Mimarlar her dönem farklı bir akımın izinden giderler. Bir dönem yumuşak hatları projelerinde vurgularken aradan geçen bir-iki yılda birden keskin hatlarla sizi şaşırtırlar. Bu zamanlarda pek çok mimarın birbirinin projesinden etkilendiği ve yarattıkları projelerde kendileri söyleme bile birbirlerini referans aldıkları belli olur. Projeler mimarların attıkları imzalardır. Son dönemde ise en dikkat çeken projelere baktığımızda 'küp' faktörünün pek çok mimarı etkisi altına aldığını görmek mümkün. Almanya'dan Vietnam'a kadar yapılan çok farklı projelerde birbiri üstüne dizilmiş görüntüsü veren küpler biraz form değiştiriyor izlenimi verse de mimarları etkisi altına almış gibi görünüyor. Bu formlar bazen birbirine çok yakın mimarilerle karşımıza çıkıyor bazense uçları biraz törpülenmiş şekilde... Üstelik bu projelerin karşımıza çıkışı da çok farklı. Bazen dik bir tepede keskin hatlı bir konut bazense Vietnam'da yüzen bir otel formuyla. Hong Kong ve Almanya'da artık eğitim binalarında da tercih edilen küp formların en önemli özelliği ise kullanım kolaylığı.

İstiridye kabuğundan esinlendi
Ağustos 2009'da Puerto Rico'da mimar Jose R. Marchand ve iç mimar Jorge Rossell tarafından tarihi La Concha Otel'in restore edilmesi ile ortaya çıkan Osvaldo Toro Otel projesi bu Latina Amerika ülkesindeki en modern yapılardan biri oldu. O kadar ki ülkede dünya mimarisinin gündemine giren nadir projelerden biri haline geldi. Geceleri çevredeki binaların ışıkları ile rengarenk hale gelen bir nehrin hemen kenarında yapılan proje bir istridye kabuğundan esinlenilerek yapıldı. Projenin 2011 yılında tamamlanması planlanıyor.