerle de entegre olan bir mahalleye dönüştürdü. 2006’da tamamlanan projede, avluları çevreleyen evlerin yanı sıra 174 daireyle 3, 4 ve 5 katlı üç blok yer alıyor. Geliştirmenin %35’i dar gelirlilere konut edindirmeye ayrıldı ve bu pay piyasa faiz oranı üniteleri ile karıştırıldı. Otomobil park alanları genellikle yer altına kurgulanmış ve caddeye de dağınık olarak eklenmiş. Bir park ve peyzaj bahçeleriyle de açık alanlar sağlanmış. Sürdürülebilir tasarım stratejileri doğrultusunda, mahalle sakinleri için ayrılmış bisiklet park yerleri, yürüyüş koridorlarını aydınlatmada enerji sağlayan fotovoltaik paneller, kapsamlı bir izolasyon ve geri dönüşümlü malzemeler kullanılmış. Chapel aynı zamanda dükkanlara ve toplu taşıma duraklarına kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor.

3. East Village, Minneapolis - Minnesota
Tıpkı Chapel gibi, East Village da , düşük gelirli bir mahallede dışlanmış bir alanın, yüksek yoğunluklu, karma gelirli barındırma projesi hedefi ile yaşayanlarına itibar kazandıran bir yeniden kullanılma projesi. Şehir merkezinin çeperinde yer alan ve bir park boyunca ilerleyen 1,1 hektarlık alan, proje öncesinde, eskimiş kiralık evlere ve ticaret yapılarına ev sahipliği yapıyor ve aynı zamanda otopark olarak kullanılıyordu. Kar amacı gütmeyen Central Community Housing Trust adlı kuruluş, 40’ı dar gelirlilere ayrılmak üzere 180 ünite inşa etti. Bunların arasında stüdyo tipi daireler olduğu gibi 4 odalı apartman katları ve sıra evler de bulunuyor. East Village, 557 metrekarelik bir alanda yer alan mahalli ticaret alanına sahip. Elliot Park’a yeşil bir yolla bağlanan alanda, 360 araç kapasiteli bir yeraltı otoparkı da kurgulanmış. Hemen bitişikte yer alan ve alanın üçte ikisine sahip olan yaşlı bakım merkezi, 100 ünite karşılığı topraklarını projeye açmış. Minneapolis’li mimarlık ofisi Miller Hanson Partners tarafından tasarlanan ve 2001’de tamamlanan projede, 3 ve 5 kat yüksekliklerindeki iki yapı, topluluk duygusunu güçlendirecek biçimde, binaları daha küçük parçalara bölen çoklu girişlerle tanımlanıyor. Tuğla cephesi, cumbaları ve yatay hatları, yapıların çevredeki Viktoryan konut stoğuna uyumunu sağlıyor.

4. Esther Short Commons, Vancouver - Washington


Vancouver şehir merkezinin kalbinde bulunan Esther Short Park, 1990’larda, yük şirketleri ve ıssız binalarıyla suç oranının yüksek olduğu bir bölge. Şehir merkezine 1996 yılında uygulanan yeniden geliştirme planıyla park alanı merkez alınarak çevresi yeniden yapılandırıldı. O günden bu yana, piyasa faizine dayalı konut ve karma geliştirmelerin uygulanması, bir kongre salonu ve bir hotelin yapılması şehir merkezinin çehresini oldukça değiştirdi. Ancak Esther Short Commons’ın 2004 yılında açılmasına kadar bölgede hala iş gücünü oluşturanların konut edinmesine yönelik önemli bir eksiklik vardı. Portland merkezli William Wilson Mimarlık tarafından tasarlanan ve yine Portland’lı KemperCo Development, LLC, tarafından geliştirilen projede Vancouver Housing Authority ile ortaklığa gidildi. 1, 2 ve 3 yatak odalı dairelere ve zemin kat düzeyinde 1.858 metrekarelik alışveriş alanına sahip sitedeki ünitelerin 139’u kiralamaya ayrıldı. Sitenin hemen yanındaki parkta, açıkhavada kurulan pazaryeri ise özellikle haftasonları yüzlerce insanı kendisine çekiyor.

