Haberler

Müze projesi İzmir'in kaderini değiştirir

Tarih: 11 Mayıs 2009 Kaynak: Milliyet Yazan: Banu Şen
Milliyet Ege'nin yeni yazarlarından, ekonomist Dr. Ali Nail Kubalı ile İzmir Sanat'ın bahçesinde sürdürdüğümüz sohbetin konusu; kente kazandırılacak dev arkeoloji müzesi. Aslında Kubalı, bu güne kadar bulduğu her fırsatta konuyu dile getirmişti. 30 Ocak 2006 günü yayımlanan Milliyet EGE'nin, "EXPO için ilk öneri" başlıklı manşeti de onun bu önerisi üzerine kurulmuştu. EXPO 2015 İzmir için Dr. Ali Nail Kubalı, arkeolojik zenginliğin değerlendirilmesi önerisinde bulunmuştu. 8 bin yıllık arkeolojik zenginliğin değerlendirilmesini isteyerek, "Dünyanın bir numaralı arkeoloji müzesi" projesinin bu iş için biçilmiş kaftan olacağını söylemiş şöyle devam etmişti: "Bu projeyi müzenin mimarisi çekim merkezi haline getirecek. Çağın Michelangelo'su sayılan bir mimar hazırlayacak. Ege'ye özel mimariyle yapılacak. Taklit edilemeyecek. Sadece Türkiye'de değil, dünya sanat ve mimari çevrelerinde de çok konuşulacak. İzmir Dünya Medeniyetleri Tarih ve Arkeoloji Müzesi kentin sembolü de olacak. Tabii bunun bir maliyeti var. ABD'nin St. Louis halkı, Missisippi Nehri'nin kıyısına tamamı paslanmaz çelikten dünyanın en yüksek abidesini dikti. İspanya'nın Bilbao kenti de mimari harikası Guggenheim Müzesi'ni yaptı. Her iki şehir de bu sayede dünyanın ilgi odağı oldu, her yıl ortalama 1.5 milyon turist çekmeyi başardı." İzmir EXPO 2015'i düzenleyecek kent olamadı ama Kubalı, hala projenin peşinde.

Kubalı, bugünlerde yine gündemde olan; İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan kabul gören müze projesi gerçeğe dönüştüğünde İzmir'in kaderinin nasıl değişeceğini anlattı.

İzmir niye küçülüyor?
İzmir'e dev bir arkeoloji müzesi kazandırma düşüncesini ilk siz ortaya attınız. Ve bugünlerde yine gündemde. Bu düşünce nasıl doğdu?
- Fikrin temelinde İzmir'e dünyada bir numara olmayı hedefleyen bir arkeoloji ve tarih müzesinin açılması var. Bunun arkasında da ekonomi biliminin bilimsel bir gerçeği bulunuyor. İzmir'de senelerdir hep konuşulur İzmir'in küçüldüğü, şirketlerin eğitimli insanların başka şehirlere gittiği... Ama kimse bunun teorik temelini ortaya koymaz. Ben "İzmir niye küçülüyor? dedim. Farklılıkları ortadan kaldırmak, dengesizlikleri dengeye getirir. Bu fark belli bir oranı aşarsa büyüyen kent lehine olmumlu bir durum oluşur. Kısır döngünün tam aksi... Olumlu denge olursa, kent büyür. Metropol olur. Yanındakiler megapol, uzağındakiler kaynak kent olur. Fabrikalar gelişir, iş gücü akıtır, yatırımlar artar... Bu etkileşimdir. Talep olduğu için arz da gelişir. Arz talep dengesiyle o bölge büyür. Küçük bölgelere bunun yansımamasının imkanı yok. O da o bölgeye kaynak vermeye başlar. İzmir böyle bir konumdaydı. Bu konumdaki bir kent için bu bir kader midir? Buna bakmıştım.

