Haberler

15 Dakika'da Mimarlık, Tasarım ve Kent

Tarih: 13 Ocak 2009 Yazan: Zeynep Güney



Türkiye'deki mimarlık yayıncılığına yeni bir soluk getiren Arkitera.com, her yeni yılı revizyonlarla ve yeniliklerle karşılıyor. 2008 yılına girerken aldığımız yeni kararlarla yayınına başladığımız 15 Dakika Söyleşileri de geçen yılın yeniliklerinden biriydi. Mimarlık ya da tasarım eğitimi almamış kişilere 15 dakikada yanıtlayabilecekleri sorular sorarak, mimarlık mesleğine bakış açılarını, gündelik yaşamlarında mimarlığın nasıl bir yer edindiğini ve çevrelerindeki mimarlık ve tasarım faaliyetlerine olan ilgilerini öğrenmeye çalıştık. Farklı meslek gruplarından çalışanlara ve öğrencilere yönelttiğimiz sorularla 2008 yılı içerisinde tam 41 söyleşi gerçekleştirdik.

Aralarında gayrimenkul danışmanı, makina mühendisi, bilgisayar programcısı, muhasebeci, eczacı, sosyolog, reklamcı, ressam, doktor, arkeolog, istatistikçi, kırtasiyeci, fotoğrafçı, gazeteci ve ekonomistin de bulunduğu 42 kişiye yönelttiğimiz sorularda, öncelikle yaşam alanlarında mimarlığın yerini sorguladık. Buna göre, söyleşileri gerçekleştirdiğimiz kişilerin neredeyse hiçbirinin çalıştığı ya da yaşadığı ortamın bir mimar tarafından tasarlanmamış olduğunu, yaşadıkları evlerde genellikle dekorasyonu, zaman zaman dergi gibi mimarlık ve tasarım yayınlarından da faydalanarak kendilerinin belirlemeyi tercih ettiklerini gözlemledik. Bununla birlikte, bir mimardan tasarım konusunda yardım almaya sıcak bakıyor olsalar da, henüz Türkiye'de profesyonel yardım alınmasının alışılmış bir yöntem olmaması nedeniyle ve maliyetinin fazla olduğu düşüncesiyle, mimarlık ve tasarım alanında bir uzmanın yardımından uzak durulduğu anlaşılıyor. Evlerinin ve çalışma ortamlarının tadilatlarında genellikle ustalardan yardım alınıyor. Bu tür tadilatlar için büyük çaplı alışverişler yapı marketlerden yapılırken, ufak tefek ihtiyaçlar ise nalburlardan temin ediliyor.

Görüştüğümüz kişilerin hemen hemen hepsi apartmanda yaşıyor ve evlerinde oturma odası ve salonu ayrı ayrı kullanmak yerine, evin tüm odalarını aktif olarak kullanabilecekleri şekilde değerlendiriyor. Balkon kullanımında ise, bazıları evlerinin en azından bir balkonunu kapatarak mutfağa ya da odaya dahil etmeyi tercih ederken, bazıları da açık olarak kullandıkları balkonlarını çay, kahve içip, konuklarını ağırlayabildikleri bir keyif mekanı olarak tanımlıyor. Apartmanların bahçeleri de birçok kişi için şehrin gürültüsünden ve stresinden kaçıp, nefes alabilecekleri en yakın yeşil alan özelliği taşıyor.

Ev ile iş arasında gidip gelirken harcadıkları zaman ve park sorunu yaşayıp yaşamadıklarına verilen ortak yanıt ise trafik sorunu oluyor. Trafiğin yoğun olması nedeniyle yaşanan gecikmeler, yollarda geçen saatler ve park edecek yer bulmada yaşanan zorluklar sıklıkla dile getirilen sorunlardan. Genel olarak çöplerin zamanında toplanmasından ve sokağın aydınlatmasından memnun olunduğu söylenebilir ancak sürekli tadilat geçiren kaldırımların kalitesi genellikle yeterli bulunmuyor.

Sorularımızı yanıtlayan kişilerin büyük bir kısmı İstanbul'da yaşıyor ve genellikle büyükşehirde yaşamanın getirdiği avantajlar nedeniyle yaşadıkları şehirden memnun olduklarını belirtiyorlar. "Yaşadığınız kentte, işyerinde veya evinizde mimari ve şehircilik çerçevesinde, ilk neyi değiştirmek isterdiniz?" sorusuna en sık verilen yanıt ise çarpık kentleşme. Verilen diğer cevaplar ise, yeşil alanları artırmak, toplu taşıma sisteminin iyileştirilmesiyle birlikte trafik sorununun çözülmesi, büyük alışveriş merkezlerinin şehir dışına taşınması, tarihi değer taşıyan binaların yenilenmesiyle bu tür yapıların bulunduğu bölgelerin düzenlenmesi, tüm yapıların deprem yönetmeliğine göre denetlenmesi, kentlerin silüetini etkileyen yüksek binaların ortadan kaldırılması olarak sıralanabilir.

Beğenilen binalara genellikle, eski İstanbul evleri ve sokakları gibi, kentlerin hafızasına kazınmış tarihi yapılar örnek olarak verilirken, Cevahir Alışveriş Merkezi, Ritz Carlton Oteli, Tepebaşı TRT Stüdyosu gibi yapılarla, tek tip kamusal binalar, çok katlı plazalar ve gökdelenler, beğenilmeyen binalar arasında sayılıyor. Gerçekleştirilen söyleşilerin en dikkat çeken sorusu, "Hangi mimarları tanıyorsunuz ve bildiğiniz çalışmaları var mı?"ya verilen cevaplar ise ne yazık ki çoğunlukla "tanımıyorum" oluyor. Bunun dışında Mimar Sinan, Antoni Gaudi ve Tadao Ando gibi ünlü mimarlar, bilinen mimarlara verilen örneklerden.

Türkiye'deki mimarlık kültürünün bu sektörle doğrudan ilgisi olmayan insanlar üzerindeki etkisini; mimarlık tasarım ve kent olgularının bu kişiler için önemini ve algılanış şeklini ortaya koyan, 2009 yılında sonlandırdığımız 15 Dakika Söyleşileri, mimarlık ve tasarım sektörüne yön verenlerin kendilerini sorgulayabilmeleri için bir araç olarak önem taşıyor.

Konuyla İlgili Linkler
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.