Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın (İKSV) yönetim kurulu başkanlığına seçildiğinden bu yana, vakıfla ilgili ilk kez konuştu. Yaşadığı süreci "Dünyam değişti ve tabii bu değişiklik bana 10 milyona mal oldu." cümlesiyle özetleyen Eczacıbaşı, İKSV'nin etkinliklerinde geleneksel sanatlara da yer vereceklerini ve daha geniş kitlelere açılmak istediklerini söyledi.
Ünlü işadamı Bülent Eczacıbaşı, bu kez 'kültür sanat adamı' olarak gazetecilerin karşısındaydı. 8 ay önce İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçilen Eczacıbaşı'nın etrafında ise ekonomi gazetecilerinden çok kültür sanat gazetecileri vardı. Bu yüzden de ekonomi, borsa, küresel kriz, yatırımlar, düşen dolar ya da yükselen Euro konuşulmadı. Fakat haberin başlığı yine de 'para'sal bir durumdan çıktı. Eczacıbaşı'nın "Holding patronu olmak ile kültür sanat kurumunu yönetmek arasında ne gibi farklar var?" şeklindeki bir soruya verdiği cevap herkesi güldürdü: "Dünyam değişti ve tabii bu değişiklik bana 10 milyona mal oldu."
Sekiz aydır İKSV ile ilgili sorulara cevap vermekten kaçınan Eczacıbaşı, meğer ders çalışıyormuş. Vaktinin büyük bölümünü 'durum saptaması yapmakla' geçirmiş. Öncelikli olarak vakfın mali sorunlarına çözüm bulmak için çalışmış. 2010 başında Şişhane'de yeni binasına taşınan İKSV'nin mali durumunun sıkıntılı olduğu söyleniyordu. Yeni binanın vakfı zora soktuğunu doğrulayan Eczacıbaşı, "Endişeye gerek yok ama ciddiye almak gerekiyor." dedi. Bu bina için üç bankaya yaklaşık 30 milyon TL borçlanan vakfın, bu çalışmalar sonucunda borçları yeniden yapılandırılmış ve böylece İKSV rahat bir nefes almış.
2012'de 40. yılını kutlayacak olan İKSV, yılda beş önemli uluslararası festival düzenliyor. Her festivalin bütçesinin sadece üçte biri sponsorlar tarafından karşılanıyor. Kalan kısmı vakfın kasasından çıkıyor. Eczacıbaşı'nın söylediklerinden anladığımız kadarıyla yeni dönemde, sponsorlardan etkinliklere daha fazla katkıda bulunmaları istenecek. Kamudan ve özel kurumlardan daha fazla destek alınacak.
Eczacıbaşı'nın üzerinde durduğu önemli konulardan biri de vakfın vizyonu ve temel amaçlarıyla ilgiliydi. Eczacıbaşı, İKSV'nin vizyonunu ve amaçlarını yeniden şekillendirdiklerini söyledi. Bu amaçlarından ilkini İstanbul'u dünyanın sayılı kültür sanat başkentlerinden biri yapmak olarak açıklarken, bir başka önemli amaçlarını da "geleneksel değerler ile çağdaş sanat, ulusal sanat ve evrensel sanat arasında geçişi sağlamak, köprü kurmak" olarak açıkladı. İKSV'nin yeni vizyonunun da "kültür sanat politikalarının oluşturulmasında etkin bir rol almak" olduğunu söyledi.
'Geleneksel değerler vakfın çalışma alanlarından biridir'
İKSV, bugüne kadar yaptığı etkinliklerde geleneksel sanatı ihmal ettiği ya da yeterince yer vermediği gerekçesiyle eleştiriliyordu. Eczacıbaşı toplantıda sık sık "Geleneksel değerlere ve kültürel mirasa sahip çıkmak vakfın çalışma alanlarından birini teşkil etmektedir." dedi. Eczacıbaşı'nın hat, tezhip, minyatür gibi geleneksel sanatların dışlanamayacağını, bu sanatların korunması ve çağdaş bakış açısıyla yeniden yorulması gerektiğini söylemesi, bazı gazetecilerde şaşkınlığa yol açmadı değil. Hatta bunu 'eksen kayması' olarak algılayanlar bile oldu. Eczacıbaşı, bu eleştirilere çok net cevap verdi: "Biz Türkiye'nin kültürel mirasının hiçbirinin, hiçbir bölümünün dışlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Türk kültürünü araştırmak, gün ışığına çıkarmak ve yaygınlaştırmak, bu alandaki araştırmaları desteklemek lazım."
Kimileri Eczcıbaşı'nın sözlerini 'eksen kayması' olarak yorumlasa ve "Hükümetten bir baskı söz konusu mu?" şeklinde sorular sorsa da İKSV'nin yeni vizyonunda iki yeni unsur öne çıkıyor. Bunlardan biri, festival ve organizasyonlarda geleneksel sanatlara da yer verilecek olması, diğeri ise daha geniş kitlelere açılma arzusu. Eczacıbaşı'nın 'daha geniş kitlere açılma'dan kastı ise etkinliklerin Beyoğlu, Harbiye, Beşiktaş üçgeninden çıkıp İstanbul'un taşrası olarak adlandırılan bölgelere de yayılması. Aynı zamanda bu yayılmanın içerik olarak da desteklenmesi...
Bülent Eczacıbaşı çok açık olarak söylemese de vakfın yeni politikasında hem muhafazakâr işadamlarından hem de bugüne kadar işbirliği içinde oldukları kitleden destek bekliyor. Yönetim kadrosunun genişleyebileceği sinyalini veren Eczacıbaşı, yerel yönetimlerden ve hükümetten de kültür ve sanata olan katkısını artırmasını istiyor.