Haberler

Kayabaşı'nda Sil Baştan

Tarih: 24 Ekim 2008 Yazan: Aslı Canbal Özdemir
Bu yıl teması “Ahenkli Kentler” olarak belirlenen 2008 Dünya Habitat Günü ile ilgili olarak TOKİ'nin 8 Ekim 2008 tarihinde düzenlediği ve “Toplu Konut Alanlarında Kentsel ve Çevresel Standartları Oluşturmak için Gerekli İnsan-Çevre İlişkileri Verilerinin Derlenme Yönteminin Geliştirilmesi Araştırma Çalışması” adlı ODTÜ-MATPUM projesinin de sunumunun yapıldığı yarım gün süren etkinlikte İstanbul Kayabaşı Toplu Konut Projesi için yapılan kentsel planlama çalışmaları ön plana çıktı.

Etkinlik açılış konuşmalarında TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay'ın başlangıç aşamasına dair kısaca bilgi verdikleri projeye dair detayları Proje Koordinatörü Avukat P. Özkan Aydemir yaptığı sunumunda aktardı.

Aydemir, İstanbul'un Avrupa yakasında, kent merkezinin kuzeybatısında, kentin mücavir alanında yer alan Kayabaşı'nın yoğun nüfuslu iskan ve ticaret alanlarına yakınlığıyla, ana ulaşım akslarına bağlanma olanağıyla ve yoğun kamu mülkiyeti bulunması nedeniyle bu bölgedeki 12.886.870 m² yani yaklaşık 13000 dönüm büyüklüğündeki arazinin toplu konut iskan alanı olmaya son derece müsait bir bölge olduğunu belirterek sunumuna başladı.


Görseller: Avukat P. Özkan Aydemir (Prometheus Hukuk Bürosu)


Kayabaşı Bölgesi'nin Başakşehir toplu konut alanının hemen sınırında bulunduğunu ve bölge arazilerinin büyük çoğunluğunun atıl durumda olup kullanılmadığını belirten Aydermir, yoğun kamu mülkiyeti olmasına; 6.742.418 m² 'si yani yaklaşık %65'i TOKİ'ye ait olmasına rağmen imar planlaması çalışmaları devam ettiği için bölgede herhangi bir yapılaşma sözkonusu olmadığını ifade etti.

“Buna rağmen uzun yıllar Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay'ın da belirttiği gibi bir atalet ve sahipsizlik nedeniyle bölge arazilerinin kuzeyden başlayarak gecekondulaşması tehlikesi sözkonusudur. 7000 dönüme yakın kamu arazisinin değerlendirilmeyerek atıl durumda bırakılması ve uzun yıllar imar planlaması yapılmamasının yol açtığı bu gecekondulaşma tehlikesi için en doğru çözüm bölgenin İstanbul'un dönüşümüne de katkı sağlayacak şekilde toplu konut alanı ilan edilmesi ve planlanmasıdır,” diyen Aydemir sunumuna imar planının ne olduğunu açıklayarak devam etti:





“Planlama deyince imar planın ne olduğunu kısaca açıklamakta fayda görüyorum, çünkü çağdaş, insan ve çevre odaklı sürdürülebilir, ahenkli bir kent yaratmanın birinci adımı imar planlamasıdır. İmar planı kentlerin geleceğinin tasarlanmasıdır. İmar planlamasını takiben imar uygulaması işleminin yapılması gerekir. Çağdaş, insan ve çevre odaklı, sürdürülebilir, ahenkli bir kent yaratmak için imar planlaması ve uygulaması süreçleri sadece bir başlangıçtır. Bu çalışmaların kentsel ve mimari tasarım süreçlerin takip etmesi gerekir. Sayın Başkanımız da bu çalışmaların devam ettiğini ve bu konuda TOKİ olarak duyarlı olduklarını vurguladı.

