Haberler

Haydarpaşa İçin Nasıl Bir Dönüşüm Projesi?

Tarih: 18 Ağustos 2005 Derleyen: Şevin Yıldız

Haydarpaşa’da yapılacak olan proje ve basına yansıyanlar kapsamlı bir dönüşüm projesinin parçası. Kentler aslında her zaman, bir biçimde dönüşüyor. Ancak “insiyatif”lerle yapılan dönüşümler proje niteliği kazanıyor: Planlaması, geçirdiği süreçleri ve aktörleriyle.

Murat Güvenç bir söyleşimizde “Süreç şeffaf olduğu sürece Haydarpaşa’nın dönüşmemesini istemek, bunu düşünmek bağnazlıktır.” demişti. Dirk Schubert ise Haydarpaşa Projesi gündemdeyken dönüşüm projelerinden her açıdan en iyi verimi elde etmek ve sürecin doğru işlemesi için, şimdiye kadar liman kentlerinin geçirdiği deneyimlerini aktardı. Hamburg Teknik Üniversitesi profesörlerinden Schubert, dünyadaki liman bölgeleriyle ilgili araştırma yapan sayılı akademisyenlerden birisi.  doktora çalışmasını da Hamburg ve Londra kıyı bölgeleri üzerine yapmış olan Dirk Schubert, liman bölgelerinin dönüşümü ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.

Dirk Schubert İle Söyleşi

Şevin Yıldız: Dünyanın çeşitli yerlerinde limanların ve endüstriyel alanların dönüşümü gündemde. Bu tip dönüşüm projelerinde, kamusal alan kullanımları ve özel kullanımlar nasıl kurgulanıyor? Örneklere bakarsak, bu bölgelerdeki tarihi yapıların dönüşümü nasıl oluyor?

Dirk Schubert: Kullanılmayan veya kapasitesinin altında kullanılan liman bölgelerinin dönüşümü, bütün dünyada gündem oluşturan bir konu. Liman Bölgelerinin belli bölümleri, yük boşaltma alanları ve tersaneler (istasyonlar, mezbahalar ve eski çarşılar da bunların arasında sayılabilir) gibi endüstriyel bölgeler artık ya daha az kullanılıyor ya da hiç kullanılmıyor. Liman ve kent arasındaki ilişki değiştiğinden, tekrar tanımlanması gerekiyor. Bu bölgelerin dönüşümü ve yeniden canlandırılması, konum, ulaşım bağlantıları, etrafındaki yapılar, çevre kirliliği, mülkiyet ve planlama olanakları sebebiyle birbirinden farklı deneyimler.

Dünyadaki bütün liman kentlerinin ve plancıların, eski liman bölgeleri ve kıyılar için büyük projeleri var ve bunların birçoğu gerçekleştiğinde birer “başarı öyküsü”ne dönüşüyor. Bunun en popüler örnekleri arasında, Sidney Darling Limanı, Baltimore Inner Limanı, Boston Fanieul Salonu, San Fransisko Fishermans Antreposu, Barselona Limanı sayılabilir.

Eskiden kentin ve limanın kesiştiği noktada yürütülen işler, örneğin paketleme ham ürünlerin işlenmesi gibi, artık limanın konumuna bağlı değil. Limanda yapılan işlerin niteliği değiştikçe, mekansal olarak da bir yer değiştirme gündeme geliyor. Liman ve kentin arayüzü, ekonomik faaliyetler, yapılar ve arazi kullanımı açısından büyük değişimler geçiriyor. Kıyıların geleneksel işlevlerine artık ihtiyaç duyulmuyor.
Eski liman bölgelerinin dönüştürülmesi ile ilgili çok farklı sorunlar ve çeşitli çözümler var. En iyi uygulamalar “bağlama” uygun olanlardır. Kent, modern hayatın karmaşıklığının aynasıdır. Liman bölgelerindeki tarihi binalar ise özellikle önemlidir çünkü hem kent tarihine hem de liman tarihine tanıklık ederler. Bu binalar canlandırma projelerinde de nirengi noktası olarak kullanılırlar. Bu hem onlara kendilerini pazarlamak için eşsiz bir fırsat sunar hem de yerel halkın mekanlarla özdeşleşmesine olanak verir. Bir çok eski bina dönüşüme uygundur.

Eskiden bir elektrik santralı olan Londra’daki Tate Müzesi, şimdi konut bloklarına dönüştülmüş olan Amsterdam’daki ambarlar, Aker Brygge Oslo’daki alışveriş merkezine dönüştürülmüş tersane binaları, Rotterdam’da egzotik yiyecekler satan bir çarşıya dönüştürülmüş antrepolar bu konudaki örneklerden sadece birkaçı.

Şevin Yıldız: Dönüşüm geçiren limanlara çoğunlukla hangi yeni işlevler(kültürel, yerleşim…) verilir?

Dirk Schubert: Bu konuda farklı yaklaşımlar var: Sanat faaliyetleri (Bilboa, Güney Londra Kıyıları), konut (Amsterdam), ofis ve iş merkezleri (Londra), eğlence ve rekreasyon işlevleri (Sidney, San Francisco, Miami). Kıyı Canlandırma Projeleri ilk olarak 1960’larda Kuzey Amerika’da başladı. Model alınabilecek ve daha önceden yapılmış bir örnek olmadığından, bu “tecrübeyle öğrenilen” bir durum oldu. Başarılı projeler eğlence etkinlikleri ile iş merkezlerini birleştirebilen projelerdi. Arazilerin çok pahalı ve değerli olması nedeniyle, ofisler ve lüks konutlar, yeniden canlandırmanın en rağbet gören işlevleri oldu. Hatta bu yaşam biçimine bir takma isim verildi. SHE (Seafood- Deniz ürünleri, History-Tarih ve Entertainment-Eğlence) Sonuçlar ise benzerdi, kıyılarda birbirinin aynı projeler belirmeye başladı.

