Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''Hazırladığımız projelerle inşallah kısa zamanda Tuz Gölü kendisini toparlayacaktır'' dedi.
Eroğlu, bakanlıkta yapılan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu Toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, Kyoto Protokolü'ne taraf olunmasına ilişkin sürecin TBMM'nin açılmasının ardından devam edeceğini söyledi.
Toplantıda, Kyoto Protokolü'ne ilişkin Polonya ve Danimarka'da düzenlenecek konferanslar için ''başmüzakereci'' seçilmesi gerektiğini belirten Bakan Eroğlu, konferanslarda Kyoto Protokolü sonrası döneme ilişkin yapılacak çalışmalarda kullanılmak üzere Türkiye'nin özel şartlarının iyi anlatılması gerektiğini vurguladı.
Kyoto Protokolü'ne katılım sürecine ilişkin maliyetlerin de hesaplanması gerektiğini ifade eden Eroğlu, protokole ilişkin sürece bakanlıkların değil, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin de katılması gerektiğini söyledi. Eroğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Tuz Gölü kuruyor, kurtarılmasına yönelik neler yapılacak?'' sorusu ve bugün gazetelerde yer alan bir haberde Türkiye'nin Avrupa'nın en kurak ülkesi olarak görüldüğüne dikkat çekmesi üzerine Eroğlu, geçen yıl ve bu yılın kurak geçtiğini hatırlattı.
Sadece Türkiye'de değil, Akdeniz ülkelerinin bir kısmında da kuraklık yaşandığını ifade eden Eroğlu, ''Kuraklığı sadece küresel ısınmaya bağlamak doğru değil. Bu, periyodik olarak yaşanabilecek bir gelişmedir'' dedi.
Türkiye'de de yağışlı ve kurak dönemler yaşandığını anımsatan Eroğlu, yaşanan kuraklığın bu çerçevede ele alındığını söyledi.
Geçmişteki meteorolojik kayıtlara bakıldığında yağış rejiminde bu tip değişikliklere rastlanabileceğini belirten Eroğlu, yağışların başladığını ve tahminlere göre bu yıl kuraklığın atlatılacağını ifade etti.
Tuz Gölü
Eroğlu, Tuz Gölü ile ilgili soruya yanıt verirken de oradaki kuraklığın iki nedeni bulunduğunu belirterek, ''Birincisi yağış almadı bölge, ikincisi yeraltı ve yerüstü suyu aşırı kullanıldı'' dedi. Eroğlu, şöyle devam etti:
''Maalesef Konya Ovası'nın böyle bir özelliği var. Ülkemizde yağış rejimi bölgelere ve mevsimlere göre çok büyük değişiklik gösteriyor. Sürekli düzgün bir yağış rejimi söz konusu değil. Örneğin, bölgelere göre Karadeniz'de bilhassa Rize taraflarında yılda 2 bin 500 milimetre yağış düşerken, İç Anadolu'da Karaman'da onda biri oranında yağış düşüyor. Mevsimlere göre de yağış rejimi değişiyor. Yağışlı mevsimler ekim ayından başlıyor, nisana kadar sürüyor. Ondan sonra kurak periyot başlıyor. Dolayısıyla ülkemizde mutlaka sulak dönemdeki suları biriktirerek yaz aylarında kullanmamız gerekiyor.
Biz Konya Ovası için çok büyük bir proje hazırladık. Başka havzalara boşaltılan suları ovaya yönlendirmek için büyük bir çalışma içindeyiz. Çalışmalardan biri, güneyinde Derebıçak ilçesinde bir baraj yaparak Akdeniz'e akan suların önünü kestik. Dağın altından tünel açmak suretiyle adına Gembos Derivasyonu diyoruz. Suları Beyşehir'e akıttık. Şu anda 130 milyon metreküp su akıyor göle, su seviyesi yükseldi. İkinci çalışma, Bağbaşı mevkiinde. Biliyorsunuz burada Mavi Kanyon var. Burada da bir baraj inşa ediliyor. Boşa akan suları 17 kilometre uzunluğunda bir mavi tünel ile bunu Konya Ovası'na sevk edeceğiz. Bu çalışma 2012 yılında bitecek. Ayrıca kapalı sulama sistemine geçildi. Hazırladığımız projelerle inşallah kısa zamanda Tuz Gölü kendisini toparlayacaktır.''
"DSİ Güzel Şeyler Yaptı"
Bakan Eroğlu, Doğa Derneğinin ''Tuz Gölü'ndeki DSİ çalışmalarını eleştirdiğini'' anımsatması üzerine, ''Herkes kendine göre suçluyor. Türkiye'de ilmi konuşulmuyor da öyle suçlamalarla devam ediliyor. Suçlamaktan ziyade DSİ ne yapmış, ne yapıyor ona bakmak lazım'' dedi.
DSİ'nin, ülkenin en büyük kurumlarından biri olduğunu belirten Eroğlu, şunları kaydetti:
''DSİ, güzel şeyler yaptı. Bakın şu anda bu odada yanan ampullerden en az bir tanesi DSİ'nin yaptığı barajlardan elektrikle etrafı aydınlatıyor. 3 milyon hektar mümbit arazi DSİ'nin yaptığı barajlarla sulanıyor. Geçmişte çok sayıda dere taşkınlarıyla insan ölürdü, şu anda dereler ıslah ediliyor. DSİ, belki birkaç tane bataklığı kurutmuştur. Sıtmayla mücadele çok büyük problemdi. Bataklıklar o yüzden kurutuldu. Şu anda sulak alanlar korunuyor. Bunun şuurundayız. Sulak alanlar kurtarılıyor. Beyşehir, Eber, Akşehir gölleri kurtarıldı. Kalanları da kurtaracağız göreceksiniz. Biz kurutma değil, sulak alanları yaşatmanın gayreti içindeyiz.''