Aynı imar planından onlarca farklı kent yaratılması mümkündür. İşte biz temellerini imar planlarıyla ve uygulamasıyla attığımız kentlerin nasıl olması gerektiği hakkındaki bilincimizle, uzmanlarla beraber hazırlayacağımız kentsel tasarımda o kentlere kimlik ve karakter vermek azmindeyiz. Bununla birlikte imar planlaması, imar uygulaması, kentsel tasarım, mimari tasarım süreçlerinin tümünün imar kanunlarının ilgili mevzuatlarına uygun olması bir başka zorunluluktur. Türk imar mevzuatında imar planlaması sürecinin nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağı konusunda detaylı hükümler vardır. Sözgelimi plan yapım yönetmeliğinde planlama alanlarında belirlenen nüfusa göre kişi başına kaç m² yeşil alan, sağlık tesisi, sosyal donatı alanı ayrılması gerektiği ayrıntılarıyla belirlenmiştir.”

Sunumunun bundan sonraki kısmına Kayabaşı Bölgesi için yaptıkları çalışma sürecini anlatarak devam eden Aydemir, bu planla daha önce İMP tarafından yapılan 11 Nisan 2007 onanlı planın detaylı olarak karşılaştırmalarına sunumunda geniş yer verdi:

“Kayabaşı Bölgesi’nde TOKİ çalışmalara başlamadan önce yürürlükte olan bir imar planı vardı. 11 Nisan 2007 onanlı bu plan İMP tarafından hazırlanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanmıştı. Bir başka deyişle TOKİ Kayabaşı Bölgesi’nde bir toplu konut yaratma hedefiyle yola çıktığı zaman yürürlükteki bu planlara dayanarak inşaat projelerine başlayabilir ve bugüne gelene kadar bir senelik süreçte ciddi bir zaman kazanmış olabilirdi. Fakat Sayın Başkanımızın bize verdiği görev üzerine yaptığımız analizlerde 11 Nisan 2007 onanlı bu planın çağdaş, insan ve çevre odaklı, sürdürülebilir, ahenkli bir kent yaratma kapasitesine sahip olmadığını hatta bu konuda bazı engeller barındırdığını gördük.



Sözgelimi bu planlarda yapı adalarında, ticaret ve konut adalarında 2.00, 1.85, 1.75 ve 0.65 emsal kararları olmakla beraber plan bütünde 1.45 emsal yoğunluğu söz konusu ki bu bölge ve İstanbul'da etkileşeceği diğer bölgeler için bu emsalin oldukça yoğun olduğunu, birtakım kentsel sorunlar doğuracağını tespit ettik. Bununla birlikte, onbinlerce kişinin yaşayacağı böyle bir yerde konut dışı kentsel çalışma alanı planlamasının olmaması bir başka eksiklikti, çünkü böyle bir durumda insanlar sabahları İstanbul'a çalışmaya gidecek akşamları otel kent olarak Kayabaşı'na dönecekti. Bu da ulaşım, çevre vb. sorunlarına yol açabilirdi. Havza sınırında yer alan batı yakasında ise planın 1.85 ve 2.00 emsalli yoğun yapı adalarının yer aldığını ve bunun da birtakım sağlık ve çevre sorunlarını doğuracağını tespit ettik.



Yine ileride yapılacak kentsel ve mimari tasarım çalışmaları için elverişsiz geometrik formlarda kimi 30 m genişliğinde, 1 km uzunluğunda yapı adalarının olduğu ve bunun ileride geliştirilmek istenen şehir dokusuna engel oluşturacağını gördük.



Kayabaşı son derece canlı ve hareketli bir topografyaya sahip bir bölge. Buna rağmen maalesef planlama sürecinde cetvelle çizilerek hazırlanmış yollar ve bölgenin bütününde neredeyse 10-15 tane 1 km uzunluğu geçen çıkmaz yollar olduğunu belirledik.



Devamında plan yapım yönetim yönetmeliğinin standartlarıyla 11 Nisan 2007 tarihli planların karşılaştırılmasını yaptığımızda daha acı bir tablo ile karşılaştık çünkü yönetmelikte kişi başına asgari standartlar belirlenmişken, planlama alanı da belliyken, ayrılması gerekenler alanlar hesaplanabiliyorken, onbinlerce çocuğun kreş ihtiyacının doğacağı bu yerde kreş alanı ayrılmadığını ve toplamda da olması gerekenle olan donatı alanları arasında 3.019.760 m² fark olduğunu gördük. 



