Ahşap, cam, çelik ve bambu gibi doğal malzemeler kullanarak, doğayla bütünleşen tasarımlarılara imza atan ünlü mimar Kengo Kuma, 1 Nisan 2009 Çarşamba günü Yapı Endüstri Merkezi ve Mimarlar Odası işbirliğiyle düzenlenen konferansta tasarımlarından örnekleri ve deneyimlerini dinleyicilerle paylaştı.
Krizde tasarımın değiştiğini söyleyerek söze başlayan Kuma, Japonya'da 1992 yılında kriz sırasında tasarladığı bölgenin belediye başkanı tarafından kesilen bir dağı yeniden oluşturduğu yapının hikayesi ile devam etti. Doğayla mimariyi buluşturmak istedim diyen tasarımcı 3 yılın ardından binanın tamamen dağ ile bütünleştiğini ekledi ve mimarlık dergilerinin bu yapıyı yayınlamak istemediklerini belirtti.
1995 yılında Kitakami Nehri'nin kıyısında tasarladığı manzaranın bir parçası olan müzenin de yine nesneye karşı bir tasarım olduğunu söyleyen Kuma, taksi şoförlerinin binayı bulamadığını dipnot olarak ekledi.
Bruno Taut'un kendisi ve tasarımları üzerindeki etkisinden bahseden Kuma, kendisi ve İstanbul arasındaki bağın bu Alman mimar aracılığıyla kurulduğunu söyledi. Taut'un tasarımlarının daha küçükken hayatına girdiğini söyleyen Kuma, babasının aldığı Taut tasarımı tahta kutuların önünde tasarımlarını yaptığını belirtti.
Lotus House
Kuma, projelerinde genellikle yerel malzemeleri kullandığını, betonu sevmediğini, betonun iç - dış mekanları birbirinden ayırdığını ve yapılarında klima sistemi kullanmayı sevmediğini konuşması sırasında sık sık dile getirdi. Tasarımlarında eski yerel yapı sistemlerini yeni teknolojilerle birleştirerek ve güçlendirerek kullandığını gördüğümüz Kuma, doğanın günümüzde bile büyük bir olanak olduğunu da vurguladı. Kuma, Japon marangozların "bir bina için en iyi materyal arkasındaki dağdan gelendir" sözünü de çok önemsediğini söyledi.
Kuma'nın tasarımlarında kullandığı yerel malzemeleri ise şöyle sıralamak mümkün; 1997'de tasarladığı Noh Müzesi'nde kullandığı pirinç kağıt; bambu; yerel taş ocaklarından alınan taşlar; Japonya'da sadece bir köyde kullanılan ve hem nemi hem de ısıyı kontrol edebilen kerpiç.
Bütün bu malzemeleri yapı mühendisi ekip arkadaşıyla yeni teknolojilerle güçlendirdiklerini söyleyen Kuma bu tip yerel malzemelerle ürettiği tasarımlarından örnekler verdi.
Projelerinin ardından çeşitli sanat ve mimarlık fuarları için plastik karton, ambalaj hatta şemsiye kullanarak yaptığı geçici tasarımlardan bahsetti.
Kuma, "beton mekanların çeşitliliğini öldürüyor, her ülkenin kendine özgü malzemeleri var ve bunları kullanmak gerekiyor" diyerek sözlerine son verdi.