Kongreler kenti böyle olmaz
İzmir'in kaderini de böyle bir projenin değiştireceğini söylüyorsunuz. İzmir'in dev arkeoloji müzesini nasıl düşünüyorsunuz?
- İzmir "kongreler kenti" olsun deniyor. Dünyanın her yerinde kongreler yapılıyor. Ancak o kongrelerin yapılacağı kentlerde ilginç şeyler aranıyor. Güzel Sanatlar Fakültesi'nin dekanının da olduğu bir toplantıda, "Son 50 yılda İzmir'de yapılmış bir sanat eseri gösterebilir misiniz?" dedim. Düşündüler, düşündüler ve "Yok" dediler. Tabii gelmezler bize... İzmir bir çok medeniyetin merkezi olmuş bir kent. Ancak bu medeniyetlerin nadir eserlerini biraraya getirebilecek bir bina yok. Bu eserleri, dünya çapında bir mimarın yaptığı binada biraraya getirebilirsek eğer, tüm dünyanın tanıdığı bir kent olur. O zaman Türkiye Avrupa'nın bir parçasıdır da diyebiliriz. İzmir ekonomik olarak kaderini böyle değiştirebilir.

Yarısını devlet bulsun
Böyle bir müze ne kadara mal olur?

- Çok pahalı bir proje. Bu projenin büyük bölümünü devlet karşılamalı. Müzeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı. 250 milyon dolara mal olur. Çok gibi görünüyor ama aslında kongre ve turizm merkezi yapmak için gerekli olan projeye gereken para, bunun çok üzerinde. Planlaması ve inşaatıyla 5 yıllık bir proje. Her yıla 50 milyon dolar düşüyor. Bu fikri ortaya attığımda "Devlet yarısını bulsun diğer yarısını ben bulmayı garanti ediyorum" dedim. Avrupa Birliği de destek olur.



Dünya çapında proje
İlk ne zaman gündeme getirdiniz?

- Ahmet Piriştina'nın ikinci defa aday olup kazandığı seçimlerde, CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel ile birlikte gönüllüler projeleri için biraraya geldik. Herkesin konusu ayrıydı. Biz kent ekonomisi ile ilgileniyorduk. Bu hazırlıklar yapılırken, bizim raporun içine kendi fikrim olarak bu müzeyi de koydum. O gün bugündür elime geçen her fırsatta da bunu söylüyorum. Bir grubumuz vardı 2 dönemdir toplantılarını yürüttüğümünüz. Bu grup da benimsedi ve valilere, belediye başkanlarına bir sunum yaptık. Sonuçta bu fikri orada da herkes benimsedi. Yaklaşık bir buçuk sene önce de tesadüfen bir toplantıda, bir il genel meclisi üyesi izlemiş ve gündeme getirdi. İl Genel Meclisi'nde kabul gördü. Ancak kaynakları yoktu. Şimdi tam ne oldu ne bitti bilmiyorum. Ancak Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın benimsediğini söylediğini duydum. İzmir'de bir mega müze yapılacağını söyledi. Yapılacak gibi görünüyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken; büyük bir etki yaratacak müze olması... Eğer böyle bir etkisi olursa anlamlı olur. Radikal bir mimar ve radikal bir proje olmalı. Dünya çapında bir küratör tayin edilebilir. Bunun bir mütevelli heyeti olur. O heyete sadece bakanlar, belediye başkanı değil; Türkiye'de yapılan yaklaşık 100 kazının başkanları var, onlardan da dahil olanlar olur. Bir de hep "radikal uluslararası mimar" diyorum. Bizim de çok değerli mimarlarımız var ancak burada mimarın ne kadar mükemmel olacağı değil, eseri ne kadar duyuracağımız önemli. Amerika'daki projeyi de Bilbao'dakini de oranın mimarları yapmadı. Böyle bir anlayışta olmamız lazım. Bu kadar sık, birbirine yakın tarih ve bir çok medeniyetin bırktığı eser kimsede yok. Bunları eğer böyle bir yapıyla duyurabilirsek çok büyük turist çeker. Duran motoru çalıştırmak için de fedakarlık yapmamız lazım.


St.Louis ve Bilbao kentleri örnek
Yurtdışında etkilendiğiniz bir kent modeliyle ilgili hikayesi de varmış sanırım...