5. Hammarby Sjöstad, Stockholm - İsveç

Stockholm'ün merkezinde yer alan 200 hektarlık Hammerby Sjöstad, eski bir endüstriyel alanda uygulanmış. 1990’ların tipik İsveçli çevresel etkisinin görüldüğü diğer alanlarla benzer yüksek yoğunluğa ve yapı formuna sahip olmak üzere tasarlanmış. Yeşil alanlarla bağlanan, bitkilendirilmiş çatılar ve güneş panelleriyle işaretlenen, tramvaylar, otobüsler ve gölde ücretsiz ulaşım hizmeti sağlayan feribotuyla servisleri sağlanan Hammarby Sjöstad, aynı zamanda atık değerlendirmede yeni ve yaratıcı bir model ortaya koyuyor. Mahalle sakinleri evsel atıkları türlerine göre ayıklayarak, evlerin yanındaki vakumlu kanallara atıyor ve çöpler yerin altında, biyoyakıt olmak üzere geri dönüşüm tesisine gidiyor. Biyoyakıt, sadece bölgenin elektrik ve ısıtma ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, bazı yerel otobüslerin, arabaların ve mutfaklardaki fırınların enerji ihtiyaçlarını da karşılıyor. 12 alt bölge daha çoklu geliştirici/mimar konsorsiyumlarıyla geliştirilmeye devam ediyor. Gelecek 7 yılda, nüfusunun 25.000’e ulaşması planlanan alana 10.000 mahalle sakini çoktan yerleşmiş bulunuyor.

6. Metro Hollywood Apartments, Hollywood - Kaliforniya


Metro Hollywood’un 2003’te satışa sunulan 2. etabındaki 60 ünite için 2.500’ü aşkın talep olunca, yüksek yoğunluklu ve dar gelirli ailelere yönelik üretilen konut projeleri, Los Angeles’ın sıcak başlığı haline geldi. Los-Angeles merkezli ofis Kanner Architects tarafından tasarlanan ünitelerde 2 veya 3 odalılar ağırlıklı olsa da, yatak odası sayısı 1’den 4’e kadar çıkabiliyor.. Alanda aynı zamanda 70 çocuk kapasiteli bir yuva da bulunuyor. Yaşamı daha da kolaylaştırmak adına 845 metrekarelik bir alışveriş alanına ve Hollywood/Batı Metro Kırmızı Hattı’na direkt bağlantı sağlanmış, renkli karoları ise yerüstü strüktürünün parlak renklerine ilham kaynağı olmuş. Dar gelirliler için bir mahalle yaratan bu projede, “U” şeklinde yerleşen apartmanlar geniş bir avlu oluşturarak stratejik bir şekilde hizalanıyor. Projenin ortakları, Los Angeles Eyalet Bölgesi Metropolitan Ulaşım Müdürlüğü, geliştirici Los Angeles McCormack Baron Salazar ve Hollywood Konut Edindirme Kurumu’ndan oluşuyor. 60 evden oluşan ilk etap, Santa Monica, California merkezli Van Titburg, Banvard & Soderbergh tarafından tasarlanmış ve 2000’de tamamlanmış.

7. Mockingbird Station, Dallas - Teksas
Mockingbird İstasyonu’nun başarısı, Dallas’ta transit-odaklı bir geliştirme dalgasının gelişmesine ilham kaynağı oldu. Henüz inşaat aşamasındaki Park Lane ve Lake Highlands Dallas Area Rapid Transit (DART) istasyonlarının çevrelerinde yer alacak geniş ölçekli karma kullanımlı konut projeleri dikkat çekiyor. Hughes Geliştirme ve LP için Dallas’lı RTKL tarafından tasarlanarak 2001’de tamamlanan Mockingbird İstasyonu, Dallas’ın, DART hafif raylı sisteminden yararlanan ilk karma kullanımlı geliştirmesi. Projede, 216 adet loft dairesi, 8 salonlu sinema merkezi, 90’ı aşkın dükkan, restoran ve ofis yer alıyor. Önünde bir kaynağın yer aldığı merkez kamu binası, toplum hissini güçlendiren bir öğe gibi, bir kent meydanı yaratıyor. DART’ın Mockingbird İstaysyonu’na bağlantı sağlayan yaya köprüsü sayesinde, bölgede yaşayanlar iş merkezlerinin bulunduğu bölgeye 10 dakikada ulaşabiliyor. Proje aynı zamanda, tarihi bir antreponun ve bir ofis binasının uyarlanarak kullanılan hallerini de içeriyor. İlk etabın 2001’de tamamlanmasından bu yana, istasyon bölgesinde geliştirmeler sürüyor. Alışveriş ve restoran kullanımına 2.137 metrekarelik yeni bir alan daha ekleyecek 3. etabın inşaatı hala sürüyor.

