Plan yapacaklardı.
Toprağı, havayı, suyu!
Tarihi, coğrafyayı.
İnsanı, hayvanı.
İç göçü, dış akışı.
Ne varsa; şehri şehir yapan her faktörü, her değişkeni, her veriyi, bilimin ve ilmin evrensel ölçüleri açısından inceleyip; nüfusu şu anda 12 milyon olan ve 2045'te 20 milyona ulaşacak İstanbul kentinin 30 yılını planlayacaklardı. Bu şehir; Ankara'daki başbakan, bakan, milletvekili ve iktidar partisi kodamanlarının iki dudakları arasından çıkacak kararlarla; onların istediği ve sonucu topluma çok pahalıya malolan çarpık büyümelere, orman alanları ile su havzalarını yok etmeye dur diyecekti.
Şehri rantlar yönetmeyecekti.
Şehri akıl, bilgi, ahlak yönetecekti.
Şehir demokrasisi doğacaktı!
Rantlar, Ankara'daki egemenlerin yakını-partidaşı-arkadaşı-namazdaşı-tarikatdaşı birilerine akmayacak, az sayıda kişi şehir rantı zengini olamayacak; "İstanbul Çevre Düzeni Planı" yapıldığı için kenti yönetenler, rantların yine kent halkının kullanımına dönmesi yönünde kararlar alabileceklerdi.
4 yıl çalışıldı.
Trilyonlar harcandı.
Plan yapıldı.
Ankara'daki Başbakan, İstanbul'da partisinin adayı Belediye Başkanı'na; 530 bilim insanının 4 yıl çalışarak yaptığı; üçüncü köprüye yer vermeyen fakat onun yerine daha çok metro yolu, daha çok tramvay yolu, Boğaz'ı deniz altından geçecek daha çok tüp yolu öneren planın çöp sepetine atılmasını istedi.
Başbakan, padişahlaştı.
Padişah Başbakan emretti.
Belediye Başkanı etek öptü.
Plan çöp sepetine gitti.
Halk eşek yerine kondu.
Padişah, "Köprü yapılacak" dedi.
Helikoptere bindiler.
Padişahım işaret ediyor.
Güzergâh saptanıyor.
Demokrasi hançerleniyor.
Bu arada Türkiye halkını da; "Kürtlere demokrasi açılımı yapacağız" diye uyutuyorlar. Eski aşiret ağası yeni vahşi kapitalist bölücü Kürtçülüğü okşayıp, "Türk ile Kürt'ü birlikte yaşamaktan" soğutuyorlar. Çöp sepetine giden planı yapan 530 bilim adamına, 4 yıl boyunca ayda ortalama en düşüğü 3 milyar lira (3 bin YTL) ile en yükseği 6 milyar lira (6 bin YTL) arasında maaşlar ödediler. 530 bilim insanın altına otomobiller, yanlarına işçiler, memurlar, teknisyenler verdiler. Hocalara maaşlarını ve plan için tüm harcamaları belediye şirketi BİMTAŞ ödedi. BİMTAŞ Genel Müdürü Ahmet Ağırman'a "Bu harcamaların tutarı kaç trilyon liradır, İstanbul halkının parasıdır, söyleyin yazacağım; halk öğrensin..." diye haber bıraktım.
3 gün geçti.
Müdür susuyor!
Belediye Başkanı susuyor.
Padişah Başbakan da susuyor.
530 bilim adamı da susuyor.
Benim yaptığım tahmini hesaba göre, 4 yıl boyunca bu planın hazırlanması için hocalara maaş olarak eski parayla 100 trilyon liradan fazla para aktı.
Yapılan plan ise çöpe gitti.
Niçin diye sorun.
Ben devam edeceğim.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!