Haberler

Kültür değerlerimiz için bir izlenim

Tarih: 18 Ağustos 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Ümran Bulut
Ülkemiz çok şaşırtıcı. İnsanımız da öyle. Doğası etkileyici ülkemizin. Tarihi eserlerimiz de pek çok. Doğudan batıya eski uygarlıklarla, kültürlerle bezeliyiz. Topraklarımızın neresi kazılsa tarih fışkırıyor gerçekten. Son haberler İstanbul’dan. Arkeologlar Yenikapı, Üsküdar ve Sultanahmet Eski Cezaevi kazılarında çok eski tarih dönemlerinden cumhuriyet yapılarına kadar birçok kalıntı ile karşılaştıklarında kimbilir ne mutlu olmuş, övünç duymuşlardır…

Kazılar İstanbul’un dört bir yanında 1997’den beri sürdürülmekte. Buluntular Arkeoloji Müzesi’nde İstanbul’un 8 bin Yılı ‘Gün Işığında’ sergisinde açıklayıcı bilgilerle izleyenle buluşuyor bugünlerde. Batıklardan buluntular, gündelik süs ve kullanım eşyaları, heykelcikler bize zamanın nasıl da dolu dolu yaşandığını öğretiyor. Sergileme özenli gerçekleştirilmiş. Mekan meraklandırıcı bir biçimde kullanılmış. Güzel! (Sergiyi Aralık ayı sonuna kadar gezebilirsiniz.)

Ama bir tuhaflık var! İzleyici sayısı kabarık değil. Salonda çocukları da göremiyoruz. Kitaplar, belgeler karıştırılmıyor izleyenlerce. Sergiyle ilgili yayın sayısı ise bir. O da sanki sadece alım gücü olanlar için basılmış, pahalı.

Hemen soralım: insanımız tarihi mirasla yeterince ilgileniyor mu? Yoksa bize ait olanlar, buluntular, değerler pek de umurumuzda mı değil? Sanata, kültüre karşı kayıtsız mıyız acaba?

Yoksa, eğitim sistemimizdeki ezbercilik, kavram kargaşaları kültür değerlerimizin yerini insafsızca mı sarsmakta? İnsanımız bu konulara yeterince eğilememekte mi?

Bir yandan “tarihi mirasımızı koruyalım” deyip diğer yandan da bu bilinci desteklememek… Acı bir izlenim doğrusu.

Bakın, bu yaz Patara Antik Kenti yandı. Bodrum’da eski bir şapel yıpratılmaktan kıl payı kurtuldu. Divriği Ulu Camii çalışanları uzun zamandır haykırmakta: “Günden güne kapılar öne doğru eğriliyor!” (bu örnekleri çoğaltmak kolay). Bir yeni haber de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’ndan: arkeolojik taşınmaz kültür varlıklarını tüzel kişiler kullanabilecek. Ticari girişimlerin önünü açacak olan bu kararı hayretle ve üzüntüyle okuyoruz, ama kabul etmemiz mümkün değil.

İnsanlarımızda kültürel miras değerlerine karşı bir vurdumduymazlıktır gidiyor. Gözün yaşına bakılmıyor. Eğitimmiş, kuralmış ya da hukukmuş fark etmiyor. Topyekün havadalar bugün!

Birileri sınırsızlığı tatmış bir kere, dur durak bilmiyor. Diğerlerinin ona “sen çağdaş anlayışı yık, yok et, ben arkandayım” deyişine uymuş bir kere. Mutlak egemenliği üstelik kendince yaşamayı yeğlemiş gidiyor birileri. Beyni kara, gözü kara, gönlü kara dalıyor korkusuzca...

Birileri gözlerini karartmış sanatın, kültürün yaşatılmasını savunanları suçlamakta pervasız; iddiasını koruyor her pahasına.

Sanırım şu iyi biliniyor birilerince: Sanatsal olguya, yaratıcılığa, kültürel değerlere kayıtsızlık kişisel olgunlaşmayı, bireyselliği köstekler…

Son söz: Sanatsal ve kültürel altyapımızda birin bin yapılması gerekmiyor, yeter ki bini bire indirgemeyelim. Bu konuda da yokluğa sürüklenmeyelim.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.