Bisiklet... Sünnet ve karne hediyesi. Peki sonrası? Sonrası yok. Zira iki tekerlekli doğa dostu bu icat, Türkiye'de ergenlik dönemini aşamıyor.
Belediyeler de henüz hayata entegre edemedi bu pratik taşıtı. Oysa ulaşımı arapsaçına dönmüş bir şehir için en doğru çözüm bisiklet olsa gerek. İstanbul bisikletle gezilir aslında. Her köşesinden tarih fışkıran bu güzelim kentin tadına varmak için bisikletten daha uygun bir taşıt olabilir mi?
Üzerinde koskoca bir kenti taşıyor
"Şeytan Arabası" adlı köşesinde bisikletle yola çıkıp hayata dokunan yazarımız Aydan Çelik'in tasarım harikası ‘İstanbul'unu görünce "Neden bisikletten bu kadar uzak erişkinleriz" diye hayıflanıyor insan.
Fikir, Aslı Bisiklet'in Genel Müdürü Sacit Emanet'ten çıkmış. İlüstratör Aydan Çelik, "Efsane bisikletçi Lance Armstrong'un ‘Kansere Destek' projesi dâhilinde ünlü sanatçıların farklı temalarla tasarladığı bisikletler bize ilham kaynağı oldu. Bisiklet üstünde hiç çizim yapmamıştım ama teklif cazipti. ‘Yol yarış bisikleti olsun ama teması İstanbul olmalı' diye karar verdik" diyor.
Bol çağrışımlı İstanbul imgeleri
Sonuçta, firmanın, Sedona markası altında ‘İstanbul' adıyla ürettiği beş adet özel yapım bisiklet, tasarımcı Aydan Çelik'in âşık olduğu şehirde tasarlanıp birleştirilmiş ve ortaya hem özgün hem çok şık bir ürün çıkmış. Bisikletin "boğaz" tabir edilen kısmına Boğaz Köprüsü'nü yerleştirip, "göbek" yerine göbek taşı çizdiğini anlatan Aydan Çelik, bir edebiyat tutkunu aynı zamanda. "Sloganlar bile hazır" diyor ve anlatıyor: "‘İçinden tramvay geçen bisiklet' meselâ, ya da ‘Sana dün bir seleden baktım Aziz İstanbul.' Renklere gelince; bisiklette trend şu aralar beyaz. Turkuaz da, hem ‘İstanbul 2010'un hem Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun tema rengi. Sonuçta İstanbul olağanüstü bir şehir ve bu da ona verilmiş mütevazı bir armağan olsun istedim."