Haberler

Arkitera Kampüste'nin 4. Durağı'nda Can Çinici KTÜ Mimarlık Fakültesi Öğrencileriyle Buluştu

Tarih: 16 Nisan 2010 Yazan: Gökçe Aras

Fotoğraflar: Arkitera Mimarlık Merkezi

Arkitera Mimarlık Merkezi'nin Medyasoft'un desteği ile başlattığı 2010 yılı içinde Anadolu'daki mimarlık fakültelerinde mimarların katılımıyla gerçekleştirdiği konferans serisi Arkitera Kampüste'nin dördüncü durağı, 15 Nisan 2010 tarihinde Can Çinici'nin katılımıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. KTÜ Mimarlık Fakültesi KOSGEB Salonu'nda öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen konferansta ilk olarak sözü alan Medyasoft'un Autodesk Ürün Yöneticisi Duygu Kasal kısa bir sunumla öğrencilere Medyasoft ürünlerinden bahsetti. Daha sonra sözü alan Can Çinici ilk olarak KTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerine gösterdikleri ilgi için teşekkürlerini sundu.

Sözlerine işin teknik boyutu ve mutfağından bahsedeceğini söyleyerek başlayan Çinici son günlerde herkesin dilinde olan ve politik bir malzeme haline gelen "kentsel dönüşüm"ü nasıl algıladıklarını ekibiyle beraber yaptıkları çalışmalar üzerinden anlattı.



Fener-Balat Kentsel Tasarım Projesi
"Dünya hiçbir zaman iyi bir yer olmayacak ve biz de bu çamurlu yollardan hep geçmek zorunda kalacağız. Biz bu işi ya yapacaktık ya da yapmayacaktık bir anlamda bıçak sırtındaydık. Sonuç olarak bu projeye bir anlamda "daldık". Fener-Balat'da sahil şeridi yenilemesini yapan 6 ofisten biriyiz, Haliç'e cephesi olan 200 metrelik bir alan bizim proje alanımız. Bu alandaki parsellerden %90'ı tescilli. Burası çürüyen bir doku, buradaki yapı stoğu günden güne çürüyor. Aynı zamanda bu alanda barınma ve gelir bulma çabası var ve bölge halkının binalara tavrı da şiddet dolu. Bizim burada geliştirmeye çalıştığımız şey "çürüyen şey nasıl yenilenir, yıkılırsa nasıl yıkılır"dı. Bölgede, eskiden Haliç kenarında depolar olduğu için içe dönük sokak yapısının hakim olduğu görülüyor, ama şimdi bunu ters-yüz etmemiz lazım. Yapıların çoğu yığma sistem olduğu için yapının bir yerindeki çürüme yapının tümünü etkiliyor. Avluları olmayan, ışık almayan, kullanım alanları az binalar bunlar aynı zamanda. Koruma Kurulu'nun "koru" dediği her şeyi korumalı mıyız sorusunu da sorduk. Bütün bu analizlerin ardından çalışmaya başlarken öncelikle parselasyonu düzeltelim dedik. Ortadaki çizgileri silerek oluşturduğumuz parsellerde belirlediğimiz iki parametreye uygun ortada çekirdeğin olduğu ve cephede çekirdeğin olduğu iki tipoloji önerdik. Yandaki çizgileri silerek önerdiğimiz parselasyonda ise en fazla 3 parseli birleştirdiğimiz öneriler geliştirdik. Bütün bu çalışmalarda geleneksel dokuları baz alarak yenileme yapmayı önerdik. Surun arkasında kalan kısımlarda nötr kalmak istedik ve buralarda Haliç'e bakan teraslar oluşturduk. Hiçbir tarihi değer taşımayan yapıların yerine de yine bölgedeki dolu-boş oranını dikkate alarak tasarımlar geliştirdik. Sura tecavüz eden binaları ise geri çektik. Bölgenin her yerinde "ben yeniyim, sen eskisin" kıyaslamasına girmeden, kahramanlık yapmadan bir şeyler önerelim istedik. Bu proje "kes-yapıştır olmuş" eleştirilerine maruz kalabilir ama bu eleştiriyi kabul ediyorum.

Yeni bina yapılacak yerlerde, yeni bina yapma hakkımızı dokuya uyarak kullandık. Bence Fener-Balat'daki en önemli şey ışık kalitesi, bunu da korumamız gerektiğini düşündük. Renk olarak ise tipplojiye göre farklılaşan birbirine yakın tonlarda bir skala düşünüyoruz. Fatih Belediyesi bu projeyi şartlı olarak geçirdi, cepheleri değiştirmemizi istedi ama prensiplerimizden geri adım atmak da istemiyoruz."

