Haberler

Deniz, bir gün var bir gün yok

Tarih: 18 Mart 2010 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Erkut Şahin
Bir gün önce gittiğimiz ve binlerce insanın yüzdüğü, teknelerin ağır ağır sallandığı plajda bugün deniz falan yok. En az 1 kilometre çekilen deniz, giderken hemen hemen bütün canlıları da beraberinde götürmüş.

Mozambik'te hayat standartlarının pek de yüksek olmadığını daha önce de belirtmiştik. Ama şimdi gittiğimiz yer fakirliğin bile sınırlarının zorlandığı bir bölge...

Terk edilmiş gibi duran demiryolu boyunca yürürken, iki çift meraklı göz bizleri süzüyordu. Sessizce peşimize takıldılar... Sokak olduğunu düşündüğümüz patikaları andıran aralardan geçtikten sonra onların "ev" olarak adlandırdığı kamışlardan yapılmış küçük kulübelerden birinin bahçesine girdik. Peşimizdeki minik zencilerin sayısı bu arada 10'u geçmişti. Onlar bizi şaşkın bakışlarla izlerken, Maputo'nun kamış evlerindeki sefalet tokat gibi suratımızda patlamıştı.

Kamış ev

Kamış evler adı üzerinde kamıştan yapılmış son derece basit yapılar. Sayısı da bir hayli fazla. İnsanların durumu gerçekten perişan. Çoğunun hiçbir işi yok. Başka bir evin önünde oturmuş kadınlı çocuklu gruba yaklaşıyoruz. Fakirliklerinden utanıyorlar olsa gerek fotoğraf çekmemizi pek istemiyorlar. Afrika seyahati boyunca yediğimiz en büyük darbeyi daha fazla taşıyamayacağımızı görüyor ve yavaşça oradan uzaklaşıyoruz.

Niyetimiz gemi ile yakınlardaki bir turistik adaya gitmek. Limana iniyoruz. Balıkçılar avdan dönmüş bir hareketlilik var. Ancak bizi adaya götürecek gemi yok. Çünkü günlerden pazartesi ve o gün adalara sefer olmadığını öğreniyoruz. Elbette günü boş geçirmeye hiç niyetimiz yok. Birden bizi gezdiren arkadaşımızın aklına bir fikir geliyor. 'Biraz bekleyin çok şaşıracaksınız' diyor. Arabamıza atlıyoruz ve yönümüzü bir gün önce gittiğimiz plaja çeviriyoruz. Plajın olduğu yere vardığımızda olağanüstü bir doğa mucizesi bizi bekliyor. Kelimenin tam anlamıyla şok oluyoruz. Çünkü dün binlerce insanın yüzdüğü, teknelerin ağır ağır sallandığı plajda bugün deniz falan yok.

İn-cin top oynuyor

Aslında Mozambik'te medcezir yani gel git olayının yaşandığını daha önceden biliyoruz ama denizin bu derece çekileceği hiç aklımıza gelmiyor. Plajda in-cin top oynarken, gözümüzü kısıp deniz görmeye çalışıyoruz. En az 1 kilometre çekilen deniz, giderken hemen hemen bütün canlıları da beraberinde götürmüş. Arkadaşımız gelgit olayının 12'şer saat olmak üzere sürekli tekrarlandığını anlatıyor. Biz de buralara neden 'Büyülü Afrika' denildiğini birkez daha anlıyoruz. Bazı arkadaşlarımız kıyıda kalmayı tercih ediyor. Ancak benim 10 bin kilometre yol katettikten sonra Hint Okyanusu'na hiç değilse ayaklarımı sokmadan gitmeye hiç mi hiç niyetim yok. Ağır adımlarla 'Git!' peşine takılıyorum. Yerde küçük su birikintileri kalmış ama sıcakla birlikte hızla onlar da buharlaşıyor. Deniz bu kadar hızlı çekilmesine rağmen hiçbir balığın açıkta kalmaması dikkatimi çekiyor. Çekilen denize yetişemeyen görünürde sadece birtek canlı türü var; yengeçler... Yüzlerce, binlerce yengeç deniz kumu içinde açtıkları deliklere kaçışırken, mavi atlasın biran önce yeniden üzerlerini örtmesini bekliyor gibi. 1 belki de 1.5 kilometre yürüdükten sonra denize ulaşıyorum.

Karides ziyafeti

Hint Okyanusu ile kucaklaştıktan sonra ağır adımlarla geri dönüyorum. Arkadaşlarım kıyıdaki balık lokantasına oturmuş, buraya özgü karideslerin siparişini vermiş bile. Her biri tepeleme karides dolu tabaklarımız geliyor, afiyetle hepsini mideye indiriyoruz.

Artık sona geldik. Mozambikli dostlarımız akşam yemeğinde bizi Hint lokantasında ağırlıyorlar. Geç saatlere kadar süren sohbette evsahiplerine bizlere böyle bir deneyimi yaşattıkları için teşekkür ediyoruz. Artık dönüş için hazırız. Ancak yüreğimizde bir ağırlık var. Ailemizi, dostlarımızı özledik elbet. Ama geri dönerken kalbimizin bir parçasını Maputo'da bu sıcak insanlara bırakıyoruz.

Nefis meyveler

Yemek sonra Mozambik'te bir pazar görmek üzere kent merkezine hareket ediyoruz. Pazar, şekil itibarıyla bizimkilerden farksız. Ancak daha önce hiç görmediğimiz meyve mi, sebze mi olduğunu bile seçemediğimiz o kadar çok şey var ki. Arkadaşlarımız pazarda bulunan bütün tropikal meyvelerden satın alıyor. Yakında bulunan yine bir Türk işadamına ait mobilya mağazına gidiyoruz. Asım Abi burada bize meyveleri tek tek anlatıyor ve ikram ediyor. Biz de size bu meyveler hakkında küçük bilgiler verelim:

1. Ananas
2. Hindistan Cevizi
3. Mango
4. Papaia (Bir tür Mozambik kavunu. Özellikle kahvaltıda yeniyor)
5. Mandiyoka (Çiğ yendiğinde tadı kestaneye benziyor. Dişler için çok yararlı)
6. Suite (Anlatmanın en kolay yolu iğdeye benziyor olması)
7. İmbonderio (Çekiçle kırılıp yeniyor. Hiçbir meyvede olmayan protein ve aminoasite sahip)
8. Şambalao (Şekil ve tad olarak kızılcığı anımsatıyor)
9. Marakuja (İkiye bölünüp yenilen çekirdekli, ekşi ama hoş kokulu bir meyve)
10. Masala (Kırılarak yenilen iri çekirdekli bir meyve)
11. Ata (Kaktüs meyvesine benziyor)
12. Sabite (Muşmula şeklinde ancak çok güzel ve tatlı bir meyve)
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.