8. Portico Scots Church Redevelopment, Sidney - Avusturalya
Yoğunluğu arttırmak, bazen tarihi yapıları yaratıcı çözümlerle yeniden kullanmayı gerektirebiliyor. 1920’lerin sonlarına doğru Sidney şehir merkezinde inşaatına başlanan Scots Kilisesi’nin 45,7 metre yüksekliğinde olması hedeflenmiş ancak 1930’lardaki ekonomik sıkıntılar nedeniyle bina 5 katlı olarak tamamlanabilmiş. Yeni bin yılda, Surry Hills, New South Wales’li Tonkin Zulaikha Greer Architects, kilisenin zeminini yenileyerek ve original strüktürünü modern kulelerinin temeli olarak kullanarak 146 dairelik projesine yer açmış oldu. Perth merkezli Westpoint tarafından geliştirilen ve 2005’te tamamlanan projede katlar 8’den 21’e aşamalı olarak ve bitişikteki Portico Parkı'nın güneşini engellemeyecek şekilde yükseliyor. Geliştirme bir, iki ve üç yatak odalı üniteleri içeriyor. 2. katın yüksekliğine ulaşan pencereleri, görüş ve doğal ışık sağlarken orjinal neo-gotik cephenin düşey oranları ile de uyum gösteriyor. Bazı üniteler, kış bahçelerine bakıyor ve dış perdelerle, akustik yatılım sağlanırken, içte sürme kapılar doğal havalandırmaya imkan veriyor. Scots Presbiteryen Kilisesi, zemin kat oditoryumunda hala hizmet veriyor.

9. Rollins Square , Boston - Massachusetts


Bir antrepo bölgesi ile 19. yüzyıl tuğla yapılarından oluşan bir mahalle arasında yer alan Rollins Square, orta yükseklikte yüksek yoğunluklu iki şehir bloğu oluşturuyor. Boston’lu CBT/ Childs Bertman Tseckares tarafından tasarlanan ve 2003’te tamamlanan projede, 0,8 hektarlık bir park yeri, 184 üniteden oluşan 4 katlı konutlar ve daha çok endüstriyel bir görünüme sahip 6 katlı yapılarla yer değiştiriyor. Boston’lı Archdiocese, Rollins Square’i yaratırken, bölgenin işgücüne ev sahipliği yapan bir merkez olmasını hedeflemiş. Ünitelerin %40’ı piyasa faiz oranına, diğer bir %40’ı dar gelirlilerin talebine ve %20’lik son dilimi ise, Boston nüfusunun %30-60’lık kısmını oluşturan orta gelirlilere ayrılmış. Üniteler, tek yatak odalı katlardan, 3 yatak odalı dublekslere kadar çeşitlilik gösterirken, yapıların hepsi benzer tasarım standartları, bahçe ve balkonlar da dahil olmak üzere benzer elemanlar içeriyor. 465 metrekareden fazla bir alana konumlanan alışveriş noktaları, caddenin de nabzını tutuyor. Dahili bir cadde etrafında düzenlenmiş yapıların arasında bir avlu niteliğindeki yeşil alan, aynı zamanda 277 araçlık bir yeraltı parkının çatısı.

10. Tübingen Südstadt - Almanya


Üniversite şehri Tübingen, 1990’ların başında terk edilen 65 hektarlık bir askeri sahayı yeniden geliştirerek ve buradaki parselleri özel geliştiricilere değil, 5 ila 30 bireyin biraraya gelmesiyle oluşturulan gruplara satarak oldukça yenilikçi bir yaklaşıma imza attı. 6.000 kişiye konut sağlayan ve 2.000 kişilik istihdam yaratan belediye toprak kullanımı ve yapı ortaklık formları oluşturulması konusunda da öncü bir örnek oldu. Gruplar, kendi mimarlarını ve yüklenicilerini bularak kendi parsellerinin inşaasını yürüttü. Stuttgart’lı Lehen Architekten mimarlık ofisinin master planını hazırladığı projede, yüksek yoğunluğu sağlayacak yapılar hedeflenerek, cadde sınırları hizalanmış, cadde girişleri belirlenmiş ve zemin kat planına konutdışı kullanımlı bir hacim dahil edilmiş. Her blok kendi paylaşımlı avlusuna sahip. Caddede park minimuma indirgenmiş, mahalle sakinlerinin arabaları için, bölge sınırında, özel olarak işletilen çok katlı bir park hacmi kurgulanmış. Tübingen kent merkezi, otobüs ile 10 dakika uzaklıkta. Sonuç olarak kapsamlı bir mimari çeşitlilik, sessiz sakin caddeler, iş kollarının geniş karışımı ve mahalle içi alışveriş imkanı ortaya çıkıyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.