Bu çervevede başkanımızın bize verdiği görev ile biz bir ekip oluşturduk. Türkiye'de şehir planlaması sürecinin yanlış bir döngüsü var. Şehir plancıları imar planlarını çiziyor, harita mühendisleri bu planları planlama çalışması içinde yer almadıkları halde düzenlemeye çalışıyor, nihayetinde hukukçular bunu bozuyor. Aslında bu üç disiplinin birbirleriyle ekip çalışması yapmamasından kaynaklanan bu kısırdöngüyü biz başkanımızın da desteğiyle aştık. Kayabaşı Bölgesi için yaptığımız çalışmada şehir plancılarından, harita mühendislerinden ve hukukçulardan oluşan bir ekip kurduk. TOKİ tarafından oluşturulan bu ekibin hazırladığı plan 13 Şubat 2008 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandı ve yürürlüğe girdi.



Bu planın ortalama inşaat emsali 1.19'dur. Özellikle kentsel ve mimari tasarımlarda kullanılmaya elverişli yapı adaları oluşturmaya özellikle dikkat ettik. Standartlara uygun sosyal donatı alanları sadece yönetmeliğe uygun olması için değil, yüzbinlerce insanın birarada yaşayacağı bir yerde yaşamaktan mutlu olmaları, kent dokusunu oluşturabilmek, kentin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için önemliydi. Yeşil alanlarda ve donatılarda sürekliliği sağladık aynı zamanda bölgenin büyüklüğünü gözeterek bölgeyi planlama sürecinde alt mahallelere alt bölgelere bölerek, yeşil alanların ve donatıların bu alt bölgelerde dengeli olarak dağılmasını sağlamaya çalıştık. 



Topoğrafyaya uyumlu bir ulaşım aksı yaratmak bizim için önemliydi, çıkmaz yollar hem mevzuata hem de planlama tekniğine aykırıydı bu nedenle bizim planımızda çıkmaz yollar söz konusu değil.



Havza sınırında hem ticaret hem konut alanlarında emsali 1.00 sınırında tuttuk, çünkü ancak bu şekilde İstanbul için önemli olan bu çevreye zarar verilmeyecekti.



İnsanların istihdam ve diğer ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde konut dışı kentsel çalışma alanları oluşturmaya özen gösterdik.



Sonuçta plan yapım yönetmeliğinin standartlarıyla TOKİ'nin 13 Şubat 2008 onanlı planını karşılaştırdığımızda farklı bir sonuçla karşılaştık; plan yapım yönetmeliğinde belirtilen fonksiyonların tamamının karşılanmasının ötesinde 1.844.471 m² fazla sosyal donatı alanı ayırdığımızı gördük. Böylece bu plan yapılan ekip çalışması sonucunda şehir plancıları tarafından çizilmekten, harita mühendisleri tarafından uygulanmaktan, hukukçular tarafından savunulmaktan keyif alınan bir plan haline geldi. 



TOKİ idaresi Kayabaşı Bölgesi ile ilgili projelerine başladığı zaman yürürlükte olan ve uygulama şansı bulunan 11 Nisan 2007 onanlı eski planla, bir yıl gecikmeyi göze alarak yeni bir ekip oluşturularak başkanımızın talimatıyla oluşturulan yeni 13 Şubat 2008 tarihli planı karşılaştırdığımızda, sosyal donatı alanlarında 1.153.007 m² fark olduğunu görüyoruz.” 





Sunumunun sonuna yaklaşırken hazırladıkları planların toplu konut kanununun 4. maddesinin TOKİ'ye verdiği yetkiyle hazırlandığını ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandığını belirten Aydemir, kamuoyunda TOKİ'nin 4. maddedeki bu planlama yetkisinin zaman zaman eleştirildiğini, ancak bu eleştirilerin ne kadar haksız ve yersiz olduğunun bu karşılaştırmalarla açıkça görülebileceğini vurguladı.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.