Haberler

Kadir Topbaş bayramı coşkuyla kutlattı

Tarih: 3 Kasım 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Funda Özkan
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını Boğaz‘dan izleyemeyenler büyük kayıp yaşadı. Gece eve döndükten sonra televizyonun karşısına geçtim ve inanın, ışık ve havai fişek gösterisinin görüntülerinin verdiği duygu, çıplak gözle seyrettiğimizin yaşattığı coşkunun yanına bile yaklaşamıyordu.

Dün CNN Türk’teki programlarında Murat Yetkin ile Fikret Bila, başkentteki ‘resmi kutlamalarla’ İstanbul’daki kutlamaları yorumlarken, “İstanbul’da bayramı halk kutluyor, Ankara’daki kutlamalarda devlet erkânı yer alıyor” diyordu. Haklılar.

29 Ekim’de Boğaziçi‘ndeki şölenin başlangıcına az bir zaman kala yola çıkmıştık, az daha kaçırıyorduk. Beşiktaş’tan Ortaköy’e kadar insan selinin arasında bayramın coşkusuyla yürüdük. Boğaz Köprüsü’nden başlayan ışık şelalesiyle nefesler tutuldu, son havai fişekle birlikte Boğaziçi’nde alkış tufanı koptu.

Hemen arkamızda yer alan bir grup gencin, gösteriyi trafikte mahsur kaldığı için izleyemeyen arkadaşlarıyla “İyi Bayramlar” dileyerek, kucaklaşması bile bayramı halkın kutladığını gösteriyor. Aslında daha çok örneğe rastladık, yol boyunca üçerli, beşerli gençlerin ellerinde meşaleler marşlar, türküler söylemesi gibi. Eski yıllarda olduğu gibi salt, stadyumlarda öğrencilerin ‘rap rap yürüyüşüyle’ bayramın tadına varılmıyordu.

Boğaz’daki gösterinin mimarı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş‘ı yürekten kutlamak gerekiyor. Bizlere bayramın coşkusunu yaşattığı için. Gösteri 2.4 milyon YTL‘ye mal olmuş ama inanın her kuruşuna değen bir gösteriydi.

Eğilmeyi sevmiyoruz
Teknosa Pazarlama Direktörü Kadircan Erkıralp ile sohbet ederken, biz Türklerin özelliklerini anlattı: Alışveriş yaparken, özellikle kadınlar eğilmeyi sevmiyor. O yüzden alt raftaki ürünler daha az ilgi çekiyor. Yabancıların (tezgâhtarın ürün tanıtırken) dokunmasını sevmiyoruz. Teknoloji ürünlerini incelemeyi seviyoruz. “Satış danışmanı peşimde dolaşmasın ama gözümü kaldırdığım anda da gelsin yardım etsin” diyoruz.

Metrobüsle kaş yapayım derken göz çıkardılar
İstanbul’un her zaman trafik çilesi vardı da artık dayanılmaz boyutta. Eskiden trafik nedeniyle randevulara geç kalınırdı da, artık bir yerden bir yere gitmek mümkün değil. Sorumlu olarak ne gösteriliyor biliyor musunuz? Metrobüs.

Geçenlerde bindiğim bir taksici hesabını yapmış 50 YTL’Lik benzinin en az 20 YTL’sini artan trafik nedeniyle havaya harcadığını söylüyor. Günde 20 YTL’den İstanbul’daki salt 15 bin taksinin bile dur kalk trafiğiyle fazladan harcadığı parayı varın siz hesaplayın.

Metrobüs yatırımının sorumlu tutulmasına gelince nedeni basit. Çevreyolunda (E-5 veya TEM) bir araç bozulup da şerit tıkadığında yarattığı trafik yoğunluğu büyük bir alanda saatlerce sürer.

Metrobüs ile Avcılar’dan Zincirlikuyu’ya tüm yol boyunca her iki yönde birer şerit eksiltildi. Mimar, kentbilimci, Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, kentimizdeki ‘yanlış gidişata’ yönelik eleştirilerini kaleme alır, elektronik posta ile gönderir.

Bakın bir mektubunda metrobüs sorununa ne yorum getiriyor: “İstanbul’un kahreden ulaşımına çözüm olarak Büyükşehir Belediyesi’nin geliştirdiği Avcılar-Zincirlikuyu ‘metrobüs’ projesi yerine yolları daraltmayan, emniyet şeritlerini iptal etmeyen, direkler üzerinde giden ‘monoray’ projesinin daha doğru olacağını daha önce yazıp çizmiştim. Metrobüs’ün Boğaz Köprüsü üzerinden Söğütlüçeşme’ye kadar gideceğini duydum. Nitekim, bu güzergâhta çalışmalar başladı, her taraf kazıldı, delik deşik oldu, köprü yolunun baharda papatyalarla beyaza bürünen o güzelim yeşil yamaçları da bu arada gitti, gidiyor.

Kadir Başkan’ım bu metrobüsü Boğaz Köprüsü üzerinden nasıl ve ne pahasına geçirecek merak ediyorum doğrusu. Monoray yapsaydı bu işi de kolay olurdu. Ancak, benim değinmek istediğim metrobüs geldikten sonra iyiden iyiye tıkanan Zincirlikuyu-Avcılar güzergâhı, diğer bir deyişle kentin omurilik yolu. Cevabın hazır olduğuna da tahmin ediyorum: ‘Biz toplutaşımı teşvik ediyoruz, özel otoların trafiğe çıkmasını mümkün mertebe kırmak istiyoruz, onun için akışkanlığın azalması esasında bizim hedefimiz. Tıkansınlar, beklesinler, biraz acı çeksinler ki, özel araçlarını bırakıp toplutaşım araçlarına, metrobüse binsinler.’

Doğru, doğru da eğer Kadir Başkan’ım son iki yıldır aynı güzergâhta kavşak projelerine devasa bir servet harcamamış olsaydı, onu cesaretinden dolayı gönülden alkışlardım. Bir taraftan özel otoların akışkanlığını artırmak için yeni kavşaklara inanılmaz kaynaklar harca, diğer taraftan ‘metrobüsün yol ve emniyet şeritlerini iç etmesi nedeniyle arterin akışkanlığının azalması bizi üzmez, zaten amacımız özel otoları trafikten azaltmak’ deyiver.

Bu bir ikilem, bir çelişki. Damarı daralan kalp hastasına bir taraftan by-pass ameliyatı yapıp diğer taraftan bol sigara içirip yağlı yedirmek gibi bir şey.

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp’in eleştrileri net. İşin uzmanının sözlerine ancak şunu ekleyebilirim: Avcılar’dan Zincirlikuyu’ya gidenler rahatça seyahat ediyorlar ama tüm İstanbullular trafik çilesinden harap düşmüş durumda. Kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.