Haberler

Geleceğin Büyük Fikri Küçük Yapılar

Tarih: 14 Kasım 2008 Kaynak: Guardian Yazan: Stephen Bayley Çeviren: İrem Çağıl
   

Yorkshire Dales’den New York’taki Central Park’a kadar, zarif tek kişilik “eco pod”lar tüm dünyadaki mimarlara ilham veriyor.

“Bayan, eviniz kaç kilodur biliyor musunuz?” Bu soruyu, mimarlığın teknoloji olarak en saf ifadesi olan 1928 Dymaxion House’un mimarı olan muhalif teknokrat polemikçi Buckminster Fuller sordu. Elbette, bütün germe teller, metaller ve diğerleri düşünülünce, bu soru anlamlandırılamadı. Fuller kendisi için bir evi, ders verdiği Güney Illinois’deki Carbondale kampüsünde inşa etmişti ve epey bir müşterisi de olmuştu. Fuller’in fikirleri de geleneksel inşaat malzemeleri yerine teknolojinin bariz bir şekilde kullanılmasındaki kararlılıkta bir çeşit kefaret gören Foster-Rogers jenerasyonu mimarlar üzerinde büyük bir etki yarattı.

Böylece, gelişkin, kendi kendine yetebilen pod'lar katı gelenekçi modernistler için alışılageldik bir temaya dönüştü. Büyük mimarlık yazarı Reyner Banham (illüstratör François Dallegert ile birlikte) 1965 yılında bir Çevre Kabarcığı (Environment Bubble) önerdi. Banham bir modern binada çok fazla mekanik ve elektrikli nesnenin olduğunu, binaların bu kadar kablo, borulama, havalandırma, ses sistemi ve ısıtma sistemleriyle nasıl ayakta kalabildiğini sordu: “Bir ev mekanik pudendanızı saklamaktan başka ne işe yarar?” Ve sembolik bir kişisel ifşa olarak, havalandırmanın basıncıyla dikleştirilmiş plastik bir kabuğun içinde çıplak halde otururken resmi çizildi.

Banham’ın bu özgürleştirici tutumu 60’lı yılların mantrası oldu, daha sonra 70’li yıllar Centre Pompidou’sunda mimari bir fikire dönüştü, fakat içinde yaşanılacak kişisel pod'lar sıkça mimarların fikirlerinde yer bulsa da hiçbir zaman gerçek bir şekilde hayat bulmadı.

Future Systems’dan (Paris’te Richard Rogers’la da çalışan) Jan Kaplicky “Bir Helikopter Pilotu için Ev”i (House for a Helicopter Pilot) 1979 yılında yayınladı. Çatısındaki helikopter pisti ve zeminindeki mafsallı ayağıyla, high-tech’in kutsal kitabı oldu.

Belki onların zamanı geldi, ama 60’ların ve 70’lerin kahinlerinin beklediği şekilde değil. Her şeyi atmak bir yana, 2008 Stirling Ödüllü Feilden Clegg Bradley Stüdyoları her şeyi yeniden içeri tıkıştırıyor. Bu idealist ve aydınlanmış oluşumun, “eco pod”larını yakınlarda piyasaya süren bir yeniden üretim stüdyosu var. Yorkshire Dales’in güzel ve metruk çiftlik ahırlarına yeniden hayat kazandırmak için özel olarak tasarlanan “eco pod”, bir anda dönemin ruhuyla ahenkli bir fikre dönüştü.

“Eco pod”, mevcut bir binanın içine yerleştirilen, bağımsız ahşap bir yapı ve dışardan bakıldığında hiçbir görsel karmaşası yok. Yazlık ev olarak tasarlanan bu hücrelerde hizmetler çiftliğin sahibi tarafından bölgeye yerleştirilen bir römork tarafından sunuluyor. Bu “eco pod”lardan şu anda yalnızca bir adet (Harrogate yakınlarında, Devonshire Dükü’nün Bolton Manastırı arazisinde) var, fakat FCB tüm yapılara ve durumlara uyarlanabilecek bir modüler tasarım geliştiriyor. Aşırı tüketim ve abartılı ifadelere yönelik iştahlı tutumu yeniden düşünmek gereken bir anda, mütevazı “eco pod”ların bir yazlık ev olmanın ötesinde anlamları ortaya çıkıyor.

Bir noktada, bu ahşap yapıların muazzam basitliği mimari teorinin “ilkel gecekondu”sunu andırıyor. FCB tasarımcısı Geoff Rich’e düşüncelerini sordum: “Evet, temel ihtiyaçlarımızı karşılaması anlamında ilkeller, ama ‘eco pod’lar bunu tasarım ve oluşturma aşamasındaki müthiş gelişkinlikleriyle gerçekleştirebiliyorlar. Malzemeler (ahşap ve koyun yünü yalıtımı) oldukça basit, ama “eco pod” bizim en derindeki içgüdülerimize yöneliyor: Sessizlik ihtiyacı, yalnızlık, düşünme ve yeni deneyimler.”