Bütün bunlar olurken, kıyı canlandırılmasında ikinci ve üçüncü kuşak projeler de ortaya çıktı. Bana göre bu dönüştürmelerde en önemli nokta: sürdürülebilir ve yaşanabilir mahalleler yaratabilen, kamusal erişime açık, karma işlevlerle donatılmış projeler yaratabilmekti. Dördüncü kuşak projelerin çoğu bu karma işlevleri uygulamaya çalışmıştır ve çoğunlukla da bu amaçlara ulaşabilmek için bir masterplan yararlanmışlardır. Bir yerin tarihine ve ruhuna dayanan bu stratejiyle, bir şehrin imajını tekrar yaratabilmek mümkündür. (Bilbao)

Şevin Yıldız: Dönüşüm sürecindeki aktörler kimlerdir? ( Yerel otoriteler, hükümet, bakanlıklar, STK’lar, belediyeler, mimarlık ofisleri, mimarlık odaları, özel kuruluşlar )

Dirk Schubert: Genelde bu süreçle ilgili çeşitili sorumlulukları olan bir çok aktör endüstriyel alanların dönüşümünde rol oynar.

Çoğunlukla hükümet İngiltere’deki Londra Liman Bölgesi Gelişim Şirketi ya da İrlanda’daki Dublin Liman Bölgesi Gelişim Şirketi örneklerinde olduğu gibi özel kalkındırma acentaları seçmek için stratejiler güder.

Limanların yeniden yapılandırılmasına yeni binalar ve kullanımı için oluşan yeni bir yatırım zincirindeki spekülatif teklifler eşlik eder ve ayrıca bu projeler geniş kapsamlı sosyo-ekonomik yapılandırma süreçleri ile ankastredir.

Bu projeler genellikle politikacılar tarafından yürütülür. Bu tip durumlarda teşvikler yatırımcıları çekmek için kullanılır. Ancak yerel halk çoğunlukla buna dahil değildir ve bu durum sosyal ve kentsel yapılanmanın parçalanmasına sebep olur: Dünya üzerinde çalışan, işleyen bir kentsel strüktür yaratmaktan ziyade büyük ayrışmaların ve “gated community” lerin oluşmasına neden olan bir çok örnek vardır.

Rıhtım bölgelerindeki bir çok proje açıkça fikir ayrılıkları ve çatışmalar gösterir. Limana yakın ve liman boyuncaki komşu yapılanmalar genelde alt gelir grupları tarafından iskan edilir. Bu kişiler ya limanda çalışırlar ya da kirası düşük apartmanlar ararlar. Uluslararası yatırımcıların amaçları ise buradaki yapıların yüksek gelirli kişilere ofis binası ya da konut olarak sunulmasına yönelir. İnşa edilen projenin mimari ve sosyal sonuçları bu yüzden sıklıkla karışıktır. Bir taraftan bu alana yönelmek için yeni kuvvetler verilmiştir, fakat yüksek değerlerin yaratılması ve kullanımın değişmesi beraberinde soylulaştırma (gentrification) ve yer değiştirtme problemlerini de getirir.

Kent merkezine yakın bölgeler, sürdürülebilir kentsel gelişim adına, orta vadeden uzun vadeye bir çok fırsat sunarlar. Kararlar yerel halkın katılımı olmadan yukarıdan aşağıya alınır ve bu genelde planlamayı, uyuşmazlıkları ve diğer problemleri kavrayamama ve bunlara karşı durmayla sonuçlanır.

İyileştirme projeleri sadece mimari tasarım egzersizleri değildir, karmaşık planlama, ekonomik, legal ve finansal sorunlarla da uğraşılır. Limanlar yönetimsel ve politik bağımsızlıkları artıkça diğer limanlarla olan rekabetlerinde daha çok imkan elde etmişlerdir. Liman ekonomileri ve kent planlaması birbirlerine karşı gibi düşünülmemelidir fakat kentsel gelişim politikaları bu yaygın menfaatleri izlerler.

Yerel seviyede, dağınık ve parçalı olan planlama yetkileri çok daha etkili bir şekilde bir araya getirilmeli ve organize edilmeli. Liman yerleştirme, kalkındırma ve iyileştirme planlamaları kentsel planlamanın bir parçası haline gelmeliler. En iyi çözümler eski strüktürü sürdüren ve ona yeni gelişmeleri entegre eden çözümlerdir.

İstanbul gibi limanların iyileştirilmesinde arkadan gelen, geç kalmış bir kent için dünyadan öğrenilecek çok deneyim var. Küreselleşme bağlamındaki modellerin taklit edilmemesi gerektiği gibi planlama ve uygulama sürecine bütün yerel aktörleri entegre ederek lokal tarih esas alınmalıdır. Projeler kamu binalarına uygun ve varolan strüktürlerle rekabet eden değil onları tamamlayıcı olmalıdırlar.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.