Galata AŞ Projeleri
"Galata AŞ, Galata'da yer alan eski bir Fransız Okulu, onun ek binası ve arkada eskiden bir yapının konumlandığı bir parselden oluşan bu alanda kısa dönemli kiraya verilebilecek daireler istedi. Koruma Kurulu eskiden binanın konumlandığı alandaki binanın rölöveleri olduğu için tekrar yapılmsını istiyor, ek binanın ise herhangi tarihi bir değeri olmadığını söylüyor. Fakat bizim için tam tersi bir durum söz konusui biz bu ek binanın da bir değeri olduğunu düşündük. Bu bölgede bulunan binaların genel özelliği alt katlarının halkın kullanabildiği alanlar olması, dolayısıyla biz de zemin katı konuttan ayırıp sokak açarak ofis ve kültür alanı olarak düzenledik. Buradaki ek bina şu anda kendi kendine türemiş bir dans grubunun merkezi, ek bina ve arkadaki binanın arasında kalan boşluğun da ileride bu tür aktiviteler için uygun bir performans merkezi olarak düşündük."

Kağıthane

"İBB Belediye Başkanı Kadir Topbaş bir gün Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım yüksek lisans bölümüne gelip Kağıthane'yi çalışın dedi. Biz de bunun üzerine stüdyodaki öğrencilerle bu alanı çalıştık. Büyükdere Caddesi'nin de enerjisiyle bu alan bugünlerde oldukça revaçta. Kağıthane bölgesinde genellikle müteahhit-mimar ve mal sahibi üçlüsüyle bir şeyler gelişiyor. Burası Kağıthane ama Türkiye'nin herhangi bir yerine benziyor, gecekondudan imar affına uğramış hibrid bir alan.

Öncelikle stüdyoda yaptığımız çalışmalarda öğrencilere imar yönetmeliklerini tamamıyla askıya almalarını söyledim. Öğrencilerden bir parsel seçmelerini, sonra çevredeki yapıları varsayarak bir imar yoğunluğu sağlamalarını, komşu parsel kavramını dikkate almalarını ve yayılarak, çoklu parseller yaratarak birlektilik yaratmalarını bekledik. Bu alanda her parsel biribine benziyor ama aslında hepsi aynı, sokak yaşantısı var ama çocukların top oynayacakları bir alan yok ve mevcut imar yönetmeliğine göre de bunu yaratmak nerdeyse imkansız. Öğrenciler bu alan üzerinde seçtikleri parsellerde çok değişik fikirler geliştirdiler."

Bostancı'da Apartman Projesi
"Tam da öğrencilerle Kağıthane'de bu projeleri yaparken ofise bir apartman projesi geldi. Çoğu apartman projesinin cephesinde genellikle 3 malzeme kullanılıyor biz bu projede cam hariç cephede 2 malzeme kullanalım dedik. Sadece sıva ve porselen kullandık, fazladan hiçbir malzeme kullanmadık. Alt katı tamamen boş bırakarak sert bir alan bıraktık."



Astana'da Okul Projesi
"Ekim 2009'da Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev'in de talebiyle İngiltere'deki bir okulun Astana'ya bir merkezini yapmamız istendi. Kazakistan'da bürokrasi yükü çok fazla, yapılan her çizimin onayının alınması gerekiyor, neyse ki proje yönetimi bu konuda çok iyi. Bizim de önerilerimizle projeyi geliştiriyoruz. Bu okula öğrenciler 3 yaşında geliyorlar 18 yaşında üniversiteye de hazırlanıp bırakılıyorlar. Eğitim binaları her zaman plansız olmaya mahkum çünkü eğitimin ihtiyaçları zamanla değişime uğruyor. Eğitim yapısı anlamında benim sevdiğim bir örnek yok. Burada da iki şeyi reddettik, belli bir merkezden dallanıp budaklanan bir tasarım ve bir kola takılan kollarla yapılan etaplama. Astana çok soğuk bir kent, Ankara gibi yeni kuruluyor ve mimari bir sergi alanı gibi. Biz bu alanda ne yapacaksak önce sınırlayalım ve bu sınırın da dışına çok çıkmayalım istedik. Okul denilen yapıda sınıflar, koridorlar ve büyük kütleler yer alıyor. Sınıfları cidara, büyük kütleleri de içeri alarak bir tasarım yaptık. Proje beğenilip kabul edildikten sonra arazi değişti. Bu araziye göre tasarımı çok da değiştirmeden yeniden ele aldık. Bize ilk geldiklerinde öyle bir okul yapın ki tamamen brüt beton olsun dediler, fakat inşa süresinin de gecikmesiyle brüt beton yapmak çok da mümkün olmayacak sanırım."

Can Çinici'nin projelerini dinleyicilerle paylaşmasının ardından öğrencilerden gelen soruların da cevaplanmasıyla konferans sona erdi. Bir sonraki Arkitera Kampüste toplantısı Medyasoft'un desteğiyle, 7 Mayıs 2010 Cuma günü İzmir 9 Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde saat 13:30'da Nevzat Sayın'ın katılımıyla gerçekleşecek.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.