Haberler

Senin Sanatın Kaç Metre?

Tarih: 24 Ocak 2011 Kaynak: Zaman Yazan: İsa Şimşek


Sanat, tarih boyunca her daim tartışmalı bir konu oldu. "Sanat sanat için mi, toplum için mi?" sorusu cevabını bulamamış olsa da artık herkes yeni sorular ekliyor bunun üstüne. Geçtiğimiz hafta açılan "İstanbul'un Silüetleri" sergisinin tanıtımı, baskıların boyutları nazara verilerek yapılınca nicelik-nitelik tartışması gündeme geldi bu sefer.

"Fotoğraf sanatçısı A. Halim Kulaksız, Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde 'İstanbul'un Silüetleri' isimli fotoğraf sergisi açtı. Sergide yer alan fotoğraflar, görsel açıdan olduğu kadar boyutları ve ağırlıklarıyla da ilgi çekiyor. Sergideki fotoğrafların toplam ağırlığı 1,2 ton. Fotoğraflar uç uca eklendiğinde 2 futbol sahası uzunluğuna ulaşıyor."

Girişini okuduğunuz bu haber, değişik versiyonlarıyla geçtiğimiz hafta birçok gazetenin sayfalarında yer aldı. Halim Kulaksız'ın panoramik fotoğraflarının yer aldığı sergide, fotoğraflardan çok basılı malzemenin niteliğinin anlatılması, sanat camiasında tartışmaları da beraberinde getirdi. "Türkiye'de bir Türk tarafından açılmış en büyük fotoğraf sergisi" iddiasıyla kendini tanıtan sergide yer alan fotoğraflar şimdilerde boyutları üzerinden tartışılıyor.

Fotoğrafçılar, söz konusu bir eserin sergilenmesi olduğunda eser kadar sergileme şeklinin de önemli olduğunu söyleseler de niceliğin bu kadar ön plana çıkmasına da anlam veremiyorlar.

Hasan Şenyüksel (Fotoğrafevi yöneticisi):
Sergide asıl önemli olan, fotoğrafların niteliğidir. Serginin boyu, kilosu, rengi benim için çok bir şey ifade etmiyor. Bizim sergiler için 5 kişilik bir kurulumuz var, onlar karar veriyor. Halim Hoca'nın fotoğraflarını ben daha önce çıkardığı kitapta görmüştüm, çok güzel işler olduğunu düşünüyorum. Ama sergisini lanse ederken neden "Türkiye'de bir Türk tarafından açılmış en büyük fotoğraf sergisi" yazdı onu bilmiyorum. Herhalde Halim Hoca'yı birileri kandırdı. Bu sergi Avrupa'da açılsa İstanbul'un tanıtımı için çok önemli bir iş olur. Ama Avrupa'da kimse bir sergiyi "kaç metrekare açılmış" diye gezmez.

Benim için iyi sergi, dünyanın herhangi bir yerindeki insanlık hallerini başka bir yerdeki insanlara gösteren sergidir. Konusu sefalet veya trajedi de olabilir, eğlenceli şeyler de olabilir.

Sabit Kalfagil (Fotoğraf sanatçısı): Bizim öğrencilik yıllarımızda fotoğraf sergileri daha küçük boyutlarda olurdu. Mesela akademide ilk fotoğraf enstitüsü kurulduğu zaman Amerika'dan bir sergi hediye edilmişti. Baskılar 20x30 boyutundaydı. Öteden beri 30x40 boyutundaki baskılar sergi için tercih edilen boyutlardır.

Ama günümüzde hem dünyada hem de Türkiye'de kalite ile miktar yer değiştirdi. Artık her şey büyüklüğüyle ifade ediliyor. Ama öteden beri büyüklüğün kaliteye bir ekleme yapmayacağına inananlardanım. İnsanoğlu bir milyon yıldır dünyada ve artık sezgisel olarak güzeli gördüğü zaman tanıma kabiliyetine sahip. Şimdi biz bu sezgiyi bırakıyoruz, birtakım tartılara, ölçülere göre güzeli ölçmeye çalışıyoruz.

Şehir ölçeğinde bir anıtın büyüklüğü küçüklüğü önemli olabilir. Çünkü anıt, çevresiyle de bütünlük arz eden bir yapıdır. Ama sergi için böyle bir orandan bahsetmiyoruz. Halim Bey'in fotoğraflarına bakarken büyüklüklerine göre değil, kalitelerine göre bir şeyler söylemek lazım.

Haluk Çobanoğlu (Fotoğraf sanatçısı):
Fotoğraf tarihi boyunca bazı dönemlerde niceliğin niteliğin önüne geçtiği dönemler olmuştur ve o vakitlerde kalite gün geçtikçe düşer. Sanatsal bir işin değerinin, fiziksel öğelerle ölçülmesi benim için çok kabul edilebilir bir şey değil.

Fotoğraf tarihinin en önemli sergi düzenleyicisi Edward Steichen'in 1955 yılında New York Modern Sanat Müzesi'nde açtığı 'İnsanlık Ailesi' diye bir sergi vardır ki; hâlâ ders konusu olarak okutulur. Henüz iletişim araçlarının yaygınlaşmadığı bir dönemde dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanların hayatlarını anlatan bir sergidir bu.

Bu sergi zamanında ilk defa uygulanan, unutulmaz "estetik" sunumuna rağmen esas olarak; niteliği ve 'anlattığı şey'in öneminden dolayı dünya tarihindeki unutulmaz yerini almıştır.

Sadece sorunuz nedeni ile değil, şimdi bir kez daha; Batı dünyasına bakarak, onlar ermiş muradına demek yerine, Doğu'nun hasletlerini yitirmeden bir kez daha nitelik ve sunum üzerine düşünme zamanıdır derim.

Kamil Fırat (Fotoğraf sanatçısı):
Fotoğrafçı, seçtiği bir konuda çalışmaya başlamadan önce, konunun içeriği ve cümlesi üzerinde çalışırken, buna bağlı olarak fotoğrafın nasıl bir mekânda sergileneceğini, nasıl bir boyutta sunum yapılacağını, nasıl bir ışık altında sergileneceğini de tasarlamak zorundadır. Yoksa "arkadaş önce fotoğrafları çekelim, sonra baskı boyutuna, mekânına karar veririz" demek, bugünün sanat bağlamında yapılan işin hiç anlaşılmamış olduğunu gösterir. Sergi, bir bütündür ve sergiyi hazırlayan kişi, içerik ile sunum arasındaki durumdan sorumludur.

Günümüzde teknolojinin imkânlarının da gelişmesi ile birçok fotoğrafçı işin niteliği ile değil, 'en büyük', 'en parlak', 'en uzun' gibi kantitatif yönleriyle ilgileniyor.

Fotoğrafın boyutu, yüzeyi gibi özelliklerini fotoğrafın bizatihi kendisi belirlemelidir. Bu mantığa uygun olduğu sürece her tür uygulama ve boyut yapılabilir.

Sergilemelerin içeriği ile sunumu arasında bir ilişki varsa ve fotoğrafçı, boyut ile anlam arasında kavramsal bir ilişki kuruyorsa sorun yok...

Ancak salt kantitatif özellikler sergiyi örtüyorsa şu soru ortada asılı duruyor...
"İyi de ne?"

Coşar Kulaksız (DİFO Yöneticisi ve Halim Kulaksız'ın oğlu): 'İstanbul'un Silüetleri' sergisi hem içeriği ile hem de sunumu ile özel bir konuma sahip. Ama 'güzel sanatlar'ın rütbeli ağabeyleri olan 'resim' ve 'heykel'in yanına artık 'fotoğraf'ı da ekleyebileceğimizin bir anlamda ispatıdır. Bunun için de heybet ve boyut önemlidir. Ben haberci olsam, ikisini de dengede tutardım; çünkü her ikisi de önemli.

Özgürlük anıtını anıt yapan şey sadece içeriği değildir mesela. Onun okyanustan görünmesi ve içeriği ile beraber sarsılmaz olduğunun heybetidir, onu o yapan.

Ahmet Sel (Fotoğraf sanatçısı): Bir sergide kaç ton kâğıt kullanıldığı, fotoğrafların birbiri ardına dizildiğinde kaç kilometre tuttuğu, o serginin tanıtımı için seçilmiş bir yöntem olabilir. Bu yöntem, fotoğraf sanatıyla pek ilgisi olmayan ülkemiz insanının dikkatini çekebilir ama doğruluğu tartışma götürür. Bence önemli olan ve değer yaratan, gösterilenin ya da anlatılmak istenen şeyin anlamı, ilettiği duygu titreşimi ve estetiğidir. Bunun yanı sıra fotoğraf sanatçısı, izleyicisini fotoğrafının nesnesi ile hangi boyutlarda yüzleştirmek ve nasıl bir mekânsal tasarımda göstermek ister, bunlar onun öznel seçimleridir ve sanatsal üretim sürecinin devamıdır. Fotoğraf, anıtsal da olabilir, küçük bir karta da basılabilir... Yeter ki iyi fotoğraf olsun, bize yeni bir bakış açısı sunabilsin!


Fotoğraf sanatçısı Halim Kulaksız'ın Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde açtığı 'İstanbul'un Siluetleri' isimli fotoğraf sergisinin tanıtımında fotoğraların baskılarının boyutları ön plana çıkarılmıştı.



 

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.