"Gerçi, biz müteahhitler dünü aldığımız yaraların büyüklüğüne, yarını ise resmi rakamlara değil, bugün yaşadıklarımıza bakarak kestirmeye alışkınız. Bu nedenle işimiz nispeten daha kolay. Ama ekonomiyi yönetenler ve yorumlayanlar için geçmişe dönük rakam değişiklikleriyle bazen gün içinde farklılaşabilen istatistiklerle başa çıkmak hiç kolay olmasa gerek."
Erdal Eren, TÜİK'in rakamları geçmişe dönük olarak değiştirmesini eleştiriyor; "Bir bakıyoruz, sektörümüzün küçüldüğünü zannettiğimiz dönemde büyümüşüz, büyüdüğünü sanıp sevindiğimiz dönemde küçülmüşüz" diyor.
Gündem 2009 toplantının konuk konuşmacısı Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ise konuşması sırasında Eren'e rakam değişiklikleriyle ilgili olarak tek cümlelik bir yanıt veriyor. Ekren, TÜİK'in gerekli gördüğü durumlarda rakamları revize ettiğini söylemekle yetiniyor.
Yeniden Erdal Eren'in konuşmasına dönelim. Hükümetin, geçen yıl ortasında GAP, DAP (Doğu Anadolu Projesi) ve KOP (Konya Ovası Projesi) olmak üzere üç önemli yatırım projesine ağırlık verileceğini, bu projelerin 2012'ye kadar tamamlanacağını ve eylem planlarının hazır olduğunu ve gerekli yatırımlar için 2.3 milyar dolar ayrıldığını açıklaması, belli ki müteahhitlerin ağzına sürülen bir parmak bal olmaktan öteye geçmemiş. Bu süreçte Karayolları ödenekleri 2.5 kat artırılmış, benzer şekilde DSİ bütçesinde artış yapılmış. Erdal Eren'e kulak verelim:
"Böylece, uzun bir dönemden sonra nihayet geçen yıl, yılsonuna kadar Karayolları ve DSİ şantiyelerimizde çalışma imkanı bulduk. Tüm bunları hükümetimizin krize rağmen altyapı yatırımlarına verdiği önemin kanıtları olarak değerlendirdik ve memnuniyetle karşıladık. Ancak, 2009 yılı bütçesi ile ilgili olarak yılbaşında alınan karar doğrultusunda yatırım ödeneklerinde yüzde 16.5 kesinti yapılmış olması, 2009 yılında inşaat sektöründeki küçülmenin önüne geçilemeyeceği endişesi yaratmış bulunuyor. Oysa, global krizle mücadele için G-20 ülkeleri başta olmak üzere, hemen hemen tüm hükümetler kamu altyapı yatırımlarını artırmayı ve böylece kamu finansmanı ile inşaat sektörünü canlandırmayı en öncelikli çare olarak benimsediler. Dolayısıyla IMF müzakereleri dahil hükümetimizin bu kararlılığını devam ettirmesi bu dönemin en önemli stratejisi olacaktır."
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ise konuşmasında daha çok makro değerlendirmeler yaptı. Ekren'in altını ısrarla çizdiği bir konu vardı; "temel makro göstergeler hafif bir toparlanmaya işaret ediyorsa da, henüz kriz bitmemişti". Nazım Ekren, ekonomik verileri değerlendirmede, bir yıl öncesine göre yapılacak kıyaslamanın yanı sıra, eğilimi görmek açısından bir önceki aya göre olan değişime bakmanın da gerekli olduğunu bir kez daha vurguladı. Başbakan Yardımcısı Ekren'e göre; kapasite kullanımı, sanayi üretimi, reel kesim güven endeksi ve tüketici güven endeksi, bu şekilde değerlendirilmesi gereken en önemli verilerdi.
Müteahhitler için kredi mektuplarında zaman zaman yaşadıkları sorunların çözümü büyük önem taşıyor. Bakan Ekren, kredi mektubu garanti fonuyla ilgili çalışmaların henüz olgunlaşmadığını, bu yüzden detaylı bir açıklama yapma durumunda olmadığını belirtti. Bu da, belki bu konuda bir müjde beklemekte olan müteahhitler arasında biraz hayal kırıklığı yarattı.