Haberler

Erzurum Tam Bir Açık Hava Müzesi

Tarih: 14 Ağustos 2009 Kaynak: Türkiye Yazan: Behçet Fakihoğlu

Türkiye'nin en yüksek rakımlı Şehri Erzurum, dağlarla çevrili. Şehir, ovanın Palandöken eteklerine yakın kısmında kurulmuş. Yaz mevsiminin en sıcak günleri olmasına rağmen, hava serin; akşamları ceketsiz duramıyoruz, insanı ferahlatan, zindelik veren bir havası var...

Stratejik konumu, Erzurum'u tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri yapmış. Şehirde birçok medeniyetin izi bulunmakta, adeta bir açık hava müzesi. Yollar, sokaklar temiz, bakımlı. Bir medeniyet merkezi olduğu her haliyle anlaşılıyor.
Şehirde Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin şaheserleri bulunmakta.

Doğa Harikası Tortum Şelalesi
Erzurum'da görülmesi gereken Tortum Şelalesi, Tortum Gölü'nün son kısmında bulunmakta. Tortum Çayı'nın 48 metre yüksekten düşmesiyle meydana gelen çağlayan, vadideki bir dağın heyelan sonucu çayın önünü kapatmasıyla oluşmuştur. Oluşumu açısından dünyanın ikincisi, yüksekliği açısından dünyanın üçüncü çağlayanı kimliğine sahiptir.

Çifte Minareli Medrese
Erzurum'un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese'ye gidiyoruz. 13'üncü yüzyılın sonlarında İlhanlılar tarafından yaptırılmış, Anadolu Selçuklu Mimari geleneğine uygun açık avlulu, iki katlı ve iki minareli olan bu eğitim kurumu, Anadolu'nun en büyük medresesidir. İnci gibi işlenmiş çifte minare, kapı ve diğer süslemeler anlatılır gibi değil.

Hemen yanıbaşında, Saltuklular döneminde yapılmış Erzurum'un en eski camisi, Ulucami. Karşıda Erzurum Kalesi. Şehre hakim bir tepe üzerinde kurulu bulunan Erzurum Kalesinin surlarındaki Saat Kulesi her taraftan rahatlıkla görülebilmekte.
Biraz ötede Üç Kümbetler; tamamıyla kesme taştan yapılmış olan kümbetlerin 13'üncü yüzyıl sonu ve 14'üncü yüzyıl başına ait oldukları kabul edilmekte.

Üç kümbetler, Türklere ait diğer kümbetlere nazaran değişik planları, kullanılan malzeme ve süslemeleri açısından ayrı bir yer tutar.
Yakutiye Medresesi'ne yöneliyoruz. İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Cemaleddin Yakut tarafından MS 1310 yılında inşa edilmiş, bu dönemden günümüze kalan nadir eserlerden biri. Anadolu'daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü. Plan düzeni dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum'un en göşterişli yapılarından biri...

Tarihi eserlerin hepsini anlatmak ne mümkün. Ahmediye Medresesi, Lala
Paşa Camisi, Taşhan, diğer camiler, çeşmeler, türbeler, köprüler, kaleler... Dedim ya, tam bir açıkhava müzesi.

Bu tarihi şehirde gezerken, Osman Hattatoğlu durduruyor, Ayazpaşa Camiinin minaresini gösteriyor, "Ruslar tabyaları işgal ettikleri zaman işte bu minarede Osman Bedrettin Hazretleri sabah ezanı okuyor, etkileyici bir şekilde halkı direnmeye çağırıyor ve 7'den 70'e bütün Erzurumlular bu mübarek zatın sözünü tutuyor, Ruslar püskürtülüyor..."

Camiye, minareye bir daha bakıyor, o mübarek zatı ve insanların sel gibi tabyalara aktığını hayal ediyorum... Erzurum ve Dadaşlar gönüllerimizde boşuna taht kurmamış...

Erzurum'un 2.5 kilometre güneydoğusunda, Palandöken dağının eteğinde bulunan Abdurrahman Gazi Türbesine gidiyoruz. Peygamber efendimizin sancaktarı olduğu söylenen bu mübarek zatın türbesi her zamanki gibi dolup, taşmıştı. Erzurum'a hakim olan burada tarihi bir cami de yapılmış.
Destanlara mekan olmuş Erzurum Tabyalarına gidiyoruz. Baskın ve istilalardan şehri korumak amacıyla, şehrin çevresinde, görüş açısı yüksek tepelere inşa edilmiş 22 stratejik yapı. İçlerinde karargah binaları, askeri barınaklar, eğitim sahaları, yemekhaneler, sarnıçlar, pusu odaları yer alan bu tabyalar; bazen tek, bazen de birkaç büyük yapının birleşiminden meydana gelir.

Tamamı kesme taşlardan yapılmış tabyaların en önemlileri, şehrin hemen doğusunda bulunan Mecidiye ve Aziziye Tabyalarıdır.

Aziziye Tabyası'nın girişinde Aziziye Anıtı ve iki tarafta bulunan toplar, bizi o günlere götürüyor. Az ötede de Nene Hatun Türbesi... 93 Harbi olarak anılan, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, bu tabyaların savunmasında diğer Dadaşlar gibi kahramanca çarpışmış. 20 yaşında genç bir gelin iken, küçük yaştaki oğlunu ve kızını "Sizi bana Allah verdi, ben de O'na emanet ediyorum" diyerek evde bırakıp savaşa giden kahraman hatun... Mezarı anlamlı bir yerde, savaştığı mekanda.
Tabyanın birimlerini geziyor, hakim yerinden Erzurum'a bakıyorum. Bütün Erzurumluların tabyaları kurtarmak için geldikleri günü hayal ediyorum...
Az ötede bulunan Mecidiye Tabyası'na gidiyor, kesme taşlardan yapılmış binanın azametinden çok etkileniyorum. Bu tabyalar halka açık. Herkes gidip gezmeli, görmeli. Bu topraklar uğruna ne bedeller ödendiği iyi anlaşılmalı...

Kayak Merkezi Palandöken
Türkiye'nin en önemli kayak merkezlerinden birine, 4 kilometre güneye, Palandöken Dağları eteklerine gidiyoruz. Palandöken Kayak Merkezi'ndeki pistler, dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. Pistlerin toplam uzunluğu 28 kilometredir. Palandöken Dağı'nda 5 ve 4 yıldızlı konaklama tesisleri, kayakevi, günübirlik tesisler ve restoranlar bulunmakta. 35.000 kişinin kayak yapabileceği bu pistler, uluslararası yarışmalar ve kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği bir kapasiteye sahiptir.
Erzurum'un güzellikleri elbette bunlarla sınırlı değil. Yaylaları, dağları ve Çoruh Vadisi'yle olağanüstü güzellikler sunan bu özel vatan parçası mutlaka görülmeli..

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.