Worldwatch Enstitüsü’nün “Sürdürülebilir Toplumlar Projesi” Direktörü Erik Assadourian, dünyanın temel sorununun; ekolojik sınırları zorlayan ekonomi sistemi olduğunu vurgulayarak “Sorun iklim değişikliği, kuraklık, ormansızlaşma değil. Bunlar genel sorunun semptomları. Genel sorun, dünyanın ekolojik limitlerini gözetmeyen bir ekonomik sistemin varlığı” dedi.

Türkiye’de TEMA tarafından yayımlanan “Dünyanın Durumu 2008”in “Sürdürülebilir Bir Dünya İçin Toplulukları Buluşturmak” konulu bölümünü hazırlayan Erik Assadourian, kitabın tanıtımı için İstanbul’a geldi. Sürdürülebilir topluluklar ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Assadourian, şu an “ekoşehir” olarak tanımlanabilecek bir yapılanma olmadığını ancak dünyada 21 kentin geçiş sürecinde olduğunu anlattı.

Ekoşehir olma yolunda ilerleyen bu oluşumların daha çok İngiltere, ABD ve İrlanda’da bulunduğunu belirten Assadourian, “Örneğin San Francisco Belediyesi 2006 yılında 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde ‘Bir kentte yaşamanın çevresel kuralları’ adı altında 10 maddelik bir belge hazırladı. İngiltere’de de Lydney kentinde insanlar bir araya gelerek ekoşehrin birinci basamağını oluşturdular. Bir enerji kulübü kurarak evlerinde ve işyerlerinde enerjinin daha verimli kullanılması veya yenilenebilir enerjiye geçiş için çalışmalara başladılar. Bu kulüp 7 yılda 500’e yakın enerji projesi yürüttü. Bu projeler ile 4 bin ton karbondioksit azaltımı sağlandı.

İngiltere’de kişi başına düşen karbondioksit tüketiminin 9 ton olduğunu düşünürsek bu iyi bir oran. Küçük bir zafer kazanıldı orada. Şimdi bir sonraki basamağa atlayıp ekoşehir olmaya doğru yol alıyorlar” diye konuştu.

Finans kapital yerine sosyal kapital gerekli
Finansal kapitalin yerini sosyal kapitalin alması gerektiğine inanan Assadourian sürdürülebilir toplulukların çözümlerden sadece biri olduğunu, her şeyin yerelleştirilemeyeceğini dile getirdi. Sosyal girişimciliğin de önemli olduğuna vurgu yapan Assadourian, “Yeni bir iş anlayışına ihtiyacımız var. Bu da sosyal şirketler ile mümkün. İş dünyasının temel hedefi kâr elde etmek. Oysa iş dünyası başka şekilde de tasarlanabilir. Örneğin Tayland’da ‘Lahana ve Kondom’ diye bir restoran var. Kâr amacı gütmeyen bir girişim tarafından kurulan restoranın hedefleri sürdürülebilir kalkınma, çevrenin korunması ve nüfus planlaması. Buradan elde edilen gelir de benzer kuruluşlara katkı için kullanılıyor. Zengin olmak yerine dünyayı değiştirmek isteyen yatırımcılar olduğuna inanıyorum” diye konuştu.