Örneğin eskil çağın bir Priene kenti tasarımı, vatandaş olarak onayladığı insanı temel alıyordu. Bizim bugünkü uygulamalarımız böyle değil oysa.
Karşı çıkamadığımız ya da tembelliğimize geldiği için "küreselleşme süreci" yalanıyla, elle gelen düğün bayram olarak göstermeye çalıştığımız "değişim-dönüşümler" kimin için yapılıyor?
Tüm insanlar için mi? Yoksullar için mi? Yoksa yalnızca satış, para, çıkar için mi? Kim tersini kanıtlayabilir?
- Dengeli ülke kalkınması amacına oturtulmuş bölge planlamasına dayalı kent tasarımımız, kent ölçütlerimiz, bu ölçütlerde tutarlığımız, kimlik, anlam çözümlemelerimiz var mı bugün?
- Kentlilerin barınma, konut hakkını bir sosyal hak olarak görüp, ona göre bir planlama yapıyor muyuz?
- Kentlerimizin doğal, kültürel değerlerini koruyabiliyor muyuz?
- Sağlıklı kentsel işlevler, olanaklar dengeli mi dağılıyor?
- Kentlilik bilinci aydınlarımızda bile var mı?
- Yeterli düzeyde kültürel-soysal donanım var mı kentlerimizde?
- Gelişmeye açıklık, seçenekler, özgürlükler sunabiliyor muyuz kentlerimizde?
- Bugün için yalnızca politika ve ekonomiyle bitimli kent olgusuna kültür, bilgi akımını sağlayabiliyor muyuz?
- Sağlıklı, güvenli bir yaşamımız var mı?
- Kentliler arasındaki iletişimi en üst düzeye çıkartacak düzenlemeleri yapabiliyor muyuz?
Bütün bu soruları olumlu yanıtlayabildiğimizde, kentlerimiz geleceğin kentlisini, insanını yetiştirebilecek ortamları sunabilirler.
Yalnızca, yasal, parasal denetlemeye bile kapalı TOKİ uygulamalarıyla değil elbette...
Araştırmacı-yazar Avusturyalı Helmuth Uhlig'in deyişiyle "Avrupa'nın anası Anadolu"muza yakışan yerleşmelerimizi yaratabilmek için yukarıdaki sorulara olumlu yanıt verebilecek biçimde, sosyal-kültürel donanımlarını tamamlamalıyız yerleşmelerimizin.
Yeni oluşan kent bölgelerine, oturanların sayısına göre çok işlevli toplanma yerleri, yaygın eğitim olanakları; sanat, zanaat işlikleri; spor, sergileme oylumları, sağlık düzenekleri sağlamalıyız hemen... Her mahalleye bir "Emek Evi" diyorum öteden beri...
Tarihsel kültür özeklerimizi, kalıtımızı, yeni-eski tüm kentlilerce yararlanılabilir kılmalıyız. Ulaşımı da buna göre düzenlemeliyiz. TOKİ uygulamalarıyla, duvarlarla çevrili, neredeyse pasaportla girilebilen "getto" siteler yapmakla, ne kent yaratılır ne de kentli!..
Takip
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!