Haberler

Taksim'in adıyla oynamak, açık kapıyı omuzlamaktır

Tarih: 17 Mayıs 2010 Yazan: Murat Bardakçı
İstanbul Büyükşehir ve Beyoğlu Belediye Meclisleri'ndeki CHP'li üyeler, Taksim eydanı'nın adının "1 Mayıs Meydanı" diye değiştirilmesi için önerge vermişler, AK Parti grubu da teklifi desteklemiş. Ses getiren bir olaydan, meselâ siyasî bir cinayetten, ölümden yahut felâketten hemen sonra yolların, caddelerin ve meydanların adlarını apar topar değiştirip o olayı veya kişiyi hatırlatan isimler vermek, son zamanlarda tam bir işgüzarlığa döndü. Hattâ bazı belediye meclisleri "tabasbus", yani yalakalık uğruna caddelere ve bulvarlara henüz hayatta olan parti büyüklerinin isimlerini vermekte hiç beis görmediler. Aynı işgüzarlık şimdi Taksim'de sahneleniyor ve adını Birinci Abdülhamid'in 18. asrın ortalarında yaptırdığı su maksemindenalan Taksim Meydanı'nın "1 Mayıs Meydanı" olmasına çalışılıyor. Teklife bazı sendikacılar ve mimarlık odaları da destek veriyorlar.

Önce Failleri Buldurun
Taksim'de, 1977'nin 1 Mayıs'ında 34 kadar kişinin can vermiş olması, sosyal tarihimizin son derece acı bir hadisesidir. Ama u acının hafiflemesinin yahut devamlı şekilde hatırlanmasının yolunun aradan 33 sene geçtikten sonra olayın yaşandığı meydanın isminin değiştirilmesinden geçtiğini zannetmek se, sadece safdilliktir ve açık kapıyı omuzlama çabasından ibarettir! Yapılması gereken, şehrin en bilinen ve adı şehirle beraber anılan meydanının asırlar boyunca vârolmuş ismiyle oynamak değil, o meydanda yaşanan katliamın sorumlularının ortaya çıkartılmasını sağlamaktan ibarettir.

İstanbul gibi dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden birindeki yüzlerce senelik meydanın ismini değiştirmeye kalkışmanın aslında bir başka açıklaması vardır: Şehir kültüründen bîhaber olmak! Şehirde doğup büyüyenlerin yahut şehri, hattâ denizi bile ancak yirmili yaşlarında görmüş ama o yerin kültürüne intibak edebilmiş olanların aklına böyle bir isim değiştirme garabeti aten gelmez. Dolayısı ile, Taksim'e yeni bir isim vermek istemenin gerisinde yatan asıl sebep başkadır: Teklif sahiplerinin seneler önce geldikleri şehire hâlâ intibak edememeleri ve yaşadıkları uyumsuzluklar! Dikkat eder ve küçük bir araştırma yaparsanız, İstanbul'un en önemli meydanının ismini siyasîleştirmeye çalışanların başında gelenlerin İstanbullu olmadıklarını ve çok sonradan geldikleri bu şehirle bitmeyen bir mücadele içerisinde bulunduklarını görürsünüz.

Bayezid'i Hatırlayalım
Hatırlayalım: İstanbul'da yüzlerce senedir vârolan bir meydanın isminin değiştirilmesi ama verilen yeni adın tutmaması üzerine tekrar eskisine dönülmesinin en güzel örneği, Bayezid'de yaşandı. 1960'daki 27 Mayıs darbesi öncesinde cankaybıyla neticelenen öğrenci olaylarının meydana geldiği Bayezid, darbeden sonra "Hürriyet Meydanı" yapıldı. Ama, yeni isim hiçbir şekilde tutmadı, sadece resmî yazışmalarda kullanılır oldu, meydan halk arasında hep "Bayezid" olarak kaldı ve nihayetbir başka darbeden, yani 12 Eylül'- den sonra tekrar Bayezid'e dönüldü. Ben, Belediye Meclisleri'nde hâlâ aklı başında insanların vârolduğunu ve Bayezid meselesinde yaşanan tuhaflığın aynının Taksim'de de sahnelenmesine izin vermeyeceklerini tahmin ediyorum. Ama, Taksim'in ismini değiştirmek isteyenleri destekleyen Mimarlar ve Şehir Planlamacıları Odaları'nın yetkililerine de bir hatırlatmam olacak.

Yapılaşmasından yerleşimine, görünümünden altyapı hizmetlerine kadar hemen herşeyinden yakındığınız günümüzün İstanbul'u, sizin eserinizdir beyler! Şekilsiz, çirkin ve zevksiz binaların projeleri kimyagerlere, veterinerlere, fizikçilere yahut biyologlara değil, diplomalarında maalesef "mimar" yazan üyelerinize aittir.

Şehri bu hâle getirdiniz, artık bari meydanların isimlerini olsun rahat bırakın!

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.