Bursa'da ve çevre illerimizde binlerce vakıf eseri var. Ama bunları onarmaya ne Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ne de kentin bütçesi yetiyor. En acil olanından başlanıyor ama tamamını onarmak ve turizmin hizmetine sunmak o kadar kolay bir iş değil. Hepsini tamir edebilmiş olsaydık bugün ilimize yılda sadece 90 bin turist mi gelirdi?
Geçenlerde Vakıflar Bölge Müdürü Mürsel Sarı'yı ziyarette kendisinden Bursa'da yürütülen restorasyon çalışmaları hakkında bilgi aldık. Kaynak olsa yapılacak o kadar iş var ki. Ama eldekilerle en fazla eseri tekrar eski muhteşem görüntülerine kavuşturma çabası veriliyor.
Sarı yapılan işleri anlatırken Bursa'da çıtanın giderek yükseldiği gözümüze ilişti.
Örneğin 2004'te 1 milyon TL'lik bile onarım ancak yapılırken, 2008'de tarihi eser onarımlarına harcanan rakam 10 milyon TL'yi aşmış. Yani 4 yılda onarıma ayrılan rakam neredeyse 10 kata ulaşmış.
Yetiyor mu? Tabii ki yetmiyor. Bölge Müdürü Sarı da zaten Vakıflar'ın gelir kalemlerinin çok üzerinde bir onarım bütçesinden bahsediyor. Örneğin ülke genelinde 120 milyon TL'lik bir onarımdan söz ediliyor.
Bursa'da geçen yıl 20 eski eser onarılmış. Buna 4 iş hanı ve 20 vakıf konutunu da kattığınızda yapılan iş hiç de azımsanmayacak boyutta. Bunların içinde hanlar, hamamlar, imaretler, camiler de var. 2009 yılında ise tam 37 eser restorasyon programına alınmış. Kurul izni alınır alınmaz buralarda da çalışmalara başlanacak. Bursa'daki Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün başında bu kuruma yıllarca müfettiş olarak hizmet etmiş, vakfın her kuruşunu kılı kırk yararak harcayan bir isim var. Aynı zamanda Bursa ile birlikte Bilecik, Sakarya ve Kocaeli'ndeki eski eserlerin sorumluluğu da kendisinde. Sarı, Bursa'da yapılanları sıralarken gözümüze ilginç ayrıntılar ilişti. Vakıflar eldeki mülkleri iki yolla değerlendiriyor.
Bunlardan ilki kat karşılığı değerlendirilen mülkler. Buralar arsa niteliğinde olup genellikle müteahhitlere kat karşılığı yaptırılıyor. Bu yolla elde edilen gayrimenkul kiralanarak gelir sağlanıyor. İkinci yöntem de yap-işlet-devret modeli. Burada da Vakıflar'a ait mülkler belirli bir süre kullanım karşılığı yüklenicilere devrediliyor.
Bu yolla Dobruca Ayvalıçukur'daki bir mülkten elde edilen 925 metrekarelik bir de dubleks villa var. Kat karşılığı verilen arsadan sağlanan bu villa geçtiğimiz günlerde kiraya verilmek istenmiş. Aylık bin 200 TL bedelle villayı kimse kiralamak istememiş. İki katlı bu lüks villa kiracı bulduğunda Vakıflar buradan iyi bir kira geliri almaya başlayacak.
Yapılan ve onarılan işler sıralanırken bir başka ayrıntı daha dikkatimizi çekti.
Karacabey İzmir Yolu üzerinde yıllarca kaderine terk edilen ve ilgisizliğe inat ayakta kalmakta direnen meşhur Issız Han da onarılarak butik otele dönüştürülmüş.
Bölge Müdürü Sarı, Issız Han'ın 12 odalı, 19 yataklı butik otele döndürülerek buradan da ayda 2 milyar lira gelir kazanmaya başladıklarını anlatıyor.
Gördüğümüz fotoğraflar Issız Han'ın tekrar muhteşem günlerine döndüğünü müjdeliyor. İzmir Yolu'ndan her geçişimizde hemen hepimizin gözüne çarpan tarihi kervansarayın bugün turizmin hizmetine sunulmuş olması gerçekten sevindiricidir. Görme fırsatı bulmadığımız bu güzel eseri önümüzdeki günlerde yerinde incelemek istiyoruz.
Bursa'da buna benzer daha ayağa kaldırılacak onlarca ata yadigarı eseri var. Bunları kaderine ve ilgisizliğe mahkûm etmeye vicdanlar izin vermez. Vakıflar'ın sadece Bursa'da değil, İznik, Sakarya'da Bilecik'te Kocaeli'nde de onlarca tarihi eseri var.
Vakıflar daha çok kaynağa sahip olduğunda hem kentimiz, hem de Vakıflar'ın sorumluluk alanındaki diğer illerdeki eserler tek tek ayağa kaldırılacak. Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün başında bu işe gönül vermiş, kuruma uzun yıllar denetçi olarak hizmet etmiş değerli bir isim bulunuyor. Sarı'nın her geçen yıl onarılan eser sayısını artırarak, kendi çıtasını da yükselttiğini düşünüyoruz. Tabii ki Bursa'da yükselen çıtanın Ankara'da da göze çarpması gerekiyor. Çarpacak ki Bursa'daki eserlere ayrılan kaynak daha da artsın. Mürsel Sarı ve ekibini Bursa'ya yeniden kattıkları ecdad eserleri için tebrik ediyoruz.