Haberler

Mimarlar Odası 42. Olağan Genel Kurulu İzlenimleri

Tarih: 19 Nisan 2010 Yazan: Süleyman Boz
Mimarlar Odası 42. Olağan Genel Kurulu 16-17 Nisan 2010 tarihinde ODTÜ Kemal Kurdaş salonunda yapıldı. Seçimler ise 18. Nisan günü Mimar Kemal İlköğretim okulunda tamamlandı.

Bülend Tuna yönetimindeki Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) son iki yılda yaptıkları ve yapamadıklarının değerlendirildiği, gelecek 2 yıla ışık tutacak öneri, düşünce ve tartışmaların yer aldığı genel kurula katılım ve ilgi geçmiştekilere göre çok azdı. Türkiye Mimarlık ortamından, yapı sektöründen, yerel yönetimlerden, siyasi partilerden ve hükümetten, basından hiçbir temsilcinin bulunmaması MYK'nın son 2 yılda odayı getirdiği noktanın hali encamının bir göstergesi idi. TMMOB Başkanının, Bayındırlık Bakanı'nın, belediye başkanlarının, ilgili genel müdürlüklerin temsil edilmediği bir genel kuruldu bu. Oysa mimarlık mesleğinin, mimarların, yapı sektörünün, bu alanı düzenleyen mevzuattaki eksikliklerin, kültür mirasının, deprem ve yapı denetim konusunun, devlet tekeli TOKİ'nin, yerel yönetimlerin imar uygulamalarının son yıllardaki çok tartışmalı durumlarının, konunun tarafları ile tartışılacağı bir kurul olmalıydı genel kurul.

Yine mi Orcan?
Geçmiş dönemlerde de divan başkanlığı yaparak (yapamayarak) başarısız bir yönetim sergileyen Sabri Orcan'ın yine divan başkanı yapılmış olması talihsiz işaretlerden biriydi. Neredeyse "Hadi seçimi yapalım da hemen gidelim" havasında, ikide bir konuşmacılara müdahale eden bir yönetim anlayışı salonu germişti. İstanbul Şubesi'nin belirlediği bir kurgunun aktörleri olarak sorunların konuşulup tartışılarak çözülmesinden yana bir genel kurul yerine, seçimlerin yapılarak delegeleri evlerine göndermeyi amaçlayan bir anlayışın izleri her yere sinmişti adeta!..

İlk gün Balıkesir Şube Başkanı ve bir Ankara delegesinin hararetli ve sorunları ortaya seren konuşmaları bile genel kuruldaki bu ölü toprağı serpilmiş durumu değiştiremedi. MYK'yı eleştiren, sorgulayan konuşmacıların bazı İstanbul delegeleri tarafından yanıtlanması yapılan planı iyice ortaya çıkarıyordu. Kendine Çağdaş, toplumcu, demokrat diyen bir grubun sergilediği yönetim anlayışında bu sayılan sıfatları bulmak ise olası değildi. Çağın gereklerinden yararlanamayan, dar kadrocu, hizipçi, ülke düzeyinde ki adaletsiz, eşit olmayan, kişilere ve kentlere göre mimarlık uygulamalarını görmezden gelen bir yönetim kadrosu nasıl "Çağdaş, toplumcu ve demokrat" olduğunu iddia edebiliyordu?

Oktay Ekinci'nin Hebaya Giden Mirası
Mimarlar Odası'nı bir "Ekmek Kapısı" gören, aldığının karşılığını veremeyen bir dar kadronun son iki dönemdir odayı getirdiği durum 42. genel kurulda ortadaydı. Oktay Ekinci'nin çok verimli, etkin, saygın, toplumla barışık, bürokraside etkili, yerel yönetimlerle haşır neşir Mimarlar Odası'nın geldiği durum içler acısıydı. Görünen; Ekinci'nin mirasını Tuna'nın ekibi 4 yılda bitirmişti.

Oda'nın İktidardaki yönetimi böyleydi de muhalefetteki DİMP'in (Demokrasi İçin Mimarlar Platformu) durumu pek mi iç açıcıydı? DİMP'çiler de heyecanını yitirmiş, parçalanmış, idealleri örselenmiş bir şekilde genel kurulda temsil ediliyordu. 41. Dönemde MYK'ya koydukları temsilcileri platformla bağlarını koparmış, hatta birisi iktidara yanaşarak özel doğum günleri tertip ettirip, büyük ödülleri kapma uğraşlarına bile girmişti. 2 yıl önce "Kurtarıcı Genel Başkan" olarak sunulan MYK'daki DİMP üyesinin kimi kurtardığı ise ortadaydı.

