Muğla Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ve Metin Sözen hoca ile toplantı öncesi görüşme fırsatı buldum. Vali'nin Muğla ve beldelerinin yeni seçilen tüm belediye başkanlarını davet ettiği bu toplantıyı düzenlemesinin amacı, geniş bir sahil şeridine sahip belediye başkanlarına hem mesleki ve yasal mevzuatı anlatmak hem de Muğla ve ilçelerinin sadece deniz, kum ve güneşi ön plana çıkaran değil, 12 ay boyunca turist çekebilecek doğa, tarih, kültür ve mimari yapıyı da yani "kent kimliği"ni de ön planda tutan turizm anlayışını ortaya koymakmış.
Muğla mimarisi de tıpkı Safranbolu evleri gibi turist çeken özellikte. Ancak Muğla mimari değerlerini rant uğruna feda etmiş bir kent. Vali Altıparmak, Muğla mimarisini yeniden yaşatabilmek ve dolayısıyla kente kışın da turist çekebilmek için çırpınıp duruyor. Turizm için adeta savaşıyor. Kolay değil kısa süre içinde "turizm valisi" unvanını alabilmek.
Belediye başkanlarına hitap eden Çekül Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile Tavit Köletavitoğlu, "Kendi kültürümüzü ve kendi farklılığımızı yaratan destinasyonlar yapalım" derken şu mesajı vermeye çalışıyordu. Biz kentsel kalitemizi turistler için değil, kendi insanlarımız için yükseltelim ve koruyalım. Turistler de gelince, bizim kültürümüzü, farklılığımızı görsün, tatilini yapsın. Bu, ülkeye ve Muğla'ya daha yararlı olur. Metin Hoca'nın bu anlamlı mesajı toplantıyı izleyenleri son derece etkiledi.
Toplantıya katılan Bodrum, Marmaris, Datça, Fethiye gibi birer turizm markası haline gelmiş ilçelerle diğer Muğla ilçe ve belde belediye başkanlarına imar, çevre ve turizm konularında yasal mevzuata dayalı bilgiler de verildi.
Vali Altıparmak'ın seçimlerin hemen ardından böyle bir toplantıyı organize etmesi, yeni seçilen belediye başkanlarına yol haritalarını belirlemede kolaylık sağlayacak kanısındayım. Belediye başkanlarının toplantı sonrası değerlendirmeleri, toplantının yararlı olduğu yönündeydi.