- Bir burs kazanıp Amerika'ya gitmiştim. Gittiğim yer, Chicago'nun 4 - 5 saat güneyinde, St. Louis kentiydi. İstanbul - İzmir gibi bir gelişimi vardı. İzmir'de duyduğunuz yerinde sayma, küçülmeyle ilgili her şeyi orada da duyabilirdiniz. Sonra bir gün kentin akil adamları; rektörler, ticaret odası, belediye başkanı gibi, bir araya geldiler. Finlandiyalı dünyanın bir numaralı mimarı ve şehir planlamacısı Eero Sacrines'e gittiler. "Ne yapabiliriz?" diye sordular. Tavsiyesi şu oldu: "Yerleştirmesi zor ama olağanüstü bir abideyi buraya yapalım, altında bir yeraltı müzesi olsun Tarih ve arkeoloji müzesi olsun bu... Geçiş kenti olan bu kenti sembolize eden bir abide olsun." Sonra paslanmaz çelikten, geçiti sembolize eden dev abide yapılmaya başlandı. Daha inşaat aşamasındayken St. Louis'de müthiş bir şey oldu akın akın turistler gelmeye başladı. Ondan sonra da kent müthiş bir gelişme gösterdi. Hilton, Sheraton gibi oteller yatırım yaptı. Ben de orada öğrenciyken, tesadüfen, bu projeyi yönlendiren kurumda part-time çalışıyordum. O zaman "İzmir'de de olsa" diye düşünmüştüm. Bundan 8 - 10 sene önce de benzeri bir olay İspanya'nın Bask Bölgesi'nde Bilbao kentinde yapıldı. O tarihe kadar kimse tarafından bilinmeyen, küçülmekte olan kent, Eta terörünün de merkeziydi. Sanayi taşınıyordu. Burada da kentin akil insanları "Neler yapabiliriz?" dedi. Dünyanın bir numaralı mimar ve şehir planlamacısı Kanadalı Frank Gehry'e gitti. Ona danıştı. O da, kentin çökmekte olan bu bölgesine "Dünya çapında bir sanat müzesi yapalım" dedi. İçine de dünyanın en geniş kolleksiyonlarından birine sahip Guggenheim ailesinin koleksiyonunu koyalım dedi. Aile de razı oldu. Ve Bilbao kentinde Gehry, bu müzeyi yapmaya başladı. Tamamen titanyum kaplı ve ultra modern bir bina yaptı. Daha inşaatı devam ederken bile tıpkı St. Louis'deki geçit anıtı gibi yılda 1 buçuk milyon turist geldi. Bilbao gelişti. Dünyadaki büyük kuruluşların kongreler yaptığı, ilgi çeken bir yer haline geldi.

İzmir'i sembolize edecek
Ne zaman nereye yapılacağı konusunda her hangi bir gelişme var mı?

- İlk düşünce İnciraltı'ydı. Orada geniş bir alan var. Fakat sonra grupta bunu tartıştık. Ortaya güzel fikirler atıldı. Kadifekale altından, Agora Tiyatrosu ve oradan da aşağı indiğinizde Konak Meydanı karşınıza çıkıyor. Eğer Konak'a yapılırsa meydan o binalardan kurutulabilir. Varyant'tan aşağıya bir bağlantı da entegre edilebilir. Güzel bir yürüyüş yoluyla bağlanabilir. Saat Kulesi'nin tarihi değerini takdir ediyorum ama İzmir'i yeteri kadar sembolize edemiyor. İzmir'i sembolize edecek böyle bir yapı yapılırsa o zamn İzmir dünya haritasına girer. Dolayısıyla Türkiye de girer. Bu işle ilgili kendime bir rol beklemiyorum. Sadece İzmir için yararlı olduğuna inanıyorum. Kentte artık bu işi sahiplenen kişiler, kurumlar var. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Stratejik Plan'a aldı. Ktltür Bakanı Ertuğrul Günay da dile getirdi. İzmir basını takip ediyor. Şimdi tek korktuğum yanlış bir şey yapılmasın. Çünkü bu gerçek olduğunda en az yılda bir buçuk milyon turist gelecek. 10 senede şehrin kaderi değişecek. Bu olursa sizin kuşağınız daha güzel bir İzmir'de yaşayacak.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.