Ciddi konuları, sorunları konuşturmamayı amaçlayan bir divan başkanı ile gelecek 2 yılı kurgulamak bu genel kurulda olası mıydı? İstanbul Şube'nin her ortama bir "Joker" gibi sürdüğü Sabri Orcan'ın yönetimindeki genel kurul ne mimarların, ne yapı sektörünün ne de mesleğin dertlerine ilaç olamadan kelebek tadında bitmişti.

Seçim Sonuçları: Dar Kadrocu Anlayışın Pirus Zaferi
Genel Kurul'un en önemli sonucu adayları ve seçimleri de değerlendirecek olursak; İstanbul Şubesi'ndeki dar kadrocu anlayış son MYK'daki hakimiyetini bırakmak istemiyordu. Delegelerini kendilerinin belirlediği ağır bir üstünlükle genel kurula gelip, Adana, İzmir beşik kertmesi ile güçlerini perçinleyerek, son yıllardaki Antalya ittifakını boşayıp yerine Bursa ve Gaziantep ittifaklarını ikame ederek "Güç bizde, siz burada ne derseniz deyin!" mesajını veriyordu. Ama unuttukları çok önemli bir şey vardı? "Yönetilmeyen güçler, yönetmeye başlar" Son 4 yıldır yönetilmeyen odayı hangi güçlerin yönettiği ve nerelere getirildiği ortadaydı. Koskoca Mimarlar Odası ülkenin kurumları tarafından adeta "yok sayılıyordu" artık. Belki amaçlanan da buydu ve dar bir kadro odanın son yıllarda gelişen olanakları ile gözlerden ırak "yöneticilik" oyununu yeğliyordu belki de..

Seçim sonuçları mı? Kurgulanan gerçekleşti, İstanbul Şube yönetiminin ardında durduğu tutucu, toplumla, kurumlarla, STK'larla, bürokrasi ve siyasetle bağlarını koparmış, "kendine demokrat" yorgun kadro seçimi silme aldı. DİMP'çiler yönetim dışında kaldı. Anadolu'nun farklı kentlerinden gelmiş mimar delegeler, dertlerine deva, sorunlarına çare bulmak umudu ile geldikleri Ankara'dan boyunları bükük ayrıldılar.

Şimdi Ne Olacak?
Şimdi ne olacak? Bu "Çağdaş, toplumcu, demokrat" yönetim, başına yine İstanbul'da oturan bir başkan getirecek. Evi İzmir'de, Kendisi İstanbul'da, görevi Ankara'da olan bir Genel Sekreter seçecek. Güya merkezi Ankara olan Mimarlar Odası, İstanbul'dan yönetilmeye (Yönetilmemeye) devam edecek.
Bizim çok samimi dileğimiz şudur; Kendilerine şimdiden gerçekten başarılar diliyoruz. Bu yönetim çok çalışsın, çaba sarf etsin, aldıkları afaki maaşları hak etsinler, mimarlar odasını toplumla barıştırsınlar, mimarlığın, yapı sektörünün dertlerine deva olsunlar, bürokrasi ile iletişim kursunlar, siyaset kurumuyla dirsek teması kurup eksik mevzuatları ve yasaları çıkarsınlar.. Mektupla iletişimi çağdaşlık bellemesinler! Elli bin nüfuslu mimarsız belde ve belediyelere mimarların yerleşmesini sağlasınlar, hala 19 ilde süren yapı denetim konusunu ülke düzeyine yaysınlar, işsiz mimarlar- mimarsız ülke paradoksunu kırsınlar.. İki yıl sonra biz de bu yazdığımız yazıdan dolayı utanalım.. Özür dileyelim.. Ama umudumuz yok! Neden mi? Biz bu ekibin içindeki yeni unsurlara rağmen, hele hele son iki yıldaki yürüyüşünü biliyoruz ve ne yol alacağını da kestirebiliyoruz çünkü.

Keşke bizi utandırsalar..
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.