Masmavi denizi, parlak güneşi, kitaplara konu olan tarihi, doğal güzellikleri ve sabahlara kadar süren eğlenceleriyle İzmir'e sadece 90 kilometre mesafede bulunan Kuşadası, her yıl onbinlerce turisti ağırlıyor.

Aydın iline bağlı olan ve asıl adı Güvercinada olan Kuşadası'nda çok eski tarihlerden beri yerleşim olduğu biliniyor. Persler'in, Büyük İskender'in, daha sonra da Bergama Krallığı ve Roma'nın egemenliğinde kalan Kuşadası, İon Birliği (Panionion) döneminde de birliğin önemli toplantılarına ev sahipliği yapıyordu. Orta Çağ'da Venedik ve Cenevizliler zamanında geçmişteki parlak günlerini yeniden yaşayan Kuşadası Osmanlı döneminde de önemini korudu. Tüm bu tarihi dönemlerden geriye kalan sur kalıntılarının yanısıra Güvercinada'daki Küçükada Kalesi, Kuşadası şehir surları, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Hanım Camisi, Kale Camisi (Öküz Mehmet Paşa Camisi), İbrahim Ağa Camisi, Türkmen Camisi, İki Oluklu Cami, Kaleiçi (Öküz Mehmet Paşa) Hamamı, Yeni Belediye Hamamı, Yavansu Venüs (Çıban) Kaplıcaları en önemli tarihi eserlerdir.

Liman ikinci büyük kapı
Kuşadası, doğal güzelliğinin yanısıra içinde barındırdığı limanı ile önemli bir turizm bölgesidir. İstanbul'dan sonra ikinci büyük deniz kapısı olan Kuşadası Limanı, sunduğu kaliteli hizmetlerle bu yıl kruvaziyer dünyasının parlayan yıldızı, adından en çok söz ettiren kruvaziyer limanı olmayı başarmıştır. Bu yılın ilk yarısında 200 gemi seferi ile yaklaşık 190 bin yolcunun giriş yaptığı limanın sezon sonu itibari ile 599 gemi seferi ile yaklaşık 600 bin yolcu karşılayacağı planlanmaktadır.

Kuşadası, doğal ve tarihi güzelliklerinin yanısıra plajlarıyla da turistlerin gözdesi konumunda. 32 kilometrelik sahil şeridinde bulunan dünyaca ünlü plajlarında yerli ve yabancı turistleri ağırlayan Kuşadası, her ihtiyaca cevap veren konaklama alternatifleriyle de beğeni topluyor.

Plajları ile ünlü
Hemen her yeri plaj olan Kuşadası'nın en ünlü plajı ise Kadınlar plajı. Yaz aylarında oldukça kalabalık olan Kadınlar plajının yanısıra milli park plajları, Green Beach, Kuştur-Pigale plajları, Banyolar plajı, Yılancı Burnu plajı, Halk plajları ve Çam Limanı plajında da denize girmek mümkün.

Kuşadası Milli Parkı
Davutlar ve Güzelçamlı'yı geçtikten sonra bölgenin en güzel doğal alanına ulaşılır. 10.995 hektarlık Dilek Yarımadası doğal alanı, 1966'da Milli Park ilan edildi. Burada bulunan İçmeler Koyu, Aydınlık koyu, Kavaklıburun Koyu, Karasu Koyu, Çamlık Koyu ve Dip Burun Kızlar Koyu plajlarıyla dikkat çeker. Koylarda denize girip günübirlik ihtiyaçlarını karşılayan ziyaretçiler ayrıca yürüyüş yaparak doğal güzelliklerin keyfine de varabilirler.

1237 metrelik Dilek Tepesi
Milli Park'ın en yüksek yeri 1237 metrelik Dilek Tepesi'dir. Dağlık arazi konyonlarla ve vadilerle bölünmüştür. Akdeniz bitki örtüsünün bütün türlerini bir arada görebileceğini Dilek Tepesi'nde defne ve kestane kuşakları yanında yüksek nem nedeniyle ıhlamur ağaçları da görmeniz mümkün. Ayrıca ülkemizde çok az yerde yetişen kartopu ağaçları, Finike ardıcı topluluğu, pırnal meşesi ve dallı servilerin yetiştiği tek yer de burasıdır.

Tüm bunların yanısıra Milli Park'ta Anadolu parsı, yaban öküzü, yaban domuzu, vaşak, tilki, sansar, çakal, kurt, yabanileşmiş at ve tavşan gibi memeliler ile nesli azalan kartal, atmaca, şahin, akbaba gibi yırtıcı kuş türleri bulunur. Denizde ise balığın pekçok çeşidini görmek mümkündür.

Sabaha kadar eğlence
Gündüzleri deniz, kum ve güneş üçlüsünün yanısıra geceleri eğlence hayatıyla da oldukça ünlü olan Kuşadası, sabahlara kadar süren eğlenceleriyle dünyanın pekçok yerinde biliniyor. Barlar Sokağı ile meşhur olan Kuyadası'nın turistleri farklı eğlence alternatifleriyle saatler süren eğlencenin tadını çıkarıyor.

Daha çok yabancı turistler tarafından tercih edilen Barlar Sokağı'nın yanısıra Kaleiçi ve Yılancı Burnu yerli turistlerin ve Kuşadalıların tercihi oluyor. Okulların da tatile girmesiyle birlikte iyice hız kazanan Kuşadası'nın eğlence hayatında barlar ve diskolar tıka basa doluyor.