   

Geliştirilen farklı cins pod’lar da var. Aidan Quinn, Eco Hab isimli firma için bir tane tasarladı. Tutkulu bahçe cinleri ilkel bir Apulia trulli’sini yeniden yapmışçasına kendi kendine yeten, ısı yetkinliği olan bir prefabrik ev. Daha stilize bir şekilde, Front Architets of Poznan isimli genç bir Polonyalı şirket, Single Hauz olarak adlandırdıkları, çekirdek ailenin parçalanmasına modernist bir tepki olarak tasarladıkları bir ürünü piyasaya sürdüler. Bilgisayar destekli görüntüler Single Hauz’un serbest duruşunu, kendine yeterliliğini ve yalnız sahibinin tabiat içindeki halini göstermektedir. Bu arada, pod yaşantısının örtük sadeliğine tamamen ters düşecek biçimde, uçakların içindeki birinci sınıf kabinler, gösterişli yolcularına özel alanlar, engin bir gökyüzü manzarasının içinde küçük binalar sunmakta. Bayan Bush geçenlerde bir askeri C17 Globemaster III uçağıyla Afganistan’a seyahat ederken, bunu mağaramsı bir kafesin içine saklanmış pod’la tecrübe etti.

Bir şeyler olmakta ve bu pod’lar için psikanaliz modeli geliştirmek kaçınılmaz duruma geliyor. Bu zor zamanlarda, güvenliğe ihtiyaç duyuyoruz ve pod’lar bir rahim ya da bir mağara gibi bu içgüdüsel ihtiyacı karşılamakta. Çocuklar içgüdüsel olarak kapatma oyunları oynar, masaların altına saklanmayı sever, vs. Bu aedicule (küçük bina), temel yapısal birim arayışı, John Summerson’a göre tam da mimari düşünme biçiminin temelini oluşturuyor. Ayrıca, arabanın içindeyken duyduğumuz haz, A’dan B’ye gitmeye yönelik bir haz olmaktan çok, arabanın sunduğu kapalılık halinin yarattığı haz duygusundan türer. Buna ek olarak, yalnızlık bir dezavantaj olmaktan ziyade, bir değer olarak görülür. Pod mimarisi, hepimizin içinde derinlerde bir yerde bulunan münzeviyi harekete geçiriyor: Thoreau’nun ormandaki yaşamı Ikea’ya alışverişe gitti.

Fakat bu küçümsenen pod’larda meşhur insanların mimarisinin kabalığı ve ilgisizliğinin yarattığı hoşnutsuzlukla ilgili bir şeyler de var. İşe bakın ki, Zaha Hadid daha geçenlerde New York’daki Central Park’da nautilus kabuğundan ilhamla, pod benzeri özellikleri olan bir bina yaptı. Bu Chanel Köşkü, safdil zenginler için, sahte sanat için bir tapınak. New York Times’dan Nicolai Ouroussoff, Hadid’i yaratıcı zekasından dolayı methetti, fakat projeyi, pod’ların albenisini mükemmel şekilde anlatan bir cümleyle lanetledi: “Ekonomik krizimizin bizi yeni bir içe bakış seviyesine yönlendirmesi ve mimarların yeteneklerini daha dişe dokunur –idealist deme cüretini de gösterebilirim- şeylere adamaya mecbur hissetmeleri umulabilir.”

FCB, Eco Hab ve Single Hauz pod’ları yönlenimler, yorumlar ve düşünceler olarak o kadar korkutucu değil. Buckminster Fuller’in bir evin ağırlığıyla ilgili sorusu, kendi döneminde çok aşina olan atık materyallerin bir eleştirisine dayanıyordu. Bugün, pek çok bina ikincil ağırlıklar ve atıkla zorlanıyor: Abartılı tutkular, hoyrat ifadeler, etkilemeye yönelik acemi arzular, kaynakların pervasızca kullanılması.

Pod tasarımının mimari kaynaklı disiplinleri, mutluluk verici ve etkin bir barınak sunarak mimariyi özüne döndürüyor. Buckminster Fuller, malzemeler hakkında yanlış bir yorumda bulunmuştu, ancak şunu söylemekte haklıydı: “Bir ev, tıpkı bir insan gibi, tamamen bağımsız ve kendine yeter olmalıdır. Evin kendi karakteri, asaleti ve güzellik ya da harmonisi olmalıdır.”

Yorkshire Dales’in, Londra’nın yerine, geçmiş yılların en ilginç mimari buluşuna ev sahipliği yaptığını bildirmek mutluluk verici.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.