Yazı ve demeçlerinde, Denizli'deki tarihi, mimari ve kültürel eserlerin, bu arada Hükümet Binası ve Kız Meslek Lisesi'nin yıkılmaması ve korunmasını savunan Boz, bu yapıların yıkılabileceği hakkında rapor veren ve Denizli kültür mirasının yok olması karşısında sessiz kalan mimar Bektaş'ı mimari ve mesleki açıdan ağır bir dille eleştirmişti.
Boz'un eleştiri yazısı aleyhine ceza davası açan Bektaş'ın talebi Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Kovuşturmaya Gerek Yoktur" kararı ile reddedilmişti. Red gerekçesinde; "...eleştiri kaynağını ifade özgürlüğünden alır. Eleştirinin doğasından kaynaklanan sertlik suç oluşturmaz. Eleştirici övgü olmadığına göre sert, kırıcı ve inciltici olması da doğaldır... Mimar olan şüphelinin (Süleyman Boz) güncel olan bir konuda yerel basında yer alan yazı ve beyanlarının eleştiri boyutunda olduğu, üslubun sert ve ağır olmasının işin gereği olduğu, bu nedenle atılı hakaret suçunun oluşmadığı," belirtilmişti.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının bu kararına Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz eden Mimar Cengiz Bektaş'ın talebi, Ağır Ceza mahkemesi tarafından da "Şüpheli -Süleyman Boz- hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar usule uygun olduğundan ...itirazın reddine," kararı ile reddedildi.
Mimar Cengiz Bektaş'ın Süleyman Boz, Denizli Gazetesi ve Arkitera internet sitesi hakkında açtığı müteselsilen 100 bin TL'lik Tazminat Davası ise İstanbul, Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmeye devam ediyor.
Denizli Baro Başkanı Av. Adil Demir ve Av. Cengiz Bakcan'ın savunduğu mimar Boz, "İfade özgürlüğünden kaynaklanan mesleki ve kültürel eleştiri hakkımızı kullandığımız için, Mimarlar Odası MYK üyeliği ve Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı yapmış, "Mimarlıkta Eleştiri" kitabını yazmış biri tarafından cezalandırılmamız ve tazminat ödememiz talebiyle hakkımızda dava açılması düşündürücü. Daha çok demokratikleşme, özgürleşme, düşüncelerin özgürce ifadesi ve eleştiri alışkanlığının yerleştirilmesi konularının konuşulduğu bir süreçte hem hemşerimiz hem meslektaşımız olan biri tarafından böyle bir davaya muhatap olmak bizi üzer, ancak kıvanç da verir. "Biz gelmedik dava için. Bizim işimiz sevi için." Türkiye Mimarlık Tarihinde, ilk kez bir Mimarlar Odası Genel Merkez Yöneticisi, bir mimar üyesine ceza davası ve fahiş tazminat davası açıyor. Hem de "Ders olsun ki bir daha kimse bu tür eleştiriler yapamasın!" amacı ile. Bu tavır ve dava ne yazık ki ülke mimarlık tarihine ve Mimarlar Odası kayıtlarına kara bir leke olarak düşecektir," şeklinde görüşlerini iletti.
Bütün yorumları